Matematik/Fizik/Kimya ve Bilimsel Gelişmeler

Meteorolojik Model Güncelleme Saatleri
06:30-08:15 (GFS Sabah)
09:00-10:00 (ECMWF Sabah)
12:30-14:15 (GFS Öğlen)
18:30-20:15 (GFS Akşam)
21:00-22:00 (ECMWF Akşam)
00:30-02:15 (GFS Gece)
  • Daha önce bu forumda bu konu (video hariç) paylaşıldı mı bilmiyorum ama bilmeyenler öğrensin diye paylaşmak istedim.

    Bugünlerde ve ilerleyen zamanlarda gökyüzüne baktığımız da sıralanmış ışık dizilimi görmeniz muhtemel ama korkmanıza gerek yok çünkü bunlar UFO değil Elon Musk'ın bir projesi olan Starlink Uyduları...

    Bu uyduları canlı olarak takip etmek istiyorsanız Link: https://findstarlink.com/

    Eğer mobil uygulama için ise: Heavens-Above

    Barış Özcan'ında bu konu hakkında ki videosunun Linki: https://youtu.be/wBpVQln4MIU


    SpaceX'in Binlerce Uydu ile Yüksek Hızlı Ucuz İnternet Projesi 'Starlink' Nasıl Çalışacak?


    Teknoloji devi SpaceX, devrim niteliğindeki projelerine bir yenisini ekliyor. Dünya yörüngesine yerleştirilmesi hedeflenen 12.000 küçük uydu ile yüksek hızda internet hizmeti verilecek. Peki SpaceX'in planı tam olarak nasıl işleyecek?


    İnsanlığın Mars'a yolculuğu, sıradan bir elektrikli otomobili Mars yörüngesine göndererek roket testi yapmak, Ay'a ilk turistik geziyi düzenlemek... Elon Musk'ın Tesla ve SpaceX ile çalıştığı çok fazla fikri var. Ancak bu fikirlerden birisi, son aylarda fazlasıyla tartışılıyor. SpaceX, Starlink adını verdiği projesiyle Dünya yörüngesine binlerce minik uydu döşeyerek yüksek hızlı internet işine giriyor.


    Starlink projesi için gerçekleştirilen ilk fırlatmalarda Falcon 9 roketleri kullanıldı. Her bir kalkışta yakın Dünya yörüngesine 60 uydu taşınıyor. SpaceX'in hedefi ise 2027 yılına kadar 12.000 adet Starlink uydusunu yörüngeye göndermiş olacak. Projenin nihai hedefi ise 42.000 uydu ile Dünya'nın çevresini sarmak. İnternetin büyük kısmının kablolarla idare edildiği Dünyamıza yeni bir soluk getirecek Starlink projesi hakkında bilinen tüm detayları derledik.


    SpaceX Starlink projesi neyi hedefliyor?


    spacex internet


    SpaceX, düzenli aralıklarla uzaya Falcon 9 roketleri gönderiyor. Starlink projesindeki amaç, uzaya gönderilen her bir roket ile beraber 60 adet Starlink uydusunu yörüngeye taşımak. Bir yanesi yaklaşık 230 kilo ağırlığında olan uydular, dünya yörüngesinden yaklaşık 440 kilometre yüksekliğe yerleştiriliyor. Söz konusu yörünge, diğer uyduların yerleştirildiği mesafelere kıyasla göre Dünyamıza son derece yakın.


    Starlink projesi ile herhangi bir bölgede temel internet hizmeti için 400, orta kalitede bir hizmet için 800 ve yüksek kalitede bir internet hizmeti için ise şu an 1.600 uydunun yeterli olacağı düşünülüyor. Dünya yörüngesine yerleştirilecek olan Starlink uyduları birbirlerine kablosuz olarak bağlanacak.


    Yeryüzündeki internet kullanıcıları ise bu yüksek hızdaki uydu ağına bağlanmak için yaklaşık 200 dolar değerinde cihazlar kullanacaklar. Elon Musk'a göre küçük bir pizza kutusu boyutlarında olacak bu terminal alıcılar; evlerde, arabalarda, uçaklarda, teknelerde ve hatta sırt çantalarında bile kullanılabilecek. Dünya'nın çevresini saracak uydular ile nerede olursak olalım, bu ağa bağlanmak mümkün olacak.


