Abi biraz anlatın bari keyfimiz yerine gelsin. En baştan başlayarak 1987'yi sizden de bir dinleyelim.
Değerli hocam, aklımda kalanları aktarayim. O senenin aralık, ocak ve şubat'ını anımsamıyorum. Hocam o aylar nasıldı veri olarak siz bilirsiniz kısaca değinir misiniz. Ama martı iyi hatırlıyorum, ilk haftasıydı. 4'ü ya da 5'iydi. Meteoroloji müdürlüğü hava tahminin de +14 ve bulutsuz açık bir hava vaad etmişti. İhtiyarlar dışarı çıkıp kemiklerini ısıtıyordu martın başını böyle gören tez canlı istanbul'lu lar sobaları kaldırıp bahar temizliğine girişmişti bile. Pimapen yok tek cam o zaman uğultu ile uyandığım da sabaha karşı, yerler çoktan tutmuştu. Kadıköy de oturuyoruz o sene eski salı pazarının orda. Yüksekleri bilemiyorum ama kadıköy çok rahat metre kıvamın da gazeteler de manşetleri anımsıyorum -45 derecelik bulut marmara'nın üstüne çöktü diye. Öyle sanıyorum ki sistem doğu'ya kayamadı sabit kaldı tüm yükünü boşalttı. İyi ki öyle oldu, nasıl bir kar aşığı olduğumu anladım ayak parmağımı kaybetme tehlikesi yaşasam da. Öyle kartopu oynayacak bir hava yoktu ortalama -5 istanbul soģuğu ve 2 hafta dan söz ediyorum. Sağ'da sol'da terkedilmiş, donmuş belediye otobüsleri, çöp tepeleri. O neydi, neyin nesiydi bir hediye bir büyük nimetdi benim için. 2 hafta okul kapalı kaldı. Unutmam o efsaneyi, unutamam. Umarım hepiniz bir kez olsun yaşarsınız, ve ben de bir kere daha..