İnsanlık İçin Son Çıkış

Meteorolojik Model Güncelleme Saatleri
06:30-08:15 (GFS Sabah)
09:00-10:00 (ECMWF Sabah)
12:30-14:15 (GFS Öğlen)
18:30-20:15 (GFS Akşam)
21:00-22:00 (ECMWF Akşam)
00:30-02:15 (GFS Gece)
  • Son yılların en Soğuk Şubat ayını geçirirken yaşadığımız bu Dünya'nın ve Türkiye'nin en büyük problemlerinden birini unuttuk:

    Konunun başlığını "Küresel Isınma veya İklim Değişikliği vb." başlıklar koyabilirdim, ancak şu an koyduğum bu başlık bu konuya çok daha uygun. Çünkü artık geri dönülemez yola girdik.

    4.57 milyar yaşındaki Dünya’mız aktif jeolojik olaylara ve atmosferik olaylara sahip olduğundan bir iklime sahiptir ve bu iklim “Doğal” yollar ile ( yani İnsan etkisi olsada olmasada ) her zaman değişmiştir ve değişmeye de devam edecektir.

    Ancak günümüzde yaşanan "Küresel Isınma" Dünya'nın son 500 milyon yıldır yaşadığı en "HIZLI" ısınma. Bunda tabii ki insanoğlunun etkisi çok büyük. (Tabii hızlı ısınma ve hızlı soğuma kavramını anlaşılır olması adına kullanıyorum. Süpervolkanik patlamalar veya devasa göktaşı çarpmaları olayları ile de çok kısa süre içerisinde çok hızlı küresel soğumalar olabiliyor.)

    İçinde bulunduğumuz Küresel Isınma'da işte anlaşılmayan durumda bu "Hızlı" kavramı işte.

    Bende bu konuda: Küresel Isınma'da "Hızlı Isınma" kavramı ne demek, Küresel ısınma ve İklim Değişikliğiyle birlikte yaşadığımız bu Dünya'da neler oluyor ve neler olacak, İnsanlık olarak nereye doğru gidiyoruz bunları anlatmaya çalışacağım. Ama tabii bunu da söylemek istiyorum: benim meteoroloji, atmosfer fiziği, iklim veya klimatoloji üzerine dair bir eğitimim yok, bunların hepsiyle amatör olarak ilgileniyorum.

    Ayrıca bu forumda, sosyal medyada, etrafta gördüğünüz ve duyduğunuz "Küresel Isınma'nın ve İklim değişikliğinin yalan olduğuna" veya "Küresel Isınma ve İklim Değişikliğinin 'dış güçlerin' bir oyunu olduğuna" ya da "daha doğrusu zaten Dünya'nın her zaman yaşadığı iklim döngülerinden geçtiğimizi bu yüzden Küresel Isınma'nın çok önemli olmadığını söyleyenlere" karşı bu konuyu açmak ve İklim değişikliği ile birlikte ülkemiz Türkiye başta olmak üzere Dünya'yı nasıl bir gelecek beklediğine dair vb. konuları olabildiğince en kısa ve en anlaşılır şekilde anlatmak istiyorum:


    Dünya'daki son 500 milyon yıllık tarihindeki iklimi ve iklim değişikliklerini gayet iyi biliyoruz (1. Görsel).

    Dünya'mızın şu andaki küresel ortalama sıcaklıkları 15°C-16°C'dir. Ancak günümüzden 60 milyon sene önce, 100 milyon sene önce ve 425 milyon sene önce, bugünkünden çok daha aşırı sıcak olan bir Dünya vardı. Dünya'daki tektonik levhalar hareket halinde olduğu geçmiş senelerde tüm kıtalar ekvatora ve çevresine daha yakındı bu yüzden de kutuplarda kara olmadığı Dünya'nın ortalama sıcaklıkları daha yüksek oluyordu.