    SpaceX neden böyle bir projeye ihtiyaç duydu?


    internet kablolar


    İnternet ağı, temel olarak bilgisayarları birbirlerine bağlayan bir tür iletişim sistemidir. Bu sistemi kullanabilmek için de internet servis sağlayıcılarına ücret öder, hizmet alırız. Günümüzde ise Dünya'daki internetin önemli bir kısmı, aslında düşünüldüğü gibi uydularla değil, yer altındaki fiber optik kablolarla çalışır. Ancak kablolu bağlantıların da bir sınırı var.


    Bağlantı hızı ise internet kullanımlarında yaşanan en büyük sorunların ana kaynağı. Kullanıcılar için bu sorun video izlerken, dosya indirirken ya da yüklerken her zaman hissedilmeyebilir. Ancak anlık iletişim kopmaları özellikle uluslararası bağlantılarda sorunlar, daha büyük etkiler yaratabiliyor. Kısacası internet, bizim günlük ihtiyaçlarımızı karşılamaktan çok artık Dünya için elektrik ya da su kadar önemli bir konuma geldi.


    Gecikmelerin yanı sıra internet bağlantısı için kullanılan fiber optik kabloların üretilmesi, yerleştirilmesi ve korunmasının maliyeti de son derece yüksek. Bu kadar emek ve para kaybına rağmen ne yeterli bağlantı hızı sağlanabiliyor ne de Dünya'nın her noktasına bağlantı ulaştırılabiliyor. SpaceX tam da bu nedenle Starlink projesini başlatıyor.


    Starlink işe yarayacak mı?


    SpaceX için Starlink projesi aslında hiç de yeni değil. Şirket, 2018 yılının Şubat ayında Tintin-A ve Tintin-B isimli iki Starlink uydusunu zaten dünya yörüngesine yerleştirmişti. Başarılı bir şekilde konumlandırılan uydular sayesinde, SpaceX mühendisleri temel konsepti oluşturdular ve uyduların en iyi şekilde bağlanabilmesi için gerekli geliştirmeleri yaptılar.


    Uzaya gönderilecek diğer uydular birbirine ilk olarak doğu-batı yönünde bağlanacaklar, ilerleyen zamanlarda kuzey-güney yönlü bağlantılar için de yeni uydular gönderilecek. Starlink uyduları, daha önce alışık olmadığımız bir şekilde çok yavaş olarak, Elon Musk’ın deyimiyle, masaya yan yana dağıtılan iskambil kartları gibi yörüngeye yerleştirilecekler.


    spacex, starlink


    Elon Musk, gazetecilerin uyduların akıbeti ne olacak sorusu üzerine, elbette gönderilen tüm Starlink uydularının çalışmasını beklemediklerini, ancak bunun çok düşük bir olasılık olduğunu dile getirdi. İlk gönderilen uydu grubu lazer ışınlarıyla bağlanamıyor, ayrıca onlarla yeryüzünden iletişime geçmek için şimdilik klasik antenler kullanılıyor. İlerleyen zamanlarda gönderilecek uydular arasında ise lazer bağlantısı olacak, böylece yüksek hızlı internet ağı kullanılabilecek. Kısa mesafeli bağlantılar için de fiber optik kabloların Starlink projesinden daha verimli olacağı konuşuluyor.


    SpaceX yapay zeka ile uyduları ve uzayı koruyacak:


    spacex, starlink


    Starlink uydularının sayısının bu kadar yüksek olması, herkesin aklına nasıl olacak da uzayda çarpışmayacaklar sorusunu getiriyor. Şirket bu konuda içlerinin rahat olduğunu, Starlink uydularının sahip oldukları yapay zeka sayesinde diğer Starlink uydularıyla, diğer uydularla ya da uzay çöpü olarak isimlendirilen nesnelerle çarpışmayacaklarını açıkladı.


    Yeni bir teknoloji kullanıldığı için ve Starlink uydularının yapay zeka desteği hızlı bir öğrenme sürecinde olduğundan ilk adımlarda pek çok yanılgı yaşanacak. Uydular kısa sürede tüm çevreyi tanıyacak ve pervaneleri sayesinde çarpışmalar en aza indirilecek.


