Deprem Bildirim Konusu

Meteorolojik Model Güncelleme Saatleri
06:30-08:15 (GFS Sabah)
09:00-10:00 (ECMWF Sabah)
12:30-14:15 (GFS Öğlen)
18:30-20:15 (GFS Akşam)
21:00-22:00 (ECMWF Akşam)
00:30-02:15 (GFS Gece)
  • Zemin Katta bulunan kolon ve kirişlerde bulunan çatlakla bir hayli canımızı sıkıyordu,94 yılında yapılan apartman 25 yaşında ve 99 depremini yaşamış

    Bugün çatlak olan bir kolonu,sıva üzerinden rastgele kırdık ve kolona kadar indik,kolonda çatlak görünmüyordu

    Bunu 1 kolon için yaptık diğer ,diğer kolon ve kirişlerde yapmadık ,belediyeyi aradım ben karışmam ,lisanslı firmalar yapıyor deyince

    Bizde kendimizce birşeyler yapmaya başladık

  • Değerli arkadaşlar,


    Binanızın risk tespiti yapılması ile ilgili Belediyelerin bir yetkisi yoktur. Bu yetki kanunla Çevre Şehircilik Bakanlığı uhdesine alınmıştır. Bakanlıkta lisans verdiği firmaları yetkilendirilmiştir. Risk yada hasar tespiti için doğrudan çevre şehircilik il müdürlüklerine başvurmak durumundasınız.

  • Depremlerin odak çözümleri yorumunu merak ettim ;

    Hocam muhtemelen okumuşsundur ama yine de paylaşayım ;


    23 Ekim 2011 Van depreminin geniş bant uzakalan cisim dalga şekilleri kullanılarak sonlu-fay
    modellemesi yapılmış ve kırılmanın ters faylanma sonucu oluştuğu ve tek taraflı olarak 25
    km’lik bir uzaklık boyunca GB’ya yayıldığı görülmüştür. Kırılmanın 5 km’den sığ derinliklere
    pek yayılmadığı, en büyük kaymanın 5.5 m civarında olduğu, kırılmanın yaklaşık 11 sn sürdüğü ve toplamda 4.6 x1019 Nm’lik (MW=7.1)
    bir sismik momentin özelliklede 5-9 sn kırılma
    zamanı aralığında serbestlendiği belirlenmiştir.
    Sonlu-fay analizi en büyük kayma alanı için 3
    sn’lik bir yükselim zamanı önermiştir. 2011 Van
    depreminin 3 büyük artçı depreminin uzak-alan
    nokta kaynak modellemeleri sonucu elde edilen
    kayak mekanizmaları bu artçı depremlerin sadece ana şok kırılma düzleminde ya da komşu
    ters faylar üzerinde oluşmadığını 9 Kasım 2011
    artçı depreminde olduğu gibi komşu doğrultu
    atımlı faylar üzerinde de artçı depremlerin tetiklendiğine işaret etmiştir.
    Van Gölü bölgesindeki mevcut ana şok deprem odak mekanizmaları kullanılarak ve bunlara
    2011 Van depremi artçı depremleri eklenerek
    gerilme tensör analizleri bölgede gerilme rejiminin doğrultu-atımlı olduğunu ve sıkışma gerilmesi ekseninin kabaca K-G doğrultusunda
    uzandığını önermiştir.(Ercan Işık ve arkadaşları)

    Şimdi değişen bir rejim söz konusu olduğundan bundan sonrası için yorum getirmek zor.Sadece tahmin yürütürsem ;Kırmızı bölgede beklerim...

    e4ebb87cc49365e.png

    soru-isareti(1).jpgBir ihtimal daha var...

  • @4 Şubat kendi yorumunu istemiştim çözümler için kısa bir yorum istemiştim sadecede tahminde bulunmuşsun , bu deprem tahminide bağımlılık yapabiliyor sanırım ^^

    Bende makaleden alıntılıyarak cevap vereyim o zaman arkadaşlarda öğrenmiş olur;


    büyüklüğü Ml=6.7 olan ana şokun P dalgası ilk hareket yönü ve moment tensör yöntemi ile yapılan odak mekanizması çözümleri Doğu-Batı yönlü ters faylanmaya işaret etmektedir. Ana şoktan sonra meydana gelen Ml≥ 4 olan depremlerin odak mekanizması çözümleri ise ters fay, sağ yönlü ve sol yönlü doğrultu atımlı faylanma sonuçları vermiştir. 09/11/2011 tarihinde meydana gelen Ml=5.6 olan depremin odak mekanizması ise sağ yönlü doğrultu atım bileşeni olan normal faylanmaya işaret etmektedir. Bu sonuçlar bir sıkışma rejimi etkisinde olan Doğu Anadolu bölgesindeki tektonik karmaşayı gözler önüne sermektedir.


