Saat 09.17’de Bursa Mustafakemalpaşa’da 3.2 büyüklüğünde deprem olmuş. Bursa’dan hissedenler oldu mu?
Muhakkak hisseden olmuştur, Edremit Körfezi açıklarında 3.0 olmuştu, Akçaydan iyi hissettim, hatta gece uykumdan uyandırdı.
Saat 09.17’de Bursa Mustafakemalpaşa’da 3.2 büyüklüğünde deprem olmuş. Bursa’dan hissedenler oldu mu?
Muhakkak hisseden olmuştur, Edremit Körfezi açıklarında 3.0 olmuştu, Akçaydan iyi hissettim, hatta gece uykumdan uyandırdı.
Türkiye’nin ana tektonik yapılarından biri olan Doğu Anadolu Fayı (DAF), kuzey ucunda Karlıova üçlü
birleşiminden başlar, güney ucunda ise Ölü Deniz Fay Sistemine bağlanır. KD-GB genel uzanımlı olan
DAF, 6 segmentten oluşur. Tarihsel ve aletsel dönemde segmentlerin her birinde Ms=6.8 ve daha büyük
depremlerin meydana geldiği bilinmektedir. Segmentlerin uzunlukları dikkate alındığında, her birinin
aletsel büyüklüğü 7.0 ve daha büyük deprem üretebilecek potansiyele sahip olduğu söylenebilir. Aletsel
dönem kayıtlarına göre DAF üzerinde en son 1 Mayıs 2003 tarihinde, Karlıova-Bingöl segmentinde hasar
yapıcı deprem (Mw=6.4) meydana gelmiştir. Fayın diğer segmentleri hasar yapıcı deprem bakımından
suskundur.
Bilindiği üzere, Kuzey Anadolu Fayı (KAF) ile Doğu Anadolu Fayı (DAF) birleşik faylardır. Dolayısı ile
bu özellikteki faylarda görülen en temel özellik; bir fay aktif iken ötekinin suskun olmasıdır. KAF üzerinde
başlayan 1939-1999 deprem serisi, fayın son yüzyılda aktif olduğunun göstergesidir. Benzer bir aktiflik
1800-1900 yılları arasında DAF üzerinde görülmüştür. Bu göstergeler, içinde bulunduğumuz yüzyılda,
DAF’ın yeniden aktif olacağı tezini güçlendirmektedir.
3. KUZEY ANADOLU FAYI VE DOĞU ANADOLU FAYI
Aletsel dönem kayıtları, KAF’ın geçtiğimiz yüzyılda (1900-2000) yüzey kırığı oluşturan
yıkıcı depremler bakımından aktif olduğunu göstermektedir (Şekil-9). 1939 Erzincan
Depremi ile başlayan KAF üzerindeki yıkıcı deprem serisi 1999 depremleri ile geçtiğimiz
yüzyıl (1900-2000) için sonlanmıştır. Geçtiğimiz yüzyılda KAF üzerinde yüzey kırığı
oluşturan 20 yıkıcı deprem meydana gelmiştir. Buna karşılık DAF üzerinde meydana
gelen yıkıcı deprem sayısı 7’dir (Şekil-8). Öte yandan aletsel dönemde DAF üzerinde
meydana gelen ve aletsel büyüklüğü 5.0 ve daha büyük depremlerin dağılımları;
Gölbaşı-Türkoğlu ve Türkoğlu-Antakya segmentlerinin suskun olduğunu göstermektedir
(Şekil-10).
KAF ve DAF birleşik (conjugate) faylardır. Bu tür fayların en tipik özelliği; biri aktif
haldeyken diğerinin kilitlenmesidir [5]. Dolayısı ile geçtiğimiz yüzyılda da KAF aktif
haldeyken DAF’ın kilitlenmiş olduğu aletsel kayıtlardan anlaşılmıştır. Bütün bunlar,
DAF’ın içinde bulunduğumuz yüzyılda aktif hale geçeceği tezini güçlendirmektedir.
Uzunlukları 50 ile145 km arasında değişen 6 yada 7 farklı segmentten oluşan toplam
600 km uzunluktaki Doğu Anadolu Fay Sistemi, MS 17-1900 yılları arasını kapsayan
tarihsel dönemde, M.Ö. 30-M.S 100; M.S. 700’lü yıllar; M.S. 1100’lü yıllar, M.S. 1500’lü
yıllar ve 1800’lü yıllar olmak üzere beş ana deprem serisi üretmiştir. DAFS’nin 5-8
mm/yıl gibi çok düşük kayma hızına sahip olması nedeniyle, 7.0-7.5 büyüklüğündeki
depremler oldukça uzun aralıklarla tekrarlanmaktadır. DAFS’nin Gölbaşı-Türkoğlu
segmentinde gerçekleştirilen paleosismolojik çalışmalardan elde edilen bulgular yüzey
faylanması oluşturan büyük-çok büyük depremlerin 400-700 yıl aralıklarla yinelendiğini
ortaya koymuştur. Gölbaşı-Türkoğlu segmentinde en son 1513 yılından itibaren 506
(1114 depreminden bu yana 905 yıl) yıldır büyük bir depremin olmaması, bu segmentin
çok yakın gelecekte büyük bir deprem üretme potansiyelinin çok yüksek olduğuna
işaret etmektedir. Benzer şekilde DAFS’nde Bingöl-Palu arasında da benzer bir sismik
boşluğun olduğu görülmektedir.