    Bu kadar fazla uydunun, zaten kalabalık olan yörüngemize yeni çöpler yaratması da büyük bir endişe. SpaceX, kullanım durumuna göre 1 ile 5 yıl arasında Starlink uydularının dünyaya düşecek mesafede olduklarını, atmosfer tarafından parçalanacakları için ne dünyada ne de uzayda bir iz bırakacaklarını açıkladı.


    Starlink projesi ne zaman tamamlanacak?


    spacex, starlink


    Elon Musk’ın basına yaptığı açıklamaya göre 10 milyar dolardan fazla hatta 20-30 milyar doları bulabilecek olan Starlink projesi için ilk adımlar atıldı. Şu an için Dünya yörüngesinde yaklaşık 250'den fazla Starlink uydusu bulunuyor fakat bu yeterli bir sayı değil. 1.600 adet dünyaya yakın uydu gönderildikten sonra, ikinci adıma geçilecek. Bu adımda ise 1000 kilometre yüksekliğe, bir grup uydu daha gönderilecek. Yeni gönderilen uydular, dünyada bağlantı kurmanın zor olduğu noktaları kapsayacaklar.


    SpaceX; yüksek hızda, kaliteli internet ağı oluşturabilmek için gerekli 4.400 adet uyduyu 2024 yılına kadar Dünya yörüngesine yerleştirmeyi hedefliyor. Asıl hedeflenen 12 bin adet Starlink uydusunun ise 2027 yılında tamamen yörüngeye yerleştirilmiş olacağı düşünülüyor.



    spacex


    Her bir Falcon 9 roketi ile 60 tane Starlink uydusunu yörüngeye göndermekte olan SpaceX’in, 2027 yılındaki 12 bin uydu hedefine ulaşması için ayda 120 Falcon 9 roketi göndermesi gerekiyor. Bunun içinde sefer sayıları sıklaştırılacak, farklı kıta ve bölgelerden de uydular gönderilecek.


    Tüm dünya için heyecan verici olan SpaceX şirketinin Starlink projesi hızla devam ediyor. Her yeni projede ve denemede yeni veriler elde eden şirket, tüm dünya için yüksek hızlı ve kablosuz internet projesini giderek geliştiriyor.


    Kaynak: https://www.webtekno.com/space…-tum-detaylar-h87232.html

  • Daha önce bu forumda bu konu (video hariç) paylaşıldı mı bilmiyorum ama bilmeyenler öğrensin diye paylaşmak istedim.

    Bugünlerde ve ilerleyen zamanlarda gökyüzüne baktığımız da sıralanmış ışık dizilimi görmeniz muhtemel ama korkmanıza gerek yok çünkü bunlar UFO değil Elon Musk'ın bir projesi olan Starlink Uyduları...

    Bu uyduları canlı olarak takip etmek istiyorsanız Link: https://findstarlink.com/

    Eğer mobil uygulama için ise: Heavens-Above

    Barış Özcan'ında bu konu hakkında ki videosunun Linki: https://youtu.be/wBpVQln4MIU


    68747470733a2f2f73332e616d617a6f6e6177732e636f6d2f776174747061642d6d656469612d736572766963652f53746f7279496d6167652f677a725f764977617962733752673d3d2d3537373437303635352e313533303665333733353835393839663430393635363135373230332e6a7067

    İnternet ücretleri

    211496.jpg?timestamp=-62169991448


    Eğer bu proje herhangi bir problem olmadan gerçekleşirse internet ücretleri bu şekilde olabilir.

  • D vitamini COVID-19 mortalite oranlarında rol oynuyor gibi görünüyor

    vitamind.jpg

    Yeni koronavirüs (COVID-19) pandemisinden elde edilen küresel verileri inceledikten sonra, araştırmacılar ciddi D vitamini eksikliği ve mortalite oranları arasında güçlü bir ilişki olduğunu keşfettiler.

    Northwestern Üniversitesi liderliğindeki araştırma ekibi, Çin, Fransa, Almanya, İtalya, İran, Güney Kore, İspanya, İsviçre, Birleşik Krallık (Birleşik Krallık) ve Amerika Birleşik Devletleri'ndeki hastaneler ve kliniklerden elde edilen verilerin istatistiksel analizini gerçekleştirdi.

