Deprem Bildirim Konusu

Meteorolojik Model Güncelleme Saatleri
06:30-08:15 (GFS Sabah)
09:00-10:00 (ECMWF Sabah)
12:30-14:15 (GFS Öğlen)
18:30-20:15 (GFS Akşam)
21:00-22:00 (ECMWF Akşam)
00:30-02:15 (GFS Gece)
  • Allah korusun ama Sağlam bir depremde Oturduğum ev mutlaka yıkılır diye düşünüyorum. 3.7 depremde ev gitti geldi ve bir çok evde böyle. Sonumuz hiç iyi değil, inşaat malzemelerin fiyat sebeplerinden ötürü evde yenilenmiyor. işimiz Allah’a kaldı artık hepimizi korur inşallah.

  • Böyle depremlerden sonra kısa vadede küçük yüzlerce deprem olur zaten. Koeri o bölgedeki depremlerle dolar taşar. Zaman uzadıkça deprem sıklığı azalır, bazen tamamen biter.

  • İzmir'in altındaki fay çok aktif değil mi PergamoN

    Anormal bir sismik hareketlilik yok hatta veriler çok kısa ,haritalanmamış bir faya işaret ediyor bu değerdeki (3.5/3.9) artçı depremler birkaç defa daha meydana gelebilir en büyükleri 4,0 civarında olur muhtemelen (bu hareketden bağımsız bir deprem meydana gelmedikçe) daha büyük bir deprem riski düşük olduğu söylenebilir.


    Soma’nın kuzedoğusundaki 1-2 gündür artan sismik aktivite daha dikkat çekici bu bölge 2016-2017-2020 deprem serilerinde geçmiş mesajlarımda belirttiğim gibi sismik boşluk konumda 4-4,5luk bir kaçtane depremde üretti ama yeterli değil gibi görünüyor.




    2 Mal editiert, zuletzt von PergamoN ()

  • Code
    2022.11.06 10:40:20  40.9022   28.5775       13.2      -.-  1.4  -.-   GURPINAR ACIKLARI-ISTANBUL (MARMARA DENIZI)       İlksel
    2022.11.06 10:36:01  40.8800   28.2760       18.0      -.-  1.5  -.-   MARMARA DENIZI                                    İlksel
    2022.11.06 10:34:38  40.8900   28.4557       18.9      -.-  1.5  -.-   GURPINAR ACIKLARI-ISTANBUL (MARMARA DENIZI)       İlksel

    Bir gönüllünün yüreğinden daha güçlü bir yürek yoktur.

  • Code
    2022.11.06 10:40:20  40.9022   28.5775       13.2      -.-  1.4  -.-   GURPINAR ACIKLARI-ISTANBUL (MARMARA DENIZI)       İlksel
    2022.11.06 10:36:01  40.8800   28.2760       18.0      -.-  1.5  -.-   MARMARA DENIZI                                    İlksel
    2022.11.06 10:34:38  40.8900   28.4557       18.9      -.-  1.5  -.-   GURPINAR ACIKLARI-ISTANBUL (MARMARA DENIZI)       İlksel

    Marmara bari sen sakin ol zaten ortalık karışık.

    • Offizieller Beitrag

    Marmara denizinde kipirdama var demek icin deprem sayisinda daha fazla artis olmali. orta marmara bolgesinde 5.8 depremin oldugu gibi tali faylarda da olabilir bu durum.


    Deprem uzmani hocalarimizdan ve okudugum birkac makalede ozellikle marmara denizi icinde olabilecek depremlerde fayin 2 ucunda hareketlilik olmali, genelde deprem episentr i hareketli olmuyor ama fayin dogu ve bati ucu hareketleniyor, takip edeceksek ozellikle 1766 fay kiriklarinin 2 ucuna odaklanmak lazim..

  • Özellikle sosyal medyada , İzmir ile ilgili spekülatif açıklamaların yeniden çoğaldığı görülüyor, son Buca depreminin Tuzla fayı veyahut İzmir fayı ile bir ilgisi bulunmamakla birlikde İzmir fayı 7.0 Tuzla fayı 7.1-7.2'lik deprem üretir gibi açıklamaların bir geçerliliği bulunmamaktadır bu büyüklükler fayların genel uzunlukları ele alınarak programlar tarafından çıkarılan hazır büyüklüklerdir geçmişte fayın nasıl davrandığına veya davranacağına dair yeterli bilgi ve veri yoktur.

