Deprem Bildirim Konusu

Meteorolojik Model Güncelleme Saatleri
06:30-08:15 (GFS Sabah)
09:00-10:00 (ECMWF Sabah)
12:30-14:15 (GFS Öğlen)
18:30-20:15 (GFS Akşam)
21:00-22:00 (ECMWF Akşam)
00:30-02:15 (GFS Gece)
  • Ben bu felaket tellallığını da anlamıyorum. Son 3 ayda +3 üzeri hiç deprem olmamış mı marmara denizinde? Bir sürü fay mevcut. Bir sürü tali faylar var +5 üzeri deprem üretecek. Kimi depremler kendi kendine sönümleniyor,kimi daha yüksek geliyor. Her +3 depremden sonra +5 deprem olacak diye bir kaide mi var? Bu korkuyu anlamıyorum. Bana çok ilginç geliyor. Marmara'da deprem olsa aaa niye oldu öncü mü bu? Marmara'da deprem olmasa aaaa niye olmadı bu suskunluk iyi değil. Sözüm genel kişisel algılanmasın. Twitter'da böyle dolu.

    Mustafa Kemal ATATÜRK 1881-19∞

  • 1. Büyüklük (Magnitüd) Nedir?


    Deprem, yerkabuğunun gerilme etkisi sonuncu, belirli bir derinlikte kırılması olarak tanımlanabilir. Depremin büyüklüğü ise kırılan yüzeyin büyüklüğünü ve dolayısıyla ortaya çıkan enerjinin düzeyini belirten bir ölçüdür. Örneğin M=2,0 büyüklüğünde bir deprem, yeryüzünün derinliklerinde yaklaşık bir futbol sahası büyüklüğünde bir kiriğin meydana geldiğini gösterir. Büyüklük bir birim artarsa, yani 3,0 büyüklüğünde bir deprem oluşmuş ise, yaklaşık 10 futbol sahasına eşit bir alanın kirtilmiş olduğu anlaşılır.

    Gerçekte, depremin büyüklüğü sadece kırılan yüzeyin alanı ile oranlı değildir. Büyüklüğü etkileyen iki etmen daha vardır: atim ve berklik (rijidite). Atim, kırılan yüzeyin iki tarafında kalan kayaçların birbirlerine göre bağıl olarak ne kadar yer değiştirdiğini belirtir. Berklik ise, kırılan kayaçların sertliğine bağlı bir parametredir. Ancak depremin meydana geldiği derinliklerde genelde Berklik değeri hemen hemen hep aynıdır ve sabit kabul edilebilir. Atim değerinin ise genelde kırılan yüzeyin büyüklüğüne hep orantılı olduğu gözlenmiştir. Bu nedenle, büyüklüğün bilinmesi için sadece kırılan alanın yüzölçümünün tahmin edilmesi yeterli sayılabilir.


    2.Büyüklük nasıl ölçülür?


    Depremi oluşturan kirik genelde yer kabuğunun derinliklerindedir, ancak büyük depremlerde yer yüzeyine kadar ulaşır ve bizim fay kırığı dediğimiz yüzey kırıklarını oluşturur. Bir deprem olduğunda, derinlerde oluşan kırığı doğrudan gözle görmek mümkün olmadığından, onun yüzölçümünü dolaylı olarak tahmin etmek zorunda kalırız. Bir başka deyişle deprem kırığını kendisini görmesek de, onun ortaya çıkardığı etkileri inceleyerek büyüklüğü hakkında bir fikir edinebiliriz.

    Buna örnek olarak, birisinin bir havuza tas attığını, ancak bizim taşın büyüklüğünü bilmediğimizi kabul edelim. Taşın havuza düşerken çıkardığı sesi dinleyerek veya havuzda oluşan dalgalanmaların boyutuna bakarak taşın küçük mü, yoksa büyük bir taş mı olduğunu tahmin edebiliriz. Depremin büyüklüğünü kestirmek de tamamen buna benzer bir süreçtir. Deprem de, yerkabuğu içerisinde havuzdaki suya benzer şekilde dalgalanmalar oluşturur.