    Canlı popülasyonun epey fazla olduğu ve Dinozorların Dünya'ya hükmettiği 100 milyon sene önceki Dünya'nın küresel ortalama sıcaklıkları yaklaşık 35°C idi.

    Yani Dinozorların yaşadığı dönemde bugünkünden ortalama olarak 20°C çok daha sıcak bir Dünya vardı.

    Yani şu anda son 500 milyona baktığımız zaman aslında çok soğuk bir dönemde yaşıyoruz.

    Ancak şu anda yaşayan tüm canlılar 15°C-16°C küresel sıcaklık ortalamasına göre yani günümüzdeki koşullara göre adapte olmuş durumda yani bu yüzden 1.5°C veya 2°C işte iklimi ciddi bir şekilde ve bunula birlikte canlı popülasyonunu etkiliyor.

    1. görselde gördüğünüz üzere 445 milyon yıl önce Ordovisyen kitlesel yok oluşu, 225 milyon yıl önce Permiyen kitlesel yok oluşu ve 66 milyon yıl önce Kretase-Tersiyer kitlesel yok oluşları zamanlarında Dünya'da günümüzdeki kadar olmasa da önce hızlı bir soğuma sonrasında çok ciddi bir ısınma gözüküyor. Buradaki ani iklim değişiklerini yaratan olaylar ise süpervolkanik patlamalar ve dev göktaşı çarpma olaylarıdır.

    İnsanoğlu, ilk başta kömürü enerji olarak kullanabileceğini fark ettiğinde Dünya'nın her yerine kömür ile çalışan termik enerji santralleri kurmaya başladı. Ondan sonra sanayi devrimiyle beraber her yere fabrikalar kurmaya başladı ve çok hızla artan fosil yakıt kullanımı ile Dünya'nın her geçen sene küresel ortalama sıcaklıkları daha da artmaya başladı.

    2024 senesinde ilk defa Küresel ortalama sıcaklıkları 1850-1900 yıllarına göre göre yani 150 sene önceki küresel ortalama sıcaklıklarına göre 1.5°C eşiğini geçti. Aralık 2015'te Paris İklim Anlaşması imzalandığında, Dünya'nın Mart 2045'e kadar 1,5°C eşiğine ulaşacağı tahmin ediliyordu. Son verilere göre artık 1.5°C eşiğine 2030 yılının Haziran ayında ulaşacağız. Zaten "şimdilik" 2024 senesinde bu eşiği geçtik bile...

    Son 150 senede küresel ortalama sıcaklıkların +1.5°C üzerine çıktığı bir dönem yok. İşte bu yüzden canlı popülasyonlarının adapte olamayacağı şekilde çok hızlı bir şekilde bir "ısınma" var.

    Ayrıca Küresel Isınma biraz yanlış anlaşılabiliyor aslında sadece her geçen gün küresel ortalama sıcaklıkları artacak demek değil. Şu şekilde de diyebiliriz: Bizler Kutuplarda rekor derecede soğuklar ile karşılaşabileceğiz veya çoğu ülkede +40°C'ler artık normal bir hale gelmeye başlayacak. İklim değişikliğiyle birlikte ülkemizin de içinde bulunduğu Akdeniz havzasında kuraklık sorunu baş göstermeye başlayacaktır.

    2. grafiktede gösterildiği üzere her geçen senede aslında Dünya'nın küresel ortalama sıcaklıkları ciddi şekilde artmıyor. Mesela Dünya'da 1960'lar, 1940'lara göre daha soğuk geçmiş. Yani sadece bu 20 yıla baktığımız zaman aslında küresel ortalama sıcaklıkları daha da düşmüş. Aynı şekilde 1995'ten sonra daha sıcakken, 2000'li senelerin başlarında küçükte olsa küresel ortalama sıcaklarında düşüş olmuş. Yani Küresel Isınma'yı anlamamız için sadece 20-30 senelik verilere bakmak yeterli olmayacaktır. Son 150 seneye baktığımızda Küresel Isınma'nın etkisini anlayabiliyoruz.


    science.adk3705-fa.jpg


    undefined


    NASA, Hadley/UEA, NOAA, Berkeley ve Copernicus ERA5 tüm veriler son 150 yıldaki ısınmayı gösteriyor. Buradaki tüm verilere baktığımızda Dünya'mızın son 50 senedir çok ciddi şekilde ısındığını söyleyebiliriz. Özellikle 2000 senesinden sonra ısınmanın çok daha ivme kazandığını söyleyebiliriz.