    BORA UZEL, HASAN SÖZBİLİR & ÇAĞLAR ÖZKAYMAK gibi isimlerin hazırladığı çalışmada (2009) bu fayları haritaladıkları görülüyor. 2-5km uzunluğunda değişen bu fay-lar en echelon denilen ; paralel veya alt paralel şeklinde birbirini örtebilen yakın aralıklı basamaklı (kademeli) faylar olarak haritalanmış Odak mekanizması çözümüyle uyumlu Oblik fayı'da temsil ediyorlar.


    1977 İzmir depreminin (5.5Ms 5.2Mw) bazı şahısların dediği gibi bu fay-lar (Buca fayı) tarafından üretildiği asılsızdır, 1977 depreminin episantrı İzmir'in göbeğinde odak mekanizması çözümünün ise İzmir fayını temsil ettiği görülüyor.


    Tuzla fayı;

    Doğanbey burnu ile Gaziemir arasında fayın karadaki uzunluğu 42 km’dir. Doğanbey körfezinde MTA Sismik-1 araştırma gemisiyle yapılan sismik çalışmalar Tuzla fayının GB’da Ege Denizi tabanında devam ettiğini göstermiştir (Ocakoğlu ve diğerleri 2004, 2005). Denizaltı devamıyla birlikte değerlendirildiğinde fayın uzunluğu 50 km’yi aşar.


    KD-GB genel doğrultulu olan Tuzla fayı biri birinden belirgin sıçrama veya büklümlerle ayrılan ve farklı doğrultularda uzanan üç alt bölümden oluşur. Kuzeyden güneye doğru bunlar Çatalca, Orhanlı ve Cumalı bölümleri olarak tanımlanabilir. Fayın kuzeydoğu ucunu oluşturan Çatalca bölümü 15 km uzunluğunda olup K35D doğrultuludur. Batı ucunda 750 m’lik sağ yönde bir sıçrama ile Orhanlı bölümünden ayrılır. Tuzla fayının Orhanlı bölümü K50D genel doğrultulu olup 16 km uzunluğundadır. Tuzla fayının güneybatısında yer alan Cumalı bölümü ise KKD-GGB uzanımında birbirine paralel faylardan oluşan zonal bir yapı sunar. Cumalı kaplıcası ile Doğanbey Burnu arasında karada 15 km uzunluğunda olan bu fay zonunun aynı doğrultuda Ege Denizi tabanında yaklaşık 10 km devamlılık sunduğu bilinmektedir (Ocakoğlu ve diğerleri, 2004, 2005). Denizaltı kesimi ile birlikte Tuzla fayının Cumalı bölümünün toplam uzunluğu 25 km’yi aşmaktadır. Zondaki faylar boyunca çok sayıda sıcak su çıkışı ve traverten oluşumları gelişmiştir. Kuzeyde Cumalı yöresinde zondaki faylardan en batıda yer alanı ters fay niteliğindedir. Düzlemi KB’ya doğru 60°-80° eğimli olan bu fay boyunca temel kayaları oluşturan Bornova flişi Miyosen birimleri üzerine itilmiştir (Eşder, 1988). KD-GB genel uzanımındaki bu fay kavisli geometrisi ile zondaki diğer faylardan ayrılır. Zon içerisindeki diğer faylar ise K20D doğrultusunda çizgisel gidişlidir. Tuzla ile Doğanbey burnu arasında uzanan üç fay parçası aralı aşmalı olarak biri birini tümler. Bunlar temel kayalar içerisinde çizgisel morfolojileri ile karakteristiktir. Bu üç fay parçasından en doğuda bulunanı üzerinde sıcak su çıkışları ve traverten kuleleri yer alır. Tuzla mevkii yakınında fay üzerinde uzun eksenleri 10-15 metre, yükseklikleri ise 2-3 metreye ulaşan basınç sırtları fay üzerinde meydana gelmiş eski depremlerdeki yüzey faylanmasını belgeleyen mikromorfolojik oluşumlardır. Tuzla mevkiinden batıya doğru uzanan doğudaki kol ise birbirine paralel iki fay parçasından oluşur. Yukarıda tanımlanmış olan basınç sırtını doğudan sınırlandıran bu faylar kesintisiz bir şekilde batıda denize ulaşır.