    23 Ekim 2011 tarihinde Van ili Merkez ilçe sınırları içerisinde, ilk belirlemelere göre yerel magnitüd değeri 6.7 olarak hesaplanan bir deprem meydana gelmiştir. Başkanlığımız tarafından işletilen Ulusal Sismolojik Gözlem Ağı’na ait geniş bant istasyonlardan gelen veriler hızlı bir şekilde değerlendirilmiş, depremin dış merkez koordinatları 38.6890 K – 43.4657 D ve odak derinliği 19.02 km olarak belirlenmiştir (Şekil-1). Bu hızlı çözümün ardından yapılan ayrıntılı çalışmalarla, yerel magnitüd değeri Ml=6.7 olarak hesaplanan depremin moment magnitüdü (Mw), SEISAN 9.0 programı kullanılarak Mw=7.0 olarak hesaplanmıştır.


    Sismik aktivite bakımından suskun sayılabilecek bir bölgede meydana gelen ana şoktan sonra, bölgedeki sismik etkinlik artıyorsa ve bu sismik etkinlik ana şokun dış merkez koordinatları etrafında yoğunlaşıyorsa, ana şoktan sonra meydana gelen depremler, ana şokun artçı depremleri olarak değerlendirilebilir. Hatta ana şoktan 100-150 gün sonra aynı bölgede meydana gelen depremler ana şokun artçı depremleri olarak düşünülebilir [3]. Tajima ve Kanamori [4], büyük depremlerden sonraki artçı depremlerin bir yıl kadar sürebileceğini belirtmişlerdir. Artçı depremlerin ana şok episantri etrafında eliptik bir kümelenme göstermesi genel bir artçı şok karakteristiği olarak düşünülür [5,6].



    23 Ekim 2011 tarihinde meydana gelen Merkez-VAN depreminin ardından depremin hangi faydan kaynaklandığı ile ilgili olarak bilim dünyasında çeşitli tartışmalar olmuştur. Genel olarak değerlendirildiğinde, depremin kaynağı olan fay, Erçek Gölü ile Van Gölü arasında bulunmakta ve yapılan odak mekanizması çözümüne göre yaklaşık D-B genel doğrultusunda uzanan bir bindirme fayı özelliği göstermektedir.

    Ana şokun meydana geldiği 23.10.2011 tarihinden 01.03.2012 tarihine kadar aletsel büyüklüğü 4.0 ve daha büyük (ana şok dahil) 183 deprem meydana gelmiştir. Bu depremlerden 166’sının P dalgası ilk hareket yönü okunmuş ve buna bağlı olarak odak mekanizması çözümleri yapılmıştır (Şekil-11).



    Şekil-11’deki resmi daha net görmek açısından odak mekanizması çözümleri, aletsel büyüklüğü 4.5 ve daha büyük depremler için haritalanmıştır (Şekil-12). Odak mekanizması çözümlerinden de anlaşılacağı üzere bölge oldukça karmaşık bir tektonizma ile kontrol edilmektedir. Ana şokun KD’sunda meydana gelen depremlerin odak mekanizması çözümleri genel olarak doğrultu atımlı faylanmayı işaret ederken, batısındaki depremlerin odak mekanizması çözümleri ise genelde doğrultu atım bileşeni olan ters faylanmayı yansıtmaktadır.


    Bölgede 23 Ekim 2011 - 01.03.2012 tarihleri arasında meydana gelen depremlerden açığa çıkan enerji Log E=12.24+1.44M bağıntısı [7] kullanılarak hesaplanmıştır. Mw=7.0 büyüklüğündeki ana şoktan 2.09x1015 Joule enerji açığa çıkmıştır. 1 ton TNT 4.2x109 Joule olduğu düşünülürse, ana şoktan açığa çıkan enerji 497619 ton TNT değerindedir (Tablo-1). Hiroşima’ya atılan atom bombasının 15000 ton TNT olduğu göz önünde bulundurulduğunda, söz konusu ana şoktan açığa çıkan enerjinin Hiroşima’ya atılan atom bombasının yaklaşık 33.2 katına eşit olduğu söylenebilir.



