Deprem Bildirim Konusu

Meteorolojik Model Güncelleme Saatleri
06:30-08:15 (GFS Sabah)
09:00-10:00 (ECMWF Sabah)
12:30-14:15 (GFS Öğlen)
18:30-20:15 (GFS Akşam)
21:00-22:00 (ECMWF Akşam)
00:30-02:15 (GFS Gece)
  • 30.09.2019 tarihli depremler

    VATAN NE TÜRKİYE’DİR TÜRKLERE NE TÜRKİSTAN VATAN BÜYÜK VE MÜEBBET BİR ÜLKEDİR TÜRKLERE TURAN

  • Bazi dükkanlar işyerlerini açarken ilk katta bölme duvarlari kaldıyor ve yumuşak.kat sorunu ortaya çikiyo özellikle van depremi saha araştirmalarında yıkilan binaların bazılarının sadece bu nedenden yıkıldığı yaziyo ayrica bölme ve dolgu duvarların binanın salınımına olumlu etkisi olduğu ortaya çıktı.

  • dükkan olan binaların kat yüksekiliği binanın diğer katlarına oranla daha fazla olması, duvar yerine genelde cam olması , özellikle eskiden dünkanlarda alan genişletmek çin yapılan binaya yapısal zarar veren tadilatlar, veya restorant ekmek fırını gibi dükkanların taş fırınlarının kolon cevresine yapılması (sürekli ısıya maruz kalan betonun mukavemetinin azalması) gibi. Tabiki her dükkan olan bina yıkılır gibi bir anlam çıkarmamak lazım ancak depreminde imar planına aykırı yükseltme yapılmış ve dükkan olarak kullanılan binarlarda yıkım oranı daha fazla olduğunu biliy

    Verdiğin bilgiler için teşekkür ederim. Bazı evlerde, özellikle eski evlerde odanın zemini tam düz olmayabiliyor. Çok az eğimli gibi. En son oturduğum iki ev bu şekildeydi. Bunun sebebi sonradan parke yapılması olabilir mi yoksa kendiliğinden çökmeye mi başlamış olabilir

  • Avcılar'da ki İstanbul üniversitesi-cerrahpaşa kampüsünün içi berbat durumda. herhes üç maymunu oynuyor ve hiçbir gelişme yok. Elimde fotolarda var ama özellikle deprem sayfasında paylaşamıyorum siz nasıl paylaşıyorsunuz bilmiyorum ama okul bırak büyük depremi, tekrar 5,8'de tuzla buz olur

  • Verdiğin bilgiler için teşekkür ederim. Bazı evlerde, özellikle eski evlerde odanın zemini tam düz olmayabiliyor. Çok az eğimli gibi. En son oturduğum iki ev bu şekildeydi. Bunun sebebi sonradan parke yapılması olabilir mi yoksa kendiliğinden çökmeye mi başlamış olabilir

    bu konuda ne söylese yalan olur birçok nedeni olabilir.

  • LE SUROIT’IN RAPORU:İstanbul’da beklenen depremin büyüklüğü 8

    Marmara Denizi’nde geçen yıl, fay hattıyla ilgili ilk çalışmayı yapan Fransiz Le Suroit gemisinin kesin rapor sonuçları, Fransa’nin uluslararası bilimsel dergisi Elsevier’de yayımlandı. Rapor sonucu, İstanbul’da olası bir deprem korkusunun hiç de yersiz olmadığını ortaya koydu. Le Suroit araş- tırmasının sonucuna göre, Marmara Denizi’nin dibinde onlarca kilometre uzanan fayin hattinin tek parça, tek hat halinde, kivrimli iki fay olduğu kesinleşti.

    Prof. Xavier Le Pichon başkanlığında yürütülen, Prof. Dr. Celal Sengör, Doç. Dr. Emin Demirbag ve Prof. Dr. Naci Görür’ün de katildigi arastirma, 12 bilim adami tarafindan gerçeklestirdi. Bu çalismaya göre, Marmara içinde tek hat halinde iki fay hatti tespit edildi. Ilki Körfez’den çikip Çinarcik’in kuzeyinden Büyükçekmece – Yesilköy açiklarina kadar geliyor. Ikincisi ise, Büyükçekmece’den başlıyor ve Mürefte’ye kadar devam ediyor.

    marmara3.jpg

    Araştırmada, bu fayın “yıkıcı” ve “aktif” olduğu belirtiliyor. Marmara fayının özellikle de İmralı fayı en canlı bölümlerden biri olduğu tespit edilirken, Marmara’nin batısında Çinarcik’a kadar uzanan fay uzunluğunun tam 110 kilometre, ikinci fayin ise 85 kilometre uzunluğunda olduğu ve her iki fayında aktif olduğu belirtildi.