(1) 26 Şubat 2004 Çelikhan (Adıyaman) (M 5.1); (2) 11 Ağustos 2004 Sivrice-Elaziğ
(M 5.5); (3) 06 Haziran 2005 Karlıova (M 5.7); (4) 26 Ocak 2007 Karakoçan-Elaziğ (M
4.7); (5) 21 Şubat 2007 Sivrice-Elazığ (M 5.9); (6) 26 Ağustos 2007 Karlıova (Bingöl)
(Ml 5.4); (7) Temmuz 2012 Andırın-Kahramanmaraş (Ml 5.0); (8) 19 Eylül 2012
Pazarcık – Kahramanmaraş (Ml 5.1); (9) 14 Kasım 2012 Çöçelli (Pazarcık-K.Maraş)
(M 4.7) ve (10) 04 Nisan 2019 Sivrice depremleri, son 15 yıldır Doğu Anadolu Fay
Zonunun özellikle Gölbaşı-Türkoğlu ve Palu KD’sundaki Gökdere yükseliminin olduğu
kesimde gerilmenin arttığı ve bu kesimlerin bir hazırlık evresine girmiş olduğu
düşündürmektedir.
Yüksek-Çok yüksek deprem riskine sahip her iki fay segmentinin geçtiği kesimler ve
yakınlarında, K.Maraş, Adıyaman, Hatay, Malatya, Elazığ ve Bingöl gibi büyük kentler 22
ve çok sayıda ilçe ve belde yerleşim alanları ve Karakaya, Keban, Atatürk gibi büyük
barajlar yer alması nedeniyle, deprem zararlarının azaltılmasına yönelik çalışmaların
acilen hayata geçirilmesi, can ve mal kaybının önlenmesi açısından hayati önem
taşımaktadır. Yakın civarda yer alan sulama amaçlı büyük barajların ekonomik
ömürleri içerisinde herhangi bir büyük depremde sınanmamış olmaları nedeniyle, bu
barajların davranışlarının da ne olacağı gözden geçirilmeli ve gerekli deprem
senaryoları yapılarak risk analizleri yapılmalıdır.
2.b) Aletsel Dönem Deprem Etkinliği
DAF’ı oluşturan segmentler üzerinde tarihsel dönemde Ms=6.7 ve daha büyük
depremlerin meydana geldiği söz konusudur. Segment uzunlukları dikkate alındığında ise
her segmentin aletsel büyüklüğü 7.0 ve daha büyük deprem üretme potansiyeline sahip
olduğu söylenebilir. Son yüzyılda segmentler üzerinde meydana gelen en büyük
depremin aletsel büyüklüğü Ms=6.8’dir. Sözü edilen aletsel büyüklükler göz önüne
alınarak bir değerlendirmeye gidilirse, aletsel dönemde DAF’ın daha çok orta ve KD
kesiminin sismik olarak aktif olduğu söylenebilir (Şekil-8). Öte yandan DAF’ın gerektarihsel ve gerekse aletsel dönem deprem etkinliği birlikte değerlendirildiğinde, GölbaşıTürkoğlu segmentinin sismik aktivite bakımından suskun olduğu aşikardır.
Alıntı; RAMAZAN DEMİRTAŞ,
RECAİ FEYİZ KARTAL,
FİLİZ TUBA KADİRİOĞLU Makalelerinden parça parça derlenmiştir.
Murat4510 edremit'i soruyordun
Merkezi 12 Haziran 2017 Midilli-Karaburun deprem episantrı olan 100 km yarıçapında
dairesel alan içerisinde, aletsel dönemde meydana gelen ve aletsel büyüklüğü 4.5 ve daha büyük
olan depremlerden fay düzlemi çözümü yapılan 49 depremin coulomb stres analizi; Midilli
Adasının güneydoğusu, Çandarlı Körfezi ve İzmir Körfezinde 0.4-1.0 bar aralığında değişen
stres birikimi olduğunu göstermektedir. Kuzeydoğuda 1939 Dikili depremi (Ms=6.6) ve
kuzeybatıda 1949 Karaburun depremi (Ms=6.6) arasında gözlenen stres birikimi, bölgenin
deprem potansiyelinin yüksek olduğuna işaret etmektedir.