    Sonuçlar;


    23 Ekim 2011 tarihinde merkez üssü Van il merkezi olan Mw=7.0 büyüklüğünde yıkıcı bir deprem meydana gelmiştir.

    • Depreme kaynaklık eden fay Erçek Gölü ile Van Gölü arasında yaklaşık D-B genel doğrultusunda uzanan bindirme fayı özelliğindedir.

    • Söz konusu depremden sonra 1 Mart 2012 tarihine kadar aletsel büyüklükleri 1.5 ile 5.8 arasında değişen 8856 artçı deprem meydana gelmiştir. Bunlardan 98 deprem 1.0-2.0 arasında, 6372 deprem 2.0-3.0 arasında, 2204 deprem 3.0-4.0 arasında, 170 deprem 4.0-5.0 arasında, 12 deprem 5.0-6.0 arasındadır.


    -Oldukça karmaşık bir tektonizmayla kontrol edilen bölgede meydana gelen M>=4.0 olan depremler için P dalgası ilk hareket yönüne göre yapılan odak mekanizması çözümleri genellikle ters fay ve doğrultu atımlı faylanma sonuçları vermiştir. Ana şokun KD’sunda meydana gelen depremler genellikle doğrultu atımlı faylanmayı işaret ederken, batısındaki depremlerin odak mekanizması çözümleri genelde doğrultu atım bileşeni olan ters faylanmayı yansıtmaktadır.



    Deprem istatistiğinde kullanılan Gutenberg-Richter (LogN(M)=a-bM) bağıntısı yardımıyla 1900’den 23 Ekim 2011 tarihine kadar olan dönem (1. dönem) ve 23 Ekim 2011 tarihinden 1 Mart 2012 tarihine kadar olan dönem (2. dönem) ayrı ayrı değerlendirilerek Maksimum Olasılık Yöntemi ile b değerleri hesaplanmıştır.

    • 1. dönem için çalışma alanı içerisinde genel b değerinin 0.74 olduğu ve çalışılan grid aralığında 0.60 ile 1.20 arasında değiştiği gözlenmiştir. 23 Ekim depreminin meydana geldiği bölgede deprem öncesinde hesaplanan b değerinin düşük olduğu dikkate değerdir. 2. dönem için ise ana şoktan sonra hesaplanan genel b değerinin 1.26 olduğu ve çalışılan grid aralığında bu değerin 0.65 ile 1.50 arasında değişim gösterdiği gözlenmiştir. b değerinin gerilim birikimi ile ters orantılı olduğu düşünüldüğünde, ana şok öncesi hesaplanan düşük b değeri bölgede bir gerilim birikimi olduğunu, sonrasında hesaplanan yüksek b değeri ise bu gerilimin nispeten azaldığını ifade etmektedir.

    • Hesaplanan düşük b değerleri çalışma alanımızda çoğunlukla yüksek magnitüdlü depremlerin olduğu kısımları temsil etmekle beraber yüksek magnitüdlü depremlerin olmadığı çalışma alanının GD’suna düşen bölgede gözlenen düşük b değeri “acaba bu bölgede bir gerilme birikimi mi var?” sorusunu akla getirmektedir.

  • Hocam "yorum" seviyem yok zaten.Bunu siz Narsil ve Ilker Gunebakan hocalardan bekleyebilirim.Ama konuyu takip ediyorum makale okuma bu forumun bana kazandırdığı alışkanlık oldu.Tahmin konusu ise işin eğlenceli kısmı.Sahi ne oldu bakayım Y.Zellanda ve Tacikistana...

    soru-isareti(1).jpgBir ihtimal daha var...

  • Hocam "yorum" seviyem yok zaten.Bunu siz Narsil ve Ilker Gunebakan hocalardan bekleyebilirim.Ama konuyu takip ediyorum makale okuma bu forumun bana kazandırdığı alışkanlık oldu.Tahmin konusu ise işin eğlenceli kısmı.Sahi ne oldu bakayım Y.Zellanda ve Tacikistana...

    estf benim bu konuda bilgim ne Pergamona ne de İlker hocama yetişir..Sizden farkım yok nu anlamda

    VATAN NE TÜRKİYE’DİR TÜRKLERE NE TÜRKİSTAN VATAN BÜYÜK VE MÜEBBET BİR ÜLKEDİR TÜRKLERE TURAN

  • estf benim bu konuda bilgim ne Pergamona ne de İlker hocama yetişir..Sizden farkım yok nu anlamda

    PergamoN

    @4 Şubat


    Böyle karşılıklı komik gibi oluyor da :) benim de ilgim tamamen amatörce.