    Resim


    Küresel Isınma için gerçekten "Ya Şimdi, Ya Hiç” kuralıyla birlikte ya şimdi adam akıllı önlemler ile olabildiğince yavaşlatmaya çalışacağız ya da hiç bir zaman başaramayacağız.

    Dünya'mızı çok hızlı bir şekilde mahvediyoruz. Dünya'mız zaten 5 kere Büyük Kitlesel Yok Oluş yaşadı, 6. Kitlesel Yok Oluşumuzu kendi kendimize getirmeyelim.

    "Doğayla savaş halindeyiz, kazanmamız halinde zaten çoktan kaybetmiş olacağız..."


    Bugün yaşadığımız küresel ısınmanın baş sorumluları olan "Para ve İktidar Sahiplerine" ünlü Kızılderili atasözünü hatırlatarak bu yazımı sonlandırmak istiyorum:

    “Son ırmak kuruduğunda, son ağaç yok olduğunda, son balık öldüğünde; paranın yenmeyen bir şey olduğunu anlayacaksınız...”

  • İlerleyen günlerde ise bu konuda bu sefer Türkiye'deki iklim değişikliği ve Karadeniz, Marmara Denizi, Ege Denizi ve Akdeniz'deki tüm denizlerimizdeki ısınma durumunu ve etkisini konuştuğumuz Türkiye'ye özel uzun vadeli projeksiyonlarında iklimimiz nasıl olacak ve neler değişecek bunun hakkında konuşup tartışacağız.

  • Öncelikle selamlar güzel bir yazı olmuş emeğin için araştırman için öncelikle güzel bilgiler için teşekkürler .

    Ege üniversitesi son sınıf coğrafya öğrencisi olarak klimatoloji benim alanıma girmekte ben kendimce eklemeler yapayım

    İlk olarak iklim değişimi ve küresel ısınma kavramları ayrı ayrı ele alınıp açıklanmalıdır günümüzde hala bu iki kavram iç içe geçip anlam karışıklığı yapılmaktadır . İklim değişimi kavramını doğal ve insan kaynaklı etkenler olarak net şekilde ikiye ayırmak gerekli bu iki kavram iç içe girerek birlikte etkileyebilmektedir çünkü.

    1-Yörüngesel değişimler (Buzul çağ -Buzul arası dönemlerin ana nedeni )

    -Dış merkezlilik

    -Yalpalama

    -Eksen eğikliği

    2-Güneş Lekeleri ( Günümüzde etkilerini dünya üzerinde sıcaklıklar üzerinde etkili kısa vadede 11 yılda bir döngüye giriyor .)

    3-Levha tektoniği (yazında bahsetmişsin )

    4- Sanayi devriminden itibaren ise insanında etkisi
    Bu kavramlar bir bütün halinde etki etmektedir lakin 4. Şık olan insan etkisi çok hızlı ve tüm dengeyi değiştirmektedir diğer 3 seçenek ise dinamikleri ve etkileri insan etkisine göre daha farklıdır .
    Küresel ısınama ,iklimlerin sertleşmesi demek tanımı hatalı bir kavram .Özellikle sıcaklıkların artması okyanusların sıcaklıklarının artması bunun beraberinde buharlaşmanın artması ekstrem hava olaylarının artışını beraberinde getirecektir ama iklim sertleşmesi tanımı burada kullanılamasının doğru bir tanım olduğu düşüncesinde değilim .
    Tekrardan başarılar araştırmınızda :)

