Deprem Bildirim Konusu

gecmis olsun.

Zitat von HAVA TAHMİNCİSİ

İyide 2036 yılında mı olacak deprem? Ne malum bugün ya da yarın olmayacağı ? Adam süre vermiş. 2036 yılına kadar diye.

Süre vermiyorum beni kast ediyorsanız veya ramazan hoca da vermiyor. Okusanız anlarsınız. Depremleri bilecek bir formül yok diyor. Kayma hızı ve tekrarlanma aralıklarına göre bir yorum yapabiliriz diyo. Yıllık kayma hızından yola çıkarak eğer geçmişte deprem tarihleri doğru ise 2016 yılında döngü doluyor diyor. Bazı faylarda ise 2036 ama bu kesin değil deprem her an da olabilir elimizde sağlıklı veriler yok bunu bilemeyiz diyor. O da,ben de diyorum ki keşke öyle bilme şansımız olsa 2036 yılı diye de 15 yılda bir önlem alınması için güzel zaman. Coppersmith (1994) formülünü ele alarak hesap yapmış.

tweet serisini baştan sona okursanız anlarsınız.

Ramazan hoca son zamanlarda paylaşımları iyice arttırdı. Meraklısına güzel paylaşımlar gerçekten.

Prof. Dr. Övgün Ahmet Ercan'ın Açıklamaları

Marmara’da her 30 yılda bir yaklaşık 6.2 büyüklüğünde depremin olduğunu söyleyen Prof. Dr. Övgün Ahmet Ercan, şu ifadeleri kullandı:

* Yine Marmara’da her 104 yılda bir 6.3 ile 6.7 arasında bir deprem olur. Marmara’da yaklaşık 7.2’den daha büyük olan depremler ise yaklaşık 570 yılda bir olur.

* Dolayısıyla bizim Gölcük’te görmüş olduğumuz 7.5 büyüklüğündeki bir depremin yeniden Marmara’da yineleme olasılığı yok denecek kadar azdır. O nedenle Marmara’da 7.6’lık bir deprem bekleniyor demenin 4 bin yıllık Marmara’nın deprem davranışıyla herhangi bir ilintisi yoktur.

* Kaldı ki eğer Marmara’da 7’den daha büyük bir deprem olsaydı bugünkü Eminönü yarımadasında ne Ayasofya ayakta kalırdı, ne Kızkulesi ayakta kalırdı, ne Bozdağan Valens Kemeri ayakta kalırdı, ne Süleymaniye Camisi, ne Fatih Camisi, ne Beyazıt Camisi, ne Sultanahmet Camisi, eski eserlerin hiçbiri ayakta kalmazdı.

* Oysaki bunların hepsi ayakta, İstanbul surları dahil. Bunlar depremlerin tanıklarıdır.

* Demek ki İstanbul’un bulunduğu kesimde çok büyük depremler olmamıştır. Neden olmamıştır İstanbul’un içinde? Çünkü orada yaklaşık 2 kilometre kalınlığında bir magma yaklaşımı vardır.

* Tam İstanbul Boğazı’nın bulunduğu yerde ve Suriçi’nin bulunduğu kesimde yer kabuğunun kırılma direnci 6 milyar cigatondan daha büyüktür.

* İşte o nedenle 99 depreminde bir taraftan Gölcük’ten başlayıp Kaynaşlı’ya doğru giden kırık diğer taraftan ise Gölcük’ten başlayıp Karamürsel üzerinden Yalova, oradan Çınarcık, oradan Esenköy’e kadar gitmiştir. Bir dal da çıkmıştır oradan. Tıpkı balkı kılçığı gibi.

* Bir tanesi Çınarcık çukurunun kuzeyinden yaklaşık Sivriada’ya kadar kırmıştır, bir dal da yine bu ana koldan çıkarak Tuzla üzerinden Pendik, Kartal, oradan Maltepe, oradan Bostanlı’ya kadar kırmıştır. Adalar tam bunun ikisinin arasında kalmıştır.

* Eğer devam etseydi bu kırılma, bir taraftan Fenerbahçe burnundan kasrın içine girecekti, tam Sarayburnu’na bulunduğu kesimden, bir taraftan da tam Küçükçekmece’nin önünden bir dönerek Avcılar önünden Büyükçekmece’ye doğru doğu-batı doğrultusunda kırılacaktı.

Gidememesinin ana nedeni tam İstanbul’un önünde yer kabuğunun kırılmaya karşı direncinin çok büyük olması. O nedenle devam edemedi, orada kaldı.

‘MARMARA ŞU AN ÇOK YORGUN’

* Burayı kırabilmesi için yeniden bir gerginlik biriktirmesi gerekiyor. O gerginlik biriktirmesi doğudan her yıl gelen gerginliğin birikme hızına bağlı olarak değişiyor.