    Fayın batı devamında deniz tabanından alınan sismik kesitlerde de Tuzla fayının karadakine benzer bir geniş deformasyon zonu oluşturduğu ve zondaki fayların deniz
    dibindeki en genç çökelleri kestiği anlaşılmıştır (Ocakoğlu ve diğerleri, 2004, 2005). Aynı çalışmadaki bulgular fayın doğrultu atımlı olduğunu, deniz tabanında Doğanbey
    burnundakine benzer basınç sırtları oluşturduğunu ve bu zondaki bazı fayların ters fay bileşeni taşıdığını göstermektedir. 6 Kasım 1992 tarihinde İzmir-Doğanbey arasında düşük hasarlara yol açan bir deprem olmuştur Büyüklüğü Ms:6.0 (USGS) derinliği 14 km olarak belirlenmiş olan bu depremin dışmerkezi Doğanbey ile Ürkmez arasında denize rastlarken, artçı şokları ise Tuzla fayı üzerinde dağılım göstermektedir (Türkelli ve diğerleri, 1990, 1995) (Şekil 11, 16). Fay düzlemi çözümleri depremin sağ yönlü doğrultu atımlı bir kırılma mekanizmasıyla geliştiğini göstermektedir (Türkelli ve diğerleri 1995; Tan ve Taymaz, 2001, 2002). Bu sismolojik değerlendirmeler yukarıda açıklanan saha bulgularıyla uyumludur. Depremden hemen sonra yapılan arazi gözlemlerinde bölgede herhangi bir yüzey deformasyonuna rastlanmamıştır (İsmail Kuşçu, sözlü bilgi). Ancak, elinizdeki bu araştırmanın arazi gözlemleri esnasında yerel halkla yapılan görüşmelerde Cumalı kaplıcaları yöresinde tarafımızca haritalanan fay boyunca zeminde bazı kılcal çatlakların geliştiği yönünde bilgiler edinilmiştir. Yine Cumalı kaplıcaları bölümünde tam fay çizgisi üzerinde subasman temeli atılmış ancak inşaatı tamamlanmamış bir beton temel tabliyesini kesen kırıklar gözlenmiş ve yapının 50 cm yüksekliğinde yarım kalmış duvarlarında 20 cm’lik sağ yönlü ötelenme ölçülmüştür (Şekil 17). Yüzey kırılması gelişmemiş olmasına rağmen bu ötelenme olasılıkla 1992 depreminin etkisiyle gelişmiş bir yüzey deformasyonu olarak yorumlanabilecek niteliktedir.
    Dağkızılca fayı;