    Yerkabuğunda oluşan dalgalanmaları ölçmek için sismometre dediğimiz aygıtlar kullanılır. Hangi yöntem kullanılırsa kullanılsın, büyüklük hesaplanırken, depremin merkezinin doğru bir şekilde belirlenmiş olması esastır. Havuza atılan taş örneğine dönecek olursak, su üzerinde oluşan dalgaların genliği, kaynak noktasından uzaklaştıkça yavaş yavaş azalır. Bu nedenle, dalgalanmaların genliğini yorumlarken onun ne kadar uzak bir mesafeden geliyor olduğunu bilmek şarttır. Göz önünde tutulması gereken önemli bir nokta, yerkabuğunun hiçbir zaman havuzun suyu gibi yalın bir yapıya sahip olmaması, katmanlar, kıvrımlar, vb. içeren çok karmaşık bir dokuya sahip olmasıdır. Bu nedenle depremle oluşan yerkabuğu dalgalanmaları yayıldığı yöne bağlı olarak çok farklı değişimlere uğrayabilir. Olası bu bozulmalar göz önüne alınarak, büyüklüğü belirlemek için çoğu zaman tek bir sismometrenin sonuçları ile yetinilmez. Depremi farklı yönlerden ve farklı uzaklıklardan izleyebilmiş birçok sismometre ölçümünün ortalaması alınarak daha güvenli bir sonuç elde edilir.


    3.Neden birden fazla Deprem Büyüklüğü tanımı vardır?


    Yukarıda değinildiği gibi depremin büyüklüğünü belirlemek dolaylı biçimde yapıldığı için pek de kolay değildir. Üstelik deprem büyüklüğünü belirlerken, tüm ölçek için tek bir yöntemin kullanılması maalesef mümkün değildir. Belirli bir yöntem belirli bir büyüklük aralığında ve belirli bir uzaklıktaki depremler için geçerliyken, daha büyük veya daha uzak depremler için daha farklı yöntemler kullanmak gerekir.

    Buna örnek olarak, depremin büyüklüğünü belirlemeyi bir insanın yaşını belirlemeye benzetebiliriz. Yirmi yaşından daha küçüklerin yaşını tahmin etmek için o kişinin boyuna bakmak yeterli sayılabilir. Ancak yirmi yaşının üzerindekilerde boy fazla değişmeyeceğine göre, yaşı anlamak için daha farklı bir özelliğe, mesela saçların kırlaşmasına veya ciltte oluşan kırışıklıklara bakarak bir tahmin yapmak zorunda kalırız. Benzer şekilde, deprem büyüklüğünü belirlerken de, bulunduğumuz uzaklığa ve depremin büyüklüğüne göre farklı farklı yöntemlere başvurmak zorunda kalırız. Hatta bu farklı yöntemleri ayni depreme uyguladığı takdirde, farklı değerler elde etme olasılığı da vardır. Ancak en güvenli olanı, o büyüklük ve uzaklık için en uygun olan yöntemin verdiği sonuçtur.


    4.Büyüklüğü ölçmek için kaç tane yöntem vardır? Bunlar nelerdir?


    Süreye Bağlı Büyüklük (Md)

    Daha büyük bir depremin, sismometre üzerinde daha uzun bir süre için salınımlara yol açacağı ilkesinden hareket edilir. Depremin, sismometre üzerinde ne kadar uzun süreli bir titreşim oluşturduğu ölçülür ve deprem merkezinin uzaklığı ile ölçeklenir. Bu yöntem küçük (M<5,0) ve yakın (Uzaklık<300 km) depremeler için kullanılır.