Edremit körfezini kuzeyden sınırlayan Edremit Fay Zonunun, 1944 depreminde (Ms=6.8)
kırılan kısmının doğu segmenti üzerinde 0.8-1.0 bar arasında stres birikiminin olması, bu
segmentin deprem potansiyelinin yüksek olabileceğini düşündürmektedir.
3.1 Coulomb Gerilme Analizi
Bir bölgede meydana gelen deprem, komşu faylar üzerindeki mevcut statik gerilme durumunu da
değiştirmektedir. Bu değişim elastik ve homojen yarı uzaydaki dikdörtgen düzlemler üzerinde meydana
geldiği farzedilen yerdeğiştirmeler yöntemi ile hesaplanır [11]. Coulomb gerilme değişimi ∆σf, aşağıda
verilen bağıntı ile hesaplanır.
∆σf = ∆τ - µ′∆σn
Burada ∆τ hedef fay düzlemindeki kesme gerilmesindeki değişim (- engelleme, + destekleme), ∆σn hedef
fay düzlemine dik yönde olan normal gerilmedeki değişim (- gevşeme, + sıkışma). µ′ ise laboratuvar
deneylerinden 0-0.8 arasında değiştiği bilinen etkin sürtünme katsayısıdır. Bu çalışmada bu değer 0.2
olarak kabul edilmiştir.
Bölgedeki ana şok öncesi ve sonrası gerilim değişiminin hesaplanmasında Coulomb 3.4 [12, 13] programı
kullanılmıştır. Programa veri olarak, ana şok öncesi bölgede meydana gelmiş ve odak mekanizması
çözümü yapılmış M >= 4.5 olan depremlere ait parametreler (doğrultu, eğim, kayma açısı, fay çeşidi)
girilmiştir.
Ana şok öncesi için yapılan hesaplama neticesinde elde edilen sonuçlarda ilk göze çarpan, Midilli
Adası’nın güney-GD’si ile Karaburun (İzmir) yarımadasının KD’si ve Çandarlı Körfezi’ni içine alan bir
alanda 0.4-1.0 bar arasında değişen gerilim birikimi olduğunun gözlenmesidir. Bu alanın hemen
kuzeyinde, Edremit Körfezi’ni kuzeyden sınırlayan Edremit Fay Zonunun, 1944 depreminde (Ms=6.8)
kırılan kısmının doğu segmenti üzerinde de 0.6-1.0 bar arasında gerilim birikiminin olması, bir diğer
önemli bulgu olarak ortaya çıkmıştır (Şekil-13).
RAMAZAN DEMİRTAŞ,;
RECAİ FEYİZ KARTAL, ; Ortak makalesinden alınmıştır
FİLİZ TUBA KADİRİOĞLU ;
PergamoN Hocam,çok teşekkür ederim. O kadar uğraşmışsınız elinize emeğinize, sağlık.
Ben makaleleri daha önceden okumuştum zaten biliyordum.Burdan paylaşakcaktım ama kaybetmiştim onları aramakla uğraştım sadece asıl uğraş makalelerin sahiplerinde ramazan demirtaş ve ekibi denizli(bozkurt) deprem bölgesinde arazi çalışmasındalar yine deprem bilimci dediğin onlar gibi olmalı deprem oldukdan sonra çıkıp oturduğun yerden açıklama yapmakla olmuyor..
Ramazan demirtaş'dan bölgedeki denizli (bozkurt) arazi çalışmalarından çıkan sonuçlar için çok önemli açıklamalar geldi;
8 Ağustos 2019 Bozkurt #depremine neden olan Acıgöl fay zonunun Çaltı-Salda Gölü yolu 2. km'sinde (Gemiş'in 8km batısı) Orta-Jura Kretase kireçtaşları ile Kuvaterner alüviyal yelpaze-yamaç molozu çökellerini yan yana getiren D-B gidişli 70 KD'ya eğimli faylanmadan görünüm.
Kazı duvarında faylanmış açık kahve renkli çakıllı Kuvaterner yaşlı alüviyal yelpaze çökelleri üzerine gelen Holosen yaşlı gri killi-siltli yelpaze çökelleri, Maymundağ Fay Zonunun diri bir fay olduğunu ve Holosen'den (son 11 bin yıl) bu yana hareket etmediğine işaret etmektedir.
1-Kazı duvarında çok açık olarak görüldüğü üzere, Maymundağı fayının yıllık kayma hızının 0.1 mm gibi çok düşük olduğu ve Holosen'den bu yana deprem üretmediği anlaşılmaktadır. Bu bulgu Maymundağı fayının deprem potansiyelinin yüksek olduğuna işaret etmektedir.