    Kemalpaşa ilçesi güneyi ile Torbalı arasında uzanır . Gediz grabeni sistemine bağlı sağ yönlü doğrultu atımlı bir transfer fayıdır. K70°D genel doğrultulu ve toplam 27 km
    uzunluğundadır. Kabaca biri birine paralel üç parçadan oluşur. En batıda Karaağaç-Menderes (Cumaovası) arasındaki bölümü Neojen ve Kuvaterner yaşlı birimler arasında morfolojik çizgisellik şeklinde izlenir. Kurudere-Ayrancılar arasında kalan 20 km uzunluğundaki bölümü diri fay olarak haritalanmıştır (Ek 1). Fayın bu bölümü iki parçadan oluşur. Kurudere-Kırıklar köyleri arasında 13 km uzunluğundaki parça K65D doğrultusundadır. Bu fay doğu ucunda 35°’lik bir büklüm yaparak Gediz grabeni sıyrılma fayına birleşir. Büklümün hemen batısında Miyosen kaya birimleri içerisinde fay boyunca geniş bir ezik zon gelişmiştir. Doğrultu atımlı makaslama yapılarının izlendiği bu bölümde çakıltaşlarındaki yüksek açılı fay düzlemlerindeki çizik ve ondülasyonlar yatay yönde olup fayın sağ yönlü doğrultu atımını gösterir. Faya paralel vadilerde erozyon süreçlerinin etkin oluşu nedeniyle fayın Holosen aktivitesine ilişkin bulgular sınırlıdır. Vişneli ve Kırıklar köyleri arasında ise fay Miyosen çökelleri ile Nif dağı yükselimini meydana getiren temel kayalar arasında dokunak oluşturur. Bu kesimi boyunca fay sarplıkları belirgindir. Vişneli-Ayrancı arasındaki fay parçası 13 km uzunluğundadır. Miyosen ve temel kayalarda çizgisellik oluşturur. Fay boyunca uzamış sırtlar ve doğrultu atımı gösterir drenaj örgülenmesi belirgindir. Dağkızılca fayı Gediz graben sistemi batısında Seferihisar ve Tuzla fayları gibi Ege açılma tektonik rejimi içerisindeki transfer yapılarından biridir. Bulgular fayın aktif olduğuna işaret etmektedir.

    31 Mart 1928 Torbalı depreminin (M:6.5) hasar dağılımı bu fayın batı yarısında yoğunlaşmaktadır. Şekil 33’te sunulan haritadaki eş hasar eğrilerinin uzanımı Dağkızılca fayının genel doğrultusuyla tam bir uyumluluk göstermez. Hasar dağılımı, Torbalı yöresindeki Kuvaterner birimlerinin harita dağılımına uygun bir geometri sunar. Bölgedeki Kuvaterner çökelleri akarsu ve bataklık ortamında depolanmış gevşek Holosen çökellerinden oluşur (Bozbay ve diğerleri, 1986). Deprem esnasında sıvılaşmaya bağlı zemin yenilmelerinin geliştiği rapor edilmiştir (Eyidoğan ve diğerleri, 1991). Bu alüvyon düzlüklerinde yeraltısuyu seviyesi yüksektir. Dolayısıyla 1928 depreminin Dağkızılca fayından kaynaklandığı ancak hasar dağılımında yerel zemin koşullarının belirleyici olduğu sonucuna varılmıştır.


    Sonuç olarak özellikle Tuzla fayı segmentlerinin yön dereceleri ve sıçramaları göz önüne alındığında fayın tek seferde (50km) kırılma ihtimali çok düşükdür ki güney parçasında 1992 6.0Mw Doğanbey depremi meydana gelmişdir. Özellikle çizgisel gidişli doğrultu atımlı faylar sıçrama yapsada fay belirgin bir yön değiştirmediği sürece ayrı segmentleri birlikte kırabiliyor bu tür depremlere süpershear (süper kayma) depremi denir ,aşırı gerilme altındaki bu faylarda depremin fayı yırtma hızı S-Dalgası hızını geçiyor.


    Yeni bir çalışmaya ait görsel ve süper kayma depremlerinin bazıları;

    süper kayma depremlerinin sıklığı hakkındaki makalemizin yayınlandığını duyurmaktan mutluluk duyuyoruz. Küresel oranı daha önce tahmin edilenden ~%50 daha fazla olan %14'e getiren dört yeni süper kesme olayı belirledik.

    Global map of supershear earthquakes

  • Sosyal medyada bazı ezbere yorumlar yapılmışdı özellikle İzmir dışındaki şahıslardan sanki hiç 4.9-5.0 Deprem yaşamadık abartıyorsunuz gibi söylemler oldu yine verilere dayanan bir bilgilendirme yapayım 4.9'luk Buca depremindeki ölçülen anlık ivmeler Sisam depremi (6.9Mw) deprem ivmelerinden daha fazladır Karabağlar'da 208.54 PGA (cm/s2) Buca'da 147.70 PGA (cm/s2) anlık ivme ölçülmüşdür birbirine yakın istasyonlarda ciddi farkların gözlenmesi yerel zemin koşullarının çok etkin olduğunun göstergesi.