    Yerel (Lokal) Büyüklük (Ml)

    Bu yöntem 1935'da Richter tarafından depremleri ölçmek için önerilen ilk yöntemdir. Bu yöntem, havuza atılan tas örneğine dönecek olursak, taşın suya çarparken oluşturduğu ses dalgalarının suyun içerisine yerleştirilmiş bir mikrofon ile dinlenmesine benzetilebilir. Ses kaydında oluşan en yüksek genlik değeri, uzaklık ile ölçeklenerek taşın büyüklüğü hakkında bilgi verecektir. Depremin büyüklüğünü kestirirken de ayni ilke uygulanır. Bu yöntem de görece küçük (büyüklüğü 6,0’dan az) ve yakın (uzaklığı 700 km'den az) depremeler için kullanılır. Doğru değerlerin bulunması için sismometrelerin çok iyi kalibre edilmiş olması esastır.


    Yüzey Dalgası Büyüklüğü (Ms)

    Bu yöntem ilk iki yöntemin yetersiz kaldığı büyük depremleri (M>6,0) ölçmek için geliştirilmiştir. Havuz örneğine geri dönecek olursak, suyun yüzeyinde oluşan ve halkalar seklinde merkezden çevreye yayılan dalgaların en yüksek genliğinin ölçülmesi esasına dayanır. Bu tür dalgalar yeryüzünde kaynaktan çok uzak mesafelere yayılabilirler. Diğer yöntemlerin aksine bu yöntemin güvenilirliği uzak mesafeden yapılan ölçümlerde daha da artar.


    Cisim Dalgası Büyüklüğü (Mb)

    Bu yöntem Yüzey Dalgası yöntemine benzer, tek farkı yüzeyden yayılan dalgalar yerine derinliklerde ilerleyen dalgaların kullanılmasıdır. Havuz örneğine dönersek, taşın suya çarpması ile oluşan ses dalgaları (akustik dalga) suyun içerisinde uzak mesafelere yayılabilir. Bu ses dalgalarının bir mikrofon ile dinlenebilir ve ulaştığı en yüksek genlik taşın büyüklüğü konusunda bilgi verir. Deprem için de durum benzerdir. Ancak yerkabuğu içerisinde sadece ses dalgası değil, kesme dalgası adi verilen bir başka dalga türü de üretilir. Bu iki dalga türünün tümüne Cisim Dalgaları adi verilir. Sismometreler, mikrofondan farklı olarak her iki dalga türünü (Cisim Dalgaları) de kaydedebilir.


    Moment Büyüklüğü (Mw)

    Bu büyüklük türü, diğerlerine göre en güvenilir olanıdır. Bilim dünyasında, eğer bir deprem için moment büyüklüğü hesaplanabilmişse, diğer büyüklük türlerine gerek kalmadığı düşünülür. Belirleme açısından hepsinden çok daha karmaşıktır. Esas olarak depremin oluşumunun matematiksel bir modelinin yapılmasına karşılık gelir. Bir araştırıcının gerçekleştirebileceği bilimsel bir çalışma süreci ile hesaplanabilir ve bu yüzden hesaplamaların belirli bir zaman almaşı kaçınılmazdır. Otomatik olarak uygulamaya konulabilmesi ise zordur, dünyada sayılı birkaç gözlemevinde, sadece belirli bir büyüklüğün üzerindeki depremler için rutin olarak hesaplanmaktadır. Uygulamada, sadece belli bir büyüklüğün üzerindeki depremler için (M>4,0) Moment Büyüklüğü hesaplanabilir.



    Kandilli ve afad'daki değerler her zaman ilksel (otomatik çözümler) olup daha sonradan revize edilebileceğini unutmayın Moment büyüklüğü (Mw) hesaplanan bir depremin diğer hesap modellerindeki büyüklükleri baz alınmaz..

  • Ben bu felaket tellallığını da anlamıyorum. Son 3 ayda +3 üzeri hiç deprem olmamış mı marmara denizinde? Bir sürü fay mevcut. Bir sürü tali faylar var +5 üzeri deprem üretecek. Kimi depremler kendi kendine sönümleniyor,kimi daha yüksek geliyor. Her +3 depremden sonra +5 deprem olacak diye bir kaide mi var? Bu korkuyu anlamıyorum. Bana çok ilginç geliyor. Marmara'da deprem olsa aaa niye oldu öncü mü bu? Marmara'da deprem olmasa aaaa niye olmadı bu suskunluk iyi değil. Sözüm genel kişisel algılanmasın. Twitter'da böyle dolu.