  • 27-28 Şubat itibariyle Dünya'daki deniz buz miktarına baktığımız zaman:

    Arktik Okyanusu'nda yani Kuzey Kutbu'ndaki deniz buzu miktarına baktığımızda tarihte eşi benzeri görülmemiş şekilde düşük seyrediyor. (1. ve 2. Görsel)

    Dünya'daki toplam deniz buzu miktarına baktığımız zaman ise artık bu dönemde artışa geçmesi lazımken yine tarihte eşi benzeri görülmemiş şekilde düşük seyrediyor. (3. Görsel)


    Resim

    Resim

    Resim


  • Öncelikle düzeltmeler ve bilgiler için teşekkür etmek istiyorum. Konuda "Küresel Isınma" ve "İklim Değişikliği" kavramlarını çok bir arada kullanmamaya çalışsamda öyle olmuş sanırsam. Dediğiniz gibi bunlar aslında iki farklı kavram. İklimlerin sertleşmesindeki demek istediğimi şöyle açıklayabilirim: Örnek veriyorum mesela bizim Ege Bölgesinde normal bir yaz mevsiminde 5 gün+ boyunca 40°C+ sıcaklıklar görülürken artık bu gelecek senelerde 10 güne+ çıkmaya başlayacak. Yahut yine Ege bölgesinden örnek verdiğimizde "Tropikal Gece" Sıcaklıkları olarak adlandırılan yani Gece 20°C altına düşmeyen sıcaklıklarla daha uzun ve daha sık karşılaşmaya başlayacağız. Aynı durum farklı bölgelerde farklı şiddetli meteorolojik hava olayları içinde geçerli.

    Bu konuyu bu forumda hep beraber tartışıp konuşabilmemiz için açtım bu yüzden tekrardan teşekkür ediyorum.

  • Dünyayı biz kirlettik biz temizleyemiyoruz .Yapılanların panzehirini bulmadan bir işleme girişince sonu böyle oluyor .Çözüm yok ama faaliyet çok .Bölgem adına konuşacak olursam yaban hayatına ve tarıma zarar verici yaratıklar türemeye başladı( Böcek demeyeceğim çünkü hiçbir böcek veya hayvan ekstrem sıcaklıklara dayanamaz) kokarca denilen bu yaratık ne ilaçlama ile ne soğuk ile ne de sıcak ile yok oluyor bu bana sorarsanız küresel ısınmanın neticesinde bizim yörede bulunan yeşil kokarcanın evrimleşmiş hali. Bu gidişle daha neler göreceğiz bakalım işte o zaman bu çok geç olacak

  • Eskiden El Nino olduğu zaman küresel ortalama sıcaklıklar daha yüksek gelebilir veya La Nina olduğu zaman küresel ortalama sıcaklıklar daha düşük gelebilir diyebiliyorduk ancak son senelerdir Küresel Isınma nedeniyle bu olayların küresel ortalama sıcaklıklara pek etkisi kalmadı...

    1. Görselde gördüğünüz üzere 1950-2020 seneleri arasında kuvveti fark etmeksizin La Nina olduğu senelerde, El Nino olduğu senelere göre daha soğuk geçmişti. Ancak geçtiğimiz 2025 Ocak ayında da La Nina olmasına rağmen, 2025 Ocak ayı, kayıtlı tarihin en sıcak Ocak ayı olarak açıklandı.

    2. Görselde gördüğünüz üzere tarihte eşi benzeri görülmemiş şekilde 2025 senesine küresel ortalama sıcaklıklarda +1.75 °C anomali ile başladık. Aynı şekilde 2023 ve 2024 senelerinde +1.5°C görmüştük. Dün burada Paris İklim Anlaşması'nda hedef konulan 1.5°C eşiğinin ne kadar önemli olduğundan bahsetmiştik. İlerleyen günlerde "Dünya'da 1.5°C+ veya 2°C+ ısınmasında neler olacak" burada hep beraber konuşacağız.