    Araştırmacılar, İtalya, İspanya ve İngiltere gibi yüksek COVID-19 mortalite oranlarına sahip ülkelerden gelen hastaların, ciddi şekilde etkilenmeyen ülkelerdeki hastalara kıyasla D vitamini seviyelerinin daha düşük olduğunu belirtti.

    Bu, herkesin - özellikle de bilinen bir eksikliği olmayanların - takviyeleri biriktirmeye başlaması gerektiği anlamına gelmez.

    Araştırmaya öncülük eden Northwestern'den Vadim Backman, "İnsanların D vitamini eksikliğinin mortalitede rol oynayabileceğini bilmelerinin önemli olduğunu düşünmeme rağmen, D vitaminini herkese zorlamamız gerekmiyor." dedi. Diyerek şöyle devam etti: "Bunun daha fazla çalışmaya ihtiyacı var ve umarım çalışmamız bu alana olan ilgiyi teşvik edecektir. Veriler, kanıtlandığı takdirde yeni terapötik hedeflere yol açabilecek mortalite mekanizmasını da aydınlatabilir."

    Araştırma, sağlık bilimleri için bir ön baskı sunucusu olan medRxiv'de mevcuttur.

    Backman, Northwestern McCormick Mühendislik Okulu'nda Walter Dill Scott Biyomedikal Mühendisliği profesörüdür. Backman'ın laboratuvarında doktora sonrası araştırma görevlisi Ali Daneshkhah gazetenin ilk yazarı.

    Backman ve ekibi , ülkeden ülkeye COVID-19 mortalite oranlarındaki açıklanamayan farkları fark ettikten sonra D vitamini seviyelerini incelemeye ilham verdi . Bazı insanlar sağlık kalitesi, popülasyondaki yaş dağılımları, test oranları veya farklı koronavirüs suşlarındaki farklılıkların sorumlu olabileceğini varsaydı. Ancak Backman şüpheci kaldı.

    Backman, "Bu faktörlerin hiçbirinin önemli bir rolü olmadığı görülüyor." dedi. "Kuzey İtalya'daki sağlık sistemi dünyanın en iyilerinden biridir. Aynı yaş grubuna baksa bile mortalite farklılıkları vardır. Ve test kısıtlamaları gerçekten değişse de, ölüm oranlarındaki farklılıklar hala benzer test oranlarının geçerli olduğu ülkelere veya nüfuslara baktık.

    “Bunun yerine, D vitamini eksikliği ile önemli bir korelasyon gördük” dedi.

    Dünyanın her yerinden kamuya açık hasta verilerini analiz ederek Backman ve ekibi, D vitamini seviyeleri ile aşırı aktif bir bağışıklık sisteminin neden olduğu hiperinflamatuar bir durum olan sitokin fırtınası arasında güçlü bir ilişki ve D vitamini eksikliği ile mortalite arasındaki korelasyonu keşfetti .

    Daneshkhah, "Sitokin fırtınası akciğerlere ciddi şekilde zarar verebilir ve hastalarda akut solunum sıkıntısı sendromuna ve ölüme yol açabilir." diyerek şöyle devam etti: "Bu, COVID-19 hastalarının çoğunu öldürüyor gibi görünüyor, akciğerlerin virüsün kendisi tarafından tahrip edilmesi değil. Bu, bağışıklık sisteminden gelen yanlış yönlendirilmiş yangının komplikasyonlarıdır."

    Burası tam olarak Backman'ın D vitamininin önemli bir rol oynadığına inandığı yerdir. D vitamini doğuştan gelen bağışıklık sistemlerimizi geliştirmekle kalmaz, aynı zamanda bağışıklık sistemlerimizin tehlikeli bir şekilde aşırı aktif olmasını önler. Bu, sağlıklı D vitamini seviyelerine sahip olmanın, hastaları COVID-19'dan ölüm dahil olmak üzere ciddi komplikasyonlara karşı koruyabileceği anlamına gelir.

    Backman, "Analizimiz, ölüm oranını yarıya indirecek kadar yüksek olabileceğini gösteriyor." dedi. "Bir hastanın virüse yakalanmasını engellemez, ancak enfekte olanlarda komplikasyonları azaltabilir ve ölümü önleyebilir."