    Dediğin Doğru Kral Lakin Marmara Fayı Cidden Cok Fazla Enerji Biriktirmiş Bir Fay Biliyosunuzdur Zaten Bu Fayın Üzerinde Olan Depremler Tetikleme Potansiyeli Olan Depremler Tabi Doğrusu Olacak Diye Birşey Yok Lakin Suskunluk Hayra Alamet Değil Neden Derseniz Geçen Sene Bile Şarkoydeyken Kaç Defa Salladı Bu Sene Sessiz Onu Kast Ediyorlar !

  • Bu gördüğünüz yıkılma anı binalarda özellikle 2000 öncesi yapılan tüm binalar için geçerli. Deprem öldürmez bina öldürür. Acil tüm yapılara kontrol lazım!!!


  • Çok kötü...

    Çok çok acı. Uzmanlık alanım olmamakla beraber taşıyıcı kolonları kesilmiş gibi. Giriş kat ve 1. kat direkt çöküyor. Diğer katlar ise yeterince güçlü olmadığı için sönümleyememiş gibi. Allah sebep olanların yakasını bırakmasın, ne diyeyim!!!

  • Malesef bizde önlem değil deprem korkusu ve felaket tellaliğı var. Sürekli artçılar sıklaştı, Marmara da 3 şiddetinde deprem oldu. Evet olacak deprem kuşağında bir ülke değil miyiz? Onlem desen sadece lafta malesef.

  • Aşağıdaki bağlantıyı yorumsuz olarak paylaşıyorum. 38. dakika 17 saniyeden 38.dakika 25 saniyeye kadar olan 8 saniyelik kısma dikkat çekmek istiyorum.

    https://www.youtube.com/watch?…=2281s&ab_channel=BeyazTV

    Bu söylemler hiçbir şey ifade etmiyor , ezbere konuşmalar meydana gelen depremin kuşadasıyla alakası yok sisam fayı kuşadası fayından ayrılmış (farklı bir segment) durumunda bu şahıslara (Birkaç kişi daha var ) göre Türkiye'nin heryerinde deprem bekleniyor. Doğu anadolu fayı risk,Kuzey anadolu fayı risk,Ege'nin heryeri risk vb.. Oysa ki durum hiçde öyle değil.

    Heryeri saydıkları için önümüzdeki yıllarda meydana gelecek olası bir depremde yine medyada uyarmıştı diye dillendirilecekler.

    Bunu en çok yapan şahıs neredeyse her küçük deprem sonrası açıklama yapan Naci görür..


    Birde hepden zırvalayan şahıslar var bunlar bile medyada kendine yer buluyor yazıklar olsun.. En basitinden memleketimin facebook'da takip ettiğim bir sayfası var, 35bin kişi takipçisi olması lazım , fay diye bir şey yok diyen şahsın reklamını yapmış sen bu adama medyada yer verirsen daha küçük topluluklarda paylaşır reklamını yapar..


    Kuşadası ve civarındaki depremselliğe gelirsek, ege açılma sisteminin büyük bir kesiminde olduğu gibi büyük menderes graben'indeki depremlerin tekrarlanma süreleride çok uzun ve farklı segmentlere ayrılmış durumda.Yüzeyde farklı segmentler olarak izlenen yapıların aslında birçok bölümü Listrik fay yapısı nedeniyle derinde birleşiyor bu yüzden 1970 gediz depremi gibi (7.0Mw) gibi büyük depremler üretebiliyorlar.

    Büyük Mendere çöküntüsündeki en yüksek risk sismik boşluk konumunda bulunan Köşk/Nazilli/Buharkent arasındaki kesim.Çokda uzun olmayan kuşadası fayı aletsel dönemin en aktif kesimiydiki komşu bir segmentinde 30 ekim 2020 tarihinde 7.0Mw gibi büyük bir deprem oldu.

    Einmal editiert, zuletzt von PergamoN ()