    Marmara’da oluşacak depremin, ya tek ya da iki kırılma seklinde gerçeklesecebileceğini belirten uzmanlara göre, tek kırılma durumunda depremin büyüklüğü Richter Ölçeği’ne göre 8′e yakın, fayin iki parçada kırılması durumunda ise en az 7 veya 7′den biraz büyük bir deprem olacak.

    Fransiz Le Suroit gemisinin Marmara’da yaptığı arastirmaya katilan uzmanlar, Marmara Denizi’ndeki çukurlukları da meydana getirdiği belirlenen bu uzun fayin Kuzey Anadolu Fayı’nın devamı olduğu konusunda ayni görüşteler. Bu fay hattında, özellikle Yeşilköy çevresinde sıkışma olduğu belirtiliyor.

    Le Suroit gemisiyle yapılan incelemelerden sonra hazırlanan raporu degerlendiren ITÜ Avrasya Yer Bilimleri Enstitüsü Müdür Yardimcisi Prof. Dr.Okan Tüysüz: “Marmara içinde tek hat halinde iki fay görülüyor. Ilki Körfez’den çikip Çinarcik’in kuzeyinden Büyükçekmece – Yesilköy açiklarina geliyor. Ikincisi Büyükçekmece’den basliyor, Mürefte’ye kadar devam ediyor. Tahmin edilenden uzun. Faylar riskli, ciddi sorun var. Dogudaki fay en son Adalar’dan itibaren 1894′te, batidaki 1766′da Mürefte’de kirilmis. 110 kilometre uzunluk ciddi risktir. Gölcük fayi 130 kilometre, 7.4 büyüklügünde deprem üretti. Düzce 45 kilometre, 7.1 büyüklügünde deprem üretti.”

    Bu arastirmada görev alan uzmanlar, olasi bir Istanbul depremiyle ilgili son zamanlarda yapilan açiklamalarin gerçegi yansitmadigini, özellikle de Prof.Dr. Aykut Barka’nin öne sürdügü gibi, kirilmalarin birden fazla olmadigini, Marmara fayinda iki kirilma olacagini belirtiyor ve bu nedenle kirilmalarin siddetli olacagini söylüyor. Prof. Xavier Le Pichon baskanliginda yapilan arastirmanin sonuçlarina göre, Istanbul’da olasi bir depremin bölgelere göre büyüklügü söyle saptaniyor:

    - Kadiköy (Merkez üssüne uzakligi 26 km): 6 siddetinde sarsilacak.

    - Eminönü (Merkez üssüne uzakligi 16 km): 9 siddetinde sarsilacak.

    - Fatih (Merkez üssüne uzakligi 14-15 km): 9 siddetinde sarsilacak.

    - Zeytinburnu (Merkez üssüne olan uzakligi 12 km): 9 siddetinde sarsilacak.

    - Bakirköy (Merkez üssüne olan uzakligi 10 km): 9 siddetinde sarsilacak. (Bazi yerler 10 siddetine maruz kalabilir)

    -Avcilar (Merkez üssüne olan uzakligi 12 km): 9 siddetinde sarsilacak. (Bazi alanlar 10 siddetine maruz kalabilir)

    -Küçükçekmece (Merkez üssüne olan uzakligi 14 km): 8 siddetinde sarsilacak.

    -Büyükçekmece (Merkez üssüne olan uzakligi 15.5 km): 8-9 siddetinde sarsilacak.

    -Silivri ve Çatalca: 7 siddetinde sarsilacak.

    “ANA FAY TEK PARÇA KIRILACAK”

    Prof. Celal Sengör, Marmara Bölgesi’nde yasayanlarin uykusunu kaçiracak bir açiklama yapti. Le Suroit gemisinin arastirma sonuçlariyla ilgili Prof. Xavier le Pichon’la yazdigi ikinci makale önümüzdeki aylarda uluslararasi bilim dergilerinde yayinlanacak olan Prof. Sengör, “Marmara Denizi’nde ana fayin tek parça oldugu belirlendi. Ancak ana fayin güneyinde de büyüklügü 7′nin üzerinde depremlere yol açacak faylar var. Bu faylar tsunami yaratacak faylar. Bunlar Çinarcik ile Armutlu arasinda” dedi.