    Jan Temp Anomalies & ENSO status

    Monthly global temperature anomalies
  • Türkiyede iklim değişikliğinden en çok etkilenen bölge kıyı ege trakya havzası olabilir son 3 4 senedir bu bölgelerde yaşanan kuraklık bunu ozetliyor geçen yaz izmirde 30 derece gibi gece sıcaklığı ölçüldü.

  • Türkiyede iklim değişikliğinden en çok etkilenen bölge kıyı ege trakya havzası olabilir son 3 4 senedir bu bölgelerde yaşanan kuraklık bunu ozetliyor geçen yaz izmirde 30 derece gibi gece sıcaklığı ölçüldü.

    Zaten bununla ilgili bilimsel bir çalışma da vardı ama kaydetmedim. Akdeniz havzasındaki 50 büyük şehir arasında küresel ısınmadan en kötü etkilenen 2. şehrin İzmir olduğunu söylüyordu. İstanbul, Antalya bile İzmir'in çok çok gerisindeydi. Özellikle Kıyı Ege ülkeyi bırakın Dünya'da en kötü etkilenen bölgelerden biri olabilir. Kış konusunda da örnekler vermek istiyorum.


    Daha birkaç sene öncesine kadar Kıyı Ege kış mevsiminde Orta Akdeniz'den gelen alçak basınçlarla, cephelerle arka arkaya günlerce kuvvetli yağış bırakan sistemler yaşayabilirken, 1 günde 70-80-100 mm gibi miktarlar İzmir için her sene 1-2 defa görülebilen bir şeyken son senelerde bunları göremiyoruz. Atlantik'in aşırı ısınması yüzünden kuduran alçak basınçlar Azor'u üstümüze itiyor ve Orta Akdeniz'i kapatıyor. Bunun yüzünden son birkaç senedir bu bölgede yağış sistemleri vur kaçtan ya da tek günlük birkaç saatlik geçişten öteye geçemiyor.


    Hatta ve hatta bu saçma sapan pattern yüzünden artık kar yağmıyor. Şimdi "Kıyı Ege'de ne karı zaten az yağıyordu" diyenler olabilir. Bu pattern yüzünden dağlarımızda bile adam gibi kar görememeye başladık bırakın kıyı/ova kesimleri. Dağlarımızı bile kaybettik. İç Ege'nin de hali içler acısı 3-4 senedir 10 cmi geçen kar alamıyor İç Ege'nin büyük çoğunluğu. Kıyı Ege'de ise İzmir'den örnek verirsem 2018 kışına kadar kar örtüsü 200-300 rakımlara kadar çoğu kış inebilirken, rakımı yüksek (+500m) köyler çoğu sene 20-30 cmlik örtü çekebilirken, dağlar metrelik olurken şimdi dağlar bile 10 cmlik bir örtüyü göremez oldu. Önce kıyılarımıza/ovalarımıza çoğu sene uğrayabilen arada yer yer örtü oluşturabilen kar yağışlarını kaybettik, sonra yüksek kesimlerimizi kaybettik şimdi de dağlarımızı kaybettik. Korkarım bunun sebebi küresel ısınmaysa ileride Ege bölgesi çok büyük sıkıntılarla baş edecek ve belki de bu bölgenin çocukları/insanları için dağlara bile çıkarak da olsa kar görmek hayal olacak.

    Edited 2 times, last by Onur35 (March 3, 2025 at 2:33 AM).