    İleri seviye hobi diyelim. İleri düzey bilgi filan dersenizi doktora, yayınlanmış makale filan deklare

    etmek gerekiir o da biz de yok ^^^^^^


    selamlar

  • Ne kadar saglam yapilirsa yapilsin. Sor bakalim bir kolonda kac tane demir kullanmislar ? Genelde eskilerde 6 dir. Simdi benim bildigim 10 12 tane kullaniyorlar.


    Ayrica yeni sistemde zemini cok saglam yapiyorlar. Bir nevi demir aglarla oruyorlar. Betonu doktukten sonra havasini alip tekrardan beton dokuyorlar. Binanin ortasinda genelde 2 tane tasiyici kolon vardir. Onlarida taş gibi yapiyorlar yeni sistemde. Yanlisim varsa Ilker Gunebakan hocam duzeltsin.


    Amacim korkutmak degil. Bilgilendirmek.

    Değerli Hocam,

    1999 sonrası imar yönetmeliği, bölgelerin fay haritaları değişti.

    Eskiden belediyeler de olan bazı yetkiler bakanlık bünyesine alındı.


    Bazı aksamalar olsa dahi, 1999 öncesine göre biriyileşme olduğu kesin.


    Fakat benim sorunlu gördüğüm bir kaç konu var.


    - Yapı denetim sistemi ne kadar sağlıklı işlemekte?

    - Zemin etüdleri

    - Kentsel dönüşüm


    Yapı kalitesi ve iyileşmeler konusunda haklısınız kesinle ama zemin etüdü iyi yapılmamış,

    zemin problemli sahalarda yapısı ne kadar iyi olursa olsun risk sürmekte.


    Selamlar

  • Zemin Katta bulunan kolon ve kirişlerde bulunan çatlakla bir hayli canımızı sıkıyordu,94 yılında yapılan apartman 25 yaşında ve 99 depremini yaşamış

    Bugün çatlak olan bir kolonu,sıva üzerinden rastgele kırdık ve kolona kadar indik,kolonda çatlak görünmüyordu

    Bunu 1 kolon için yaptık diğer ,diğer kolon ve kirişlerde yapmadık ,belediyeyi aradım ben karışmam ,lisanslı firmalar yapıyor deyince

    Bizde kendimizce birşeyler yapmaya başladık


    Hocam,

    bu yapı konularında felaket tellallığı yapıyor gibi görünmekten ben de memnun değilim ama,

    kendimi bazen "bilgi vermek" konusunda sorumlu hissediyorum.

    Onun için kısaca bir değerlendirme yapmak istiyorum.


    - ilk önce 1999 sonrası yapılan yönetmelik değişikliği ile yine değişen deprem risk alanlarına

    göre ciddi değişiklikler yapıldı. O bakımdan risk mevcuttur.


    - sadece görsel kontroller bir sonuç vermeyebilir. Genelde deformasyon görülen kolon-kiriş sistemleri

    gerçekten sorunlu iken, görsel olarak sorunlu görülmeyenlerde sorunlu olabilir.


    Bu bakımdan, kontrollerin profesyonel kişiler tarafında, mühendislik teknikleri ile yapılması

    mutlak kural olmalıdır.


    Tabi dediğiniz gibi hiç bir sorun da olmayabilir ama ben yine de bilgilendirmek istedim.


    Selamlarımla

  • Bugün şahit olduğum bir sohbet üzerine kısa bir bilgi vermek isterim.


    1999 depremi sonrasında, yetersiz bilgi, bilgi kirliliği, yetkili, yetkisiz bir çok kişinin

    açıklamalarına şahit olduk.


    Arkadaşlar;


    Şu anda, tabiki istediğiniz her kişiyi dinleyip bilgi alabilirsiniz ama bence en sağlıklı uyarı

    ve bilgilerin yeri AFAD kurumudur.


    Bir çok verinin koordinasyonu ve kurumlar arası koordinasyonu gayet başarılı

    yapmaktalar.

    kafanıza takılan her şey için referans alacağınız yer AFAD olmalıdır.


    Selamlarımla

  • Buraya o kadar kişi geliyor, okuyor,soruyor, yorumluyor, gidiyor. Kısacası demek istediğim ben kimsenin şuraya ben yaptırdım maliyeti de bu kadar tuttu diye yazdığını görmedim. Bizim sorunumuz sanırım tamamen duygalusallık (maddiyat)...

    Havanın değiştiğini haber veren genç uzuvlar değildir, bunu önce yaşlı kemikler sezerler.