    “BILIM ADAMLARI DOGRU SÖYLEMELI”

    ABD’nin en ünlü bilim kuruluslarindan CalTech’de (California Teknoloji Enstitüsü) bir yilligina konuk ögretim üyesi olarak bulunan Sengör, “Bilim adamlari istemeseler de dogruyu söylemekten asla korkmamali… Halk unutur,ama bilim unutmaz” diye konustu. Sengör sözlerini söyle sürdürdü: “Prof. Pichon’la düsüncelerimizde bir degisiklik yok. Zaten Le Suroit gemisinin ortaya koydugu veriler, bizim tahminizi destekliyor. Ana fay, Orta ve Tekirdag çukurluklarinda da tek parça olarak devam ediyor.”

    “HAREKET EDEN FAYLAR…”

    Kuzeyden geçen tek parça fayin disinda, güneyinde de 7′den büyük deprem yaratacak faylara rastlandigini anlatan Sengör, bu faylar hakkinda da su bilgileri verdi: “Bunlar sag yanal atimli degil, normal faylar. Yani asagi yukari hareket eden faylar. Bu faylari ana fay olusturmus. Bunlar asagi yukari hareket eden yani normal faylar oldugu için tsunamiyaratacaklar.”

    “DEV DALGALAR OLUSACAK”

    ODTÜ ve Güney California üniversiteleri isbirligiyle yapilan arastirmalarda ortaya konan senaryolara göre, Marmara’da 4 metre ve daha yüksek tsunami dalgalari olusabilir ve bunlar 5 dakikada karaya ulasabilir.

    Son bin yilda Marmara’da 11 tsunami olayinin meydana gelmis oldugunu anlatan bilim adamlari, “17 Agustos’ta meydana gelen 2.52 metrelik tsunami ile bu sayi 12′ye yükselmistir” diye konustu.

    “DAHA ÖNCE DE OLMUS…”

    Yalova’daki Aksa fabrikasinin arkasinda denizden 1.5 kilometre uzaklikta karada yapilan incelemede, 2780 yil önce meydana gelen tsunaminin izlerine rastlandi. Tsunaminin M.Ö. 780 yilinda gerçeklestigini belirten Prof. Okan Tüysüz ve Doç. Dr. Can Genç, “15 – 20 santim kalinlikta ince bir zon tabakasina rastladik. Bu zon bolca fosil (midye, istiridye parçalari) ve memeli kemikleri kapsiyor. Burada 4 metrelik tsunami olmus” dedi.

    TÜBITAK Marmara Arastirma Merkezi (MAM) Baskani Prof. Dr. Naci Görür, ”Orta Marmara Sirti ile Tekirdag Çukuru arasindaki fay riskli. Bu fay, her an 7 ve daha siddetli depreme neden olabilir” dedi.

    Prof. Dr. Görür, Gebze Rotary Kulübü toplantisinda yaptigi konusmada, Marmara Denizi’ni ”deprem denizi” diye tanimladi. Marmara Denizi merkezli yüksek siddette deprem riskinin göz ardi edilmemesi gerektigini söyleyen Prof. Dr. Görür, Marmara Denizi’ndeki en tehlikeli fayin, en son olarak 1766 yilinda kirildigini ifade etti.

    Prof. Dr. Görür, sunlari kaydetti: ”Bu tür tehlikeli faylarin 250 yillik periyotlar halinde kirilma riski bulunuyor. Bu yüzden, bilim adamlari içinde bulundugumuz yillarda 7 ve daha yüksek siddette deprem olasiligindan söz ediyorlar. Bu da dogru bir mantik. 15 milyon yildir deprem oluyor ve milyonlarca yil daha olacak. Marmara Denizi’ni tehlikeli buldugumuz için 5 gemiyle 2 yildir arastirma yapiyoruz. Marmara’nin güneyindeki fay kirilirsa 7 ve üzerindeki siddette deprem olacaktir.”

    “INSANLAR BILE BILE ÖLÜYOR”

    Prof. Dr. Naci Görür, akil ve bilimin kullanilmasi halinde, depremlerde insan ölümleri olmayacagini ya da çok az olacagini bildirdi. Sultandagi’nda kirilan fayin, Maden Tetkik ve Arama’nin (MTA) haritasinda bulunmasina ragmen gerekli önlemlerin alinmadigini da anlatan Prof. Dr. Görür, söyle devam etti: ”Yetkililer, depremden sonra bölgeye gidip (yaranizi saracagiz, yemek ve ev verecegiz) diyorlar. Bilgi toplumu olmasi gereken ülkeye yakismiyor. Akil ve bilimi kullanirsak, depremde insanlar ölmez. Burada kirilan fay, MTA haritasinda vardi. Insanlar bile bile ölüyor. 1939 Erzincan depreminde 39 bin kisi öldü. Fay hatlarinin oldugu yerde saglam yapilanma neden baslatilmadi ya da insanlar niye o bölgelerden uzaklastirilamadi?”