  • O Sistem Buraya Gelecek! tebrikler, emeğine sağlık, Türkiye konusunu ayrıca bekliyor olacağım

    Bu ısınma konusunda herkes her zaman her şeyini vermeli. tepeden tırnağa...
    Yaptığımız tasarruf etki etmez diye düşünmeyelim, en küçük tasarruflar çığ olur, bunun farkındalığını ve alışkanlığını her zaman iletelim. Kuzey memleketlerdeki soğuklar bizde yok ama biz her yeri cayır cayır ısıtıyoruz, su kullanımı konusunda hala sınıfı geçemedik, yer üstünde var olduğunu görüp devam ediyoruz ama yeraltı su kaynaklarımız maalesef azalmaya devam ediyor. Yeraltı su kaynakları kardan beslenir ama o da yetersiz. Yazın yanıyoruz; hem beden olarak hem ülkenin ciğerleri olarak, ormanlarımız azalıyor, yağış şiddetinden erezyon artıyor, daha çöl bir görüntüye adım adfım ilerliyoruz.

    maddeler say say bitmez, biri diğerinden bağımsız değil aslında, her konunun diğeriyle bir şekilde bağlantısı var, zincirin her halkasını artık sağlam tutmalıyız, hem birey olarak, hep topluluklar olarak.

  • Kuzey yarım küre olarak daha 21 Mart'a kadar Kış mevsimindeyken 4 Mart günü Meksika'da 47.5°C ölçüldü.

    Tarihte eşi benzeri görülmemiş bir olay...

    Kuzey yarım kürede daha önce yılın bu döneminde/kış mevsiminde böyle bir sıcaklık ile karşılaşılmamıştı.

    Küresel Isınma beklenenden ve tahmin edilenden çok ama çok daha hızlı bir şekilde ilerliyor.



  • Kuzey Kutbu'nda şu sıralar deniz buzu miktarının zirve yaptığı dönem olması gerekiyordu ancak normal bir senedeki Aralık ayının sonlarındaki karşılaştığımız deniz buzu miktarı ile aynı durumda (1. Görsel). Güney Kutbu'nda da durum farklı değil (2. Görsel).

    Dünya'da toplam deniz buzu miktarı tarihte eşi benzeri görülmemiş şekilde düşük seyretmeye devam ediyor (3. Görsel)

    Buzullar, güneş ışığının geri yansıtılmasında çok önemli rol oynar yani buzul yoksa eğer yerinde karanlık/koyu okyanus varsa bu durum küresel Isınma için hızlandırma görevi görecektir. Yani Küresel Isınma'nın daha da ivme kazanacağını söylemek zor değil...


    N_iqr_timeseries.png

    S_iqr_timeseries.png


    Resim

  • Mevsim normallerinin 20°C+ üzerine çıkmasına neden olan bu kuvvetli sıcak hava dalgasında bugün pek çok şehirde eski rekorlarından yaklaşık 10-15 gün önce sıcaklık rekorları kırılmasına neden oldu:

    - İzmir 31,1°C (Eski rekor : 30,5°C (27.03.2001))

    - Adana 33,3°C (Eski rekor : 32,0°C (24.03.2008))

    - Hatay 30,8°C (Eski rekor : 30,5°C (29.03.1986))

    - Balıkesir 30,6°C (Eski rekor : 29,6°C (27.03.2001))

    - Kilis 30,1°C (Eski rekor : 28,8°C (24.03.2008))

    - Osmaniye 32,3°C (Eski rekor : 32,0°C (24.03.2008))

    - Kastamonu 28,0°C (Eski rekor : 27,8°C (26.03.1947))

    - Sakarya 31,9°C ile (26.03.2001) rekoru egale etti.


    Resim

  • Mevsim normallerinin 20°C+ üzerine çıkmasına neden olan bu kuvvetli sıcak hava dalgasında bugün pek çok şehirde eski rekorlarından yaklaşık 10-15 gün önce sıcaklık rekorları kırılmasına neden oldu:

    Rekor kıran bazı şehirlerde dün (Pazar) tekrardan rekor kırıldı.

    İzmir, Adana, Hatay, Balıkesir, Edirne, Tekirdağ, Ordu, Kastamonu, Sinop, Osmaniye, Kilis, Bingöl, Denizli, Eskişehir olmak üzere toplamda 14 şehirde sıcaklık rekoru kırıldı ve Sakarya, Burdur, Gaziantep olmak üzere toplam 3 şehirde sıcaklık rekoru egale edildi.