    Backman, bu korelasyonun COVID-19'u çevreleyen birçok gizemi açıklamaya yardımcı olabileceğini, örneğin çocukların neden ölme olasılığının düşük olduğunu söyledi. Çocuklar henüz tam olarak gelişmiş bir bağışıklık sistemine sahip değildir, bu bağışıklık sisteminin ikinci savunma hattıdır ve aşırı tepki gösterme olasılığı daha yüksektir.

    "Çocuklar esas olarak doğuştan gelen bağışıklık sistemlerine güveniyorlar," dedi Backman. "Bu, ölüm oranlarının neden daha düşük olduğunu açıklayabilir ."

    Backman, insanların olumsuz yan etkilerle gelebilecek aşırı dozda D vitamini almamaları gerektiğine dikkat etmelidir. Konunun, COVID-19 komplikasyonlarına karşı korumak için D vitamininin en etkili şekilde nasıl kullanılabileceğini bilmek için çok daha fazla araştırmaya ihtiyacı olduğunu söyledi.

    Backman, "Hangi dozun COVID-19 için en faydalı olduğunu söylemek zor." dedi. "Bununla birlikte, D vitamini eksikliğinin zararlı olduğu açıktır ve uygun takviye ile kolayca ele alınabilir. Bu, D vitamini eksikliği yaygınlığı olan Afrikalı-Amerikalı ve yaşlı hastalar gibi savunmasız popülasyonların korunmasına yardımcı olmanın bir başka anahtarı olabilir."

    Kaynak: https://medicalxpress.com/news…role-covid-mortality.html

  • Merakla bekliyorum, Türkiyenin son yıllarda iha-siha üretim ve geliştirmede atladığı çağ tüm dünyanın dikkatini çekmekte, özellikle son suriye ve libya olaylarında büyük işlere imza atan iha-sihalarımız ve bunların getirdiği tecrübeyi düşünürsek akıncı çok önemli bir atılımdır.


    VATAN NE TÜRKİYE’DİR TÜRKLERE NE TÜRKİSTAN VATAN BÜYÜK VE MÜEBBET BİR ÜLKEDİR TÜRKLERE TURAN

  • Lityum batarya tanımını çoğu genç arkadaşım duymuştur. Bir pil veya diğer adıyla batarya yapımı zor bir süreç özellikle bunların uygulamaya yönelik yapıyorsanız ciddi işler yapmanız lazım. Li-ion bataryalar şuanda dünyada önem kazandı ve sürekli araştırılıyor daha iyi piller üretmek için, daha kısa sürede sarj olan ve daha uzun süre bitmeyen piller. Kısa vadede bu teknolojiyi çok duyacaksınız özellikle yerli arabamızda olduğu gibi elektrikli araçlarda bu tür bataryalar kullanılmakta..


    Şimdi dünyada yeni gelişmeler var, yavaş yavaş yeni sistemler geliştiriyorlar ve Türkiyede bu konuda önemli atılımlar yapıyor. Hep kötü haber dinlemeyin, üniversitelerde güzel şeyler yapıldığınıda görün, bu konuyu bundan sonra bu şekilde aktiflemeye çalışacağım..


    İlk olarak bu konuda yeni bir haberle başlayalım, dünyaca bilinen avrupa birliği projelerinden HORİZON2020 ye başvurup kazanan bir araştırma görevlisi.. Projenin bütçesi 22 milyon euro, ve ülkemize gelecek para 1 milyon euro civarı. Bu projeyi şöyle diyeyim size bir akademisyenin bu tarz bir avrupa projesi alma olasılığı 1000 projede 1 gibi birşeydir, ortaklarınız güçlü değilse ve hepsinden öte siz iyi akademisyen değilseniz bunu alma imkanınız yok. Bu projenin sonunda patent var ve umarım başarılı olurlar. Aslında zaten ön demeleri yapılmadan bu tarz projeleri ne gönderirler nede kabul ederler dolayısıyla bu işin sonu aydınlık..


    Bu proje kapsamında hem kalifiye eleman yetişecek, hem ham madde alt yapısı oluşturulacak hemde ülke ekonomisine katkıda bulunacak..Videosunu paylaşıyorum;


    VATAN NE TÜRKİYE’DİR TÜRKLERE NE TÜRKİSTAN VATAN BÜYÜK VE MÜEBBET BİR ÜLKEDİR TÜRKLERE TURAN

  • Covid-19 salgınında ilaç olarak kullanılan Favipiravir etken maddesinin üretimi ve Atabay ilaç firmasının üretim aşamlarının tanıtıldığı güzel bir video..