    Japonya’nin Kobe sehrinde yasanan depremi ve sonuçlari hakkinda dadegerlendirmelerde bulunan Görür, sunlari kaydetti: ”Kobe depreminden sonra10 yilda depreme dayanikli yeni bir Kobe yaptilar. Bir yerlerden baslamak lazim. Insanlar ölüyor, yarayi sarariz diyorlar. Insanlari öldürmeyin. Biz,bugüne kadar bunca çalisma yaptik ama, hiçbir hükümet yetkilisi gelip siz ne yapiyorsunuz diye sormadi.”

    Prof. Dr. Naci Görür, yasanan sarsintilar sonrasi, medyaya depremle ilgili açiklamalarda bulunan bilimadamlarini da elestirdigi sözlerini, söyle tamamladi: ”Bu bilimadamlarinin yüzde 95′i ellerinde veri olmadan depremi anlatiyorlar. Hastayi görmeden, ilaç yazan doktor gibiler. Siz hasta olsaniz, üfürükçüye mi gidersiniz, doktora mi? Afyon’da deprem oldu, ardindan yine ayni sovlar yapiliyor ve komedi sürüyor.”

  • 10 imkansız uçmuşlar. pasifik okyanusundayız sanki okyanusal levha dalıyor güneyimizde. celal hoca zaten yaptıkları çalışmada max 7.4 şiddetinde deprem olacağını 26 eylül günü programda söyledi.

  • 10 imkansız uçmuşlar. pasifik okyanusundayız sanki okyanusal levha dalıyor güneyimizde. celal hoca zaten yaptıkları çalışmada max 7.4 şiddetinde deprem olacağını 26 eylül günü programda söyledi.

    Bende bu konuda öğrenmiştim, şiddetle büyüklük farklı kavramlar. Celal hoca 7.4 büyüklüğünde deprem olacak dedi.


    Şiddet farklı bir kavram, şiddet depremin yeryüzündeki etkisine göre derecelendirilir. Yani kötü zemin, kötü yapı ve faya yakın bir nokta ölümcüldür.

    Bara döda fiskar följer strömmen...



  • Ilker Gunebakan üstad bu yazı tokat gibi vurdu hemde osmanlı tokatı ama gerçeklerle yüzleşmek gerekiyor artıkın devletimiz bu konuya bir an önce el atması gerekiyor yoksa gerçekten felaketi yaşayacak bu ülke üstelik altından kalkılmaz bir felaket.

  • Ilker Gunebakan üstad rapor yenimi yayınlandı yoksa eski mıi?

    Ben raporu bir inşaat mühendisliği dergisinden indirip saklamıştım. yeni yayınlanmadı ama nedense (!) medyamızda çok yer bulamadı.

    Yanılmıyorsam 2 veya 3 yıl süren bir araştırmanın sonucu bu. Ben bu araştırmanın Ganos için yapılan kısmını görmüştük.

    Zaten o kısmı gördükten sonra, Ganos ile ilgili korkularım iyice paranoya halini almıştı :)


    Bir ara dergi adını ve tarihi bulup atmaya çalışırım.

  • Burda da her geçen gün şiddet ve büyüklük kademe kademe artıyor.Her Prof.Dr birbirinden ayrı şiddet belirtiyor. Şiddet yükseltmek marifete dönüştü. Yukarıda paylaşılmış olan yazıda Celal Şengür ile Le Pichon un görüşü(araştırma geçen yıl yapıldı diye yazılmış ta, hangi geçen yıl ? Yanlış hatırlamıyor isem 2005 araştırması) , 110 km lik fayın tek parça halinde kırılacağı , benim yukarıda paylaştığım makalede bunun bu şekilde olmayacağı açıkça belirtilmiş. Cenk Yaltırak ta aynı görüşte değil. Bu arada , halk tabiri ile, deprem bilimciler farklı farklı görüş belirtiyor, bu görüşleri her insan farklı yorumluyor, yani ortada en az 20 senaryo, buna bağlı 1000.000 yorum var :). 9-10 şiddetinde hissedilecek bir depremde, ölmek için göçük altında kalmaya gerek yok. 10 kattan yüksek bir binanın içinde, duvardan duvara seker ölürsün, dengen kaybolur başını bi yere çarpar ölürsün, tramvayı bırakın, vücut aşırı adrenalin basar , kalp krizi geçirir ölürsün. En az 100.000 kişi kendini camdan pencereden aşağı atar ölür . Bizim insanımız kaos a bayılıyor, afet oldumu büyük olsun, olay çıksın, hemen dinmesin , heyecan macera olsun, bazı olaylardan yollar kapansın, okullar tatil olsun.