* Burada Ercan algoritması dediğim bir algoritmaya baktığım zaman bu gerginliğin birikebilmesi için, yani 6 milyar cigatona ulaşıp gelişip bu kabuğu kırabilmesi için en az 2045 yılına kadar beklemek gerekiyor.

* Eğer düzgün bir dağılım olursa. Eğer bu gerginlik birikmesi yeterli değilse 2075 yılına kadar deprem gecikebilir. 21 yıldır birileri her an deprem olabilir diyor ama 21 yıldır da ben ‘hayır her an deprem olamaz, olması için yeterli bir güç toplanmamıştır’ diyorum. Zaman beni doğruladı hep. Zaman birçok kimseyi yanılttı.

Ahmet Ercan'ın bu dedikleri doğru çıksın o yıla kadar yaşarsa elini öpücem, dünyadan göçmüş olursa da mezarına gidip en güzel çiçekleri bırakacağım. Şayet dediği yıllardan önce olursa ki o kadar emin konuşuyor en büyük belayı okuyacağım ona

Valla Ahmet Ercan'a inanmayı çok istiyorum ama bir yandan da Celal Şengör'ün ''kim bu adam ya bir tane yayınlanmış araştırması var mı'' sözleri aklıma geliyor. Bu işin uzmanı olan adamlar böyle konuşmuyor.

Zitat von ldr1907

Valla Ahmet Ercan'a inanmayı çok istiyorum ama bir yandan da Celal Şengör'ün ''kim bu adam ya bir tane yayınlanmış araştırması var mı'' sözleri aklıma geliyor. Bu işin uzmanı olan adamlar böyle konuşmuyor.

Cenk Yaltırak da Haber Global da bu adamın gerçek jeolog olmadığını kanıtlamıştı

Bostanlı'ya kadar o fay kırıldı ve Pendik Tuzla Maltepe Kadıköy sahildeki 20-30 yıllık binalarda hiçbir yıkıntı meydana gelmedi, bana pek inandırıcı gelmedi. Geçmiş depremlerde Ayasofya Kebir Cami ve çevresindeki yapıların kaç kez kısmen yıkıldığı anlatılır. Ahmet Bey tarihi kaynakları pek dikkate almıyor sanırım. Adalar 1894 fayının yarattığı büyüklük konusunda ne der acaba merak etmiyor değilim. Her ne kadar 7.6 bana da çok inandırıcı gelmese de 6,4 de çok mantıklı gelmiyor. Not: 6.4 te öyle küçümsenecek bir deprem kesinlikle değil.

26 Aralık 2004 tarihinde Endonezya'da 9.1 büyüklüğünde deprem meydana geldi. Yüksekliği 25-30 metre ulaşan tsunami oluştu. 230.000'den fazla kişi hayatını kaybetti.

http://bandirmamanset.com/kose…nin_yukselmesi-12988.html

Şöyle bir yazı okudum sizce doğruluk payı var mı? İstanbul depreminin gecikme sebebinin deniz seviyesinin yükselmesi olduğu yazılmış. Gerçi kime göre gecikiyor, belki de daha çok zaman var. Narsil hocam senden bir yorum alırım.

Zitat von ldr1907

http://bandirmamanset.com/kose…nin_yukselmesi-12988.html

Şöyle bir yazı okudum sizce doğruluk payı var mı? İstanbul depreminin gecikme sebebinin deniz seviyesinin yükselmesi olduğu yazılmış. Gerçi kime göre gecikiyor, belki de daha çok zaman var. Narsil hocam senden bir yorum alırım.

İlginç tabi, açıkçası marmarada 1 segment yok bunlardan hangisi ne kadar enerji birktirdi şuanda yorum yapamıyoruz, ama çok zamanları kalmadı bu bir gerçek. Haberi okuyunca mantıklı geliyor ama farklı sorularda sorulur bu kadar enerji biriktiren bir fay su artışına göre ne kadar gecikir? Bu biraz beni aşan bir konu, alanımız jeoloji değil, yani özellikle sualtı faylarının bu tarz su yükselmelerinde depremin geciktiği ile ilgili bilimsel bir bilgi ve kanıt var mı sorularına cevabı konuda ihtisas yapmış birilerinin söylemesi lazım.

Nacizhane fikrim fay kırılacaksa kırılır, bu tarz fayların üzerinden biriken enerji gerçekten muazzam, ben bu su kütlesinin depremi geciktireceği konusuna pek katılmadım.

Deprem ağının alarm sesine uyandım

Yine hissettik

Kötü sallandık

Geçmiş olsun arkadaşlar.

Emsc 6.0 bildirim geldi

Bölge halkına çok geçmiş olsun

6.4 Diyarbakır