2-Maymundağı fay izi boyunca, deprem sırasında toz bulutlarının oluşmasına yol açan 50-100 metreden çok daha kalın fay denetimli alüviyal yelpaze çökellerinin birikmesi de, fayın diri olduğunu ve uzun süredir deprem üretmediğine işaret etmektedir.
3-Gerek kazı duvarı bulgusu gerekse fay kontrollü çok kalın alüviyal yelpaze çökelleri, 8 Ağustos 2019 depremi ile birlikte değerlendirildiğinde, Maymundağı fayı deprem üretme potansiyelinin çok yüksek olabileceği bir sismik boşluk olarak tanımlanabilir.
Recai feyiz kartal;
Aletsel dönemde de yine aynı faylar üzerinde (1914 ve 1995) depremleri mevcut.
Acıgöl Fayı'nın havzayı kontrol ettiği düşünülürse, son depremden (Mw 5.8) sonra, Maymundağı Fayı'nın biraz daha gerildiği söylenebilir.
Edit: Segmantasyon açışından düşünüldüğünde maymundağı fay zonu en az 3 segmentten oluşmaktadır. Bu segmentler 5.5<M<6.5 Aralığında depremler üretebilir.
Marmara Denizi yine hareketlenmiş.Ufak depremcikler var.
Marmara Denizinden ritmik hareketler. Acaba Marmara’da uzun zaman sonra hissedilir orta büyüklükte bir depreme hazırlık mı? Bilinmez.
2019.09.13 | 20:59:25 | 40.7753 | 28.7173 | 3.7 | -.- | 2.1 | -.- | MARMARA DENIZI İlksel |
2019.09.13 | 20:29:08 | 40.7762 | 28.7508 | 5.5 | -.- | 2.1 | -.- | MARMARA DENIZI İlksel |
2019.09.13 | 20:27:21 | 40.7780 | 28.6835 | 7.2 | -.- | 1.8 | -.- | MARMARA DENIZI İlksel |
İlk rakamlar derinlik ikinci rakamlar şiddeti.
Bir tane daha olmuş yakın zamanda Marmara'da bu en son olan.
2019.09.13 | 21:16:00 | 40.7587 | 28.7062 | 5.4 | -.- | 2.8 | -.- | MARMARA DENIZI İlksel |
Biz ne kadar güzel bir aileyiz. Meteorolojiden tutun, astrolojiye, yer bilimlerine kadar doğanın neredeyse tüm olaylarını, gelişimlerini, hareketlerini anlık olarak takip eden, birbirimizle paylaştığımız, bilimsel ve teknik temelli yorumlarla birçok konuda bilgi sahibi olduğumuz bir mecrada bulunuyor olmak ne kadar güzel ve kıymetli. Mesela şu Marmara denizindeki hareketlerden kimsenin haberi bile yokken biz anlık takip edebiliyoruz. Dışarıda esen rüzgarın yönünü anlamını kimse bilmezken onu oluşturan sistemi bilmek ne kadar güzel. Bu bizlerin bu forumda bulunan herkesin ‘farkındalığının’ farklılığının bir göstergesidir bence. Doğaya ve doğa bilimlerine ilgi ve araştırmak bilimin esas temelini oluşturur. Bizler bu yönüyle aslında bulunduğumuz ortamın ve toplumun da bilinç ve farkındalık düzeyinin yukarısında olduğumuzu bilmeliyiz. Çünkü birçok kişinin aslında bilmediklerini biliyoruz. Farkında olmadıklarının farkındayız. Onlar dışarıya bakıp basitçe hava açık rüzgarlı falan diyorken bizler o havaya bakarak daha farklı şeyleri fark ediyoruz. Tekniğini az çok algılıyoruz. Bunların ciddi bir kısmını bu foruma borçluyuz daha doğrusu borçluyum. 2013’den beridir üyeyim. Herhalde öyle zannediyorum ki eski üyelerden biriyim. Ve bu ailede yer alıyor olmaktan mutluluk duyuyorum...:hfyeni (25):
Pergamon hocanın yazısını hatırlayan ve depremlerin konumuna bakan var mı ? Fayda kırılmaya çok yakın bir süre kaldığında deprem kümelenmeleri oluşur bunun anlamı fayın kırılma hazırlığı yapması diyordu. Haritaya bakınca fayın ortasında tam bir kümelenme oluşmuş .
Tam emin değilim fakat sanırım Ankarada deprem oldu ufak bir sallantı yaşadım
Uzun salladı baya.
Uzun salladı baya.
En son olandan cok daha hafif hissettim konumumda uzakda oldu sanırım
Edit; Şu an 2 defa daha sallandı yaklaşık 5 saniye kadar
Yine oluyor.
Karabükteyim 2 defa çok kötü sallandık
Binalarımız o kadar kötü ki uzaktaki depremi bile hiasediyoruz.
İkisi de Çankırı.