  • 10 imkansız uçmuşlar. pasifik okyanusundayız sanki okyanusal levha dalıyor güneyimizde. celal hoca zaten yaptıkları çalışmada max 7.4 şiddetinde deprem olacağını 26 eylül günü programda söyledi.

    Arkadaşlar gayet güzel cevaplar vermişler ama, mesela en son olan Silivri depremi için sadece bu forumda yazanlara bile okusanız,

    İstanbul semtleri, Tekirdağ, Kocaeli, Bursa ya da Yalova mesela, oradaki arkadaşların izlenimleri büyüklüğü 5,8 olan bir depremde,

    kimisinni hayal mayal hissettiği, kimisinin oturduğu sandalyeden düştüğü, kimi yerde kolonların patlayıp, minarelerin yıkıldığı

    değişik durumlar söz konusu olduğunu görürsün üz.

    İşte hayal mayal hisseden belki 4,0 ŞİDDETİNDE hissederken, minarelerin yıkıldığı yerlerde 7 olarak hissettiler.


    İşte büyüklük ile şiddet arasındaki fark bu.


    selamlarımla

  • Burda da her geçen gün şiddet ve büyüklük kademe kademe artıyor.Her Prof.Dr birbirinden ayrı şiddet belirtiyor. Şiddet yükseltmek marifete dönüştü. Yukarıda paylaşılmış olan yazıda Celal Şengür ile Le Pichon un görüşü(araştırma geçen yıl yapıldı diye yazılmış ta, hangi geçen yıl ? Yanlış hatırlamıyor isem 2005 araştırması) , 110 km lik fayın tek parça halinde kırılacağı , benim yukarıda paylaştığım makalede bunun bu şekilde olmayacağı açıkça belirtilmiş. Cenk Yaltırak ta aynı görüşte değil. Bu arada , halk tabiri ile, deprem bilimciler farklı farklı görüş belirtiyor, bu görüşleri her insan farklı yorumluyor, yani ortada en az 20 senaryo, buna bağlı 1000.000 yorum var :). 9-10 şiddetinde hissedilecek bir depremde, ölmek için göçük altında kalmaya gerek yok. 10 kattan yüksek bir binanın içinde, duvardan duvara seker ölürsün, dengen kaybolur başını bi yere çarpar ölürsün, tramvayı bırakın, vücut aşırı adrenalin basar , kalp krizi geçirir ölürsün. En az 100.000 kişi kendini camdan pencereden aşağı atar ölür . Bizim insanımız kaos a bayılıyor, afet oldumu büyük olsun, olay çıksın, hemen dinmesin , heyecan macera olsun, bazı olaylardan yollar kapansın, okullar tatil olsun.

    Araştırma 2-3 yıl kadar süren bir araştırma. 2008 yılında sonuçlanıp, detay raporların yayınlanması yine bir 3 - 4 yılı bulmuştur.


    Şimdi deprem Bilimci olarak nitelediğimiz kişilerin, teorileri var. Ben şahsen, Demirtaş, Yaltırak, Görür gibi Hocaların görüşlerini kendi

    düşüncelerime yakın bulsam da, hepsinin birbirine yaklaşıp uzaklaştığı noktalar var.

    Yine şunu tekrar edeyim, bırakın Marmara'yı neredeyse Türkiye'nin hiç bir noktasında fay yapılarını çok iyi bilmiyoruz.

    Hadi ondan da vazgeçtim, yapıları çok iyi bilsek dahi, büyüklük, şiddet, zaman gibi bir çok konuda bile hiç bir ekol asla aynı şeyleri

    söyleyemez.

    Deprem bilimi ne yazık ki, mesela inşaat mühendisliği gibi keskin hatlara sahip değil. Ben 30 yıldan beri İnşaat mühendisliği yapmıyorum mesela ama

    masaya oturup 6 ay kendimi sıksam, piyasada mühendislik yapabilirim.

    Ama deprem biliminde, yerkürenin dinamikleri, fay sistemleri, volkanik bölge dinamikleri her şey değiştiği gibi, sistem belki yüzlerce bilinmeyen ile

    neredeyse her depremde farklı karakterler sergiliyebiliyor.


    Ben bu raporu insanlarda bir farklı görüş açısı oluşturması için attım. Yoksa Yaltırak Hoca'nın teorisini açar, ezberler ve kabul edebilirim ama

    hayat özellikle deprem bilimi çok da keskin değil ne yazık ki.



    iyi akşamlar