Merhaba arkadaşlar,
Bildiğim ve elimden geldiğince yanıtlamaya çalışayım kafalarda dolaşan soruları
Evet, Arabistan yarımadasının, Anadolu yarımadasının altına girmesi ( daha doğrusu Afrika kıtasının devinimi) jeolojik bir oluşum.
Bu Anadolu yarımadasının altına girmesi esnasında yeryüzü katmanları, mukavemetlerinin zayıf olduğu noktalardan kırılıyor. Bu da bizim meşhur "fay hatlarımızı" oluşturuyor.
Bu işin bir tarafı. Diğer taraftan, volkanik hareketler söz konusu. Dünya'nın çekirdeğinde yer alan "magma" zayıf bulduğu katmanlardan geçerek, yeryüzüne çıkmaya çalışıyor. Bu hareket çoğu zaman "baca" yani volkan oluşumlarına yol açtığı gibi, bazı durumlar da magma daha önce den var olan Volkan'lara doğru da ilerliyor. Bu esnada, bu magma hareketlerine bağlı depremler olabiliyor. Özellikle Volkan tabir ettiğimiz büyük bacalara yakın çoğrafyalar da, magmanın yarattığı basıncın büyüklüğüne göre oluşan depremlerin de büyüklüğü artıyor.
Tüm bunlara ilave olarak da, ana fay hatları, volkanlar gibi oluşumların ortaya çıkardığı bölgesel fay hatları da mevcut
Mesela KAF, yani kuzey Anadolu fay hattını hepimiz biliyoruz. Ege denizi ve dolayısı ile Ege bölgemiz volkanik hareketler ile ortaya çıkan ve bu hareketlerin halen sürdüğü yerlere bir örnek.
Hatta yanlış olmayacak bir genelleme yaparsak, eğer bir bölgede, kaplıca, şifalı sular, termal tesisler filan varsa, bölge volkanik hareketlerin olduğu bir bölgedir.
Şimdi kısaca işin özüne gelirsek ( ki şu hatırlatmayı yapayım, Kandilli eskiden 2,0'dan küçük depremleri sitesinde göstermiyordu. Şimdi büyüklük sınırı olmadan gösteriyorlar.) aslında Yalova lokasyonu hareketli bir lokasyon. orada devamlı bir sismik aktivite mevcut. Ama Kandilli sitesinin büyüklük sınırını kaldırması, orada farklı bir hareketlilik olduğu düşüncesini oluşturuyor ama hareket olağan bir hareket.
Bir de küçük "sır" vereyim. Deprem Fırtınası derken, dar bir zaman aralığında ( mesela 5 saat içinde) büyüklüğü 3,0 veya üstü 25-30 deprem meydana gelirse, kafanızda "tehlike olasılığı" ışığı yansın ama daha küçük hareketler büyük şüpheler uyandırmasın
Klasik bir son yazayım. Sebebi ne olursa olsun, bölgemiz deprem açısından aktif ( şanssız) bir bölge. Konut, okul, hastane, devlet daireleri bir depreme hazır olmalı. Altyapı ve üstyapı uygun olmalı, insanlar eğitilmeli ve en önemlisi merkez ve yerel yönetimlerin mutlaka bir "afet yönetimi" planları olmalı.
Depremlerin, büyük felaketlere yol açmadığı günler dileği ile.
iyi forumlar
@4 Şubat