    Favipiravir bizim bulduğumuz bir ilaç değil, ancak covid sürecinde temini ve üretim zorluğu açısından,ülkemizde üretilmesi önemli, zaten bu yüzden bir ilaç firmasıyla anlaşılarak bu işe girişiliyor.


    Konuya dip not düşeyim. Doç.Dr. Mustafa Güzel hocamız ülke dışında senelerini geçirmiş birçok US patenti bulunan önemli bir araştırmacı.(US Patent dünyadaki en önemli, patentlerin başında gelir ve buradan patent almak çok zordur). Sadece covid-19 değil bundan sonraki yıllarda bu hocamızın önemli çalışmalarını duyacaksınız..


    Kendisinin bilimsel çalışmalarına; https://scholar.google.com/citations?hl=tr&user=3heL_IsAAAAJ linkinden bakabilirsiniz

    VATAN NE TÜRKİYE’DİR TÜRKLERE NE TÜRKİSTAN VATAN BÜYÜK VE MÜEBBET BİR ÜLKEDİR TÜRKLERE TURAN

  • Küresel Karbondioksit Salımına COVID-19 Etkisi

    COVID-19 pandemi sürecinin, 2020'nin ilk yarısı boyunca karbon salımında çok ciddi bir düşüşe sebep olduğu sayısal verilerle ortaya koyuldu.


    2008 Ekonomik Krizi, 1979 Petrol Krizi ve hatta İkinci Dünya Savaşı süreçlerinde kaydedilen karbon salımı düşüşünden daha yüksek düşüşe sebep olan COVID-19 pandemisinin bu etkisinin sayısal değerleri Postdam Institute for Climate Impact Research'ün gerçekleştirdiği ve Nature Communications'ta yayımlanan çalışma ile tespit edildi. Henüz 2020 yılının ilk yarısına ait veriler ile gerçekleştirilen çalışmada, milyonlarca yaşamı tehdit etmeye devam eden pandeminin sekteye uğrattığı sosyal yaşam ve ticari/endüstriyel üretim süreçlerinin bu denli kısa vadede ne kadar büyük etkiler yarattığı gün yüzüne çıkarıldı.

    Yapılan analizlere göre yılın ilk altı ayında 2019'un aynı aylarına göre yüzde 8.8'lik bir düşüş kaydedildi ve bu değerin şimdiye kadar kaydedilmemiş bir miktar olan 1.551 milyar tonu ifade ettiği kaydedildi. Yapılan çalışma yalnızca COVID-19'Un küresel enerji tüketimine olan etkisini diğer çalışmalara oranla daha yüksek bir kesinlikle belirlemekle kalmayıp aynı zamanda pandemi sonrasında ne gibi küçük çaplı uygulama ve değişimlerle karbon salımını azaltabileceğimize dair ipuçları taşıyor.


    Araştırmanın başyazarı Pekin'deki Tsinghua University'den Zhu Liu'ya göre bu çalışmayı daha kesin yapan şey titizlikle toplanan verilerin neredeyse gerçek zamanlı değerler olmasından ileri geliyor. Carbon Monitor araştırma inisiyatifi tarafından kaydedilen sayısal değerler ile hızlı ve tutarlı bir şekilde incelenen her ülkeye ait daha kesin sonuçlar elde edilebildi. Korona enfeksiyonlarının ilk dalgasının tepe noktasına ulaştığı Nisan ayında salımlar yüzde 16.9 oranında düşmüştü.

    Çalışmada bunun en büyük etkenlerini tespit edebilmek için ilk kapatılan üretim mekanizmaları ve global ekonominin hangi kısımlarının daha çok etkilendiği üzerine ülkelerin uygulamaları da mercek altına alındı. Buna göre en yüksek düşüş etkeni, karasal ulaşım/taşıma sektörleri üzerinden gerçekleşti. Evden çalışma zorunlulukları ve tercihen evden çalışabilen insanların ve buna bağlı olarak toplu ve şahsi taşıma kullanımının azalması karbondioksit salımını yüzde 40 kadar azalttı.

    Bu sayılara karşın, enerji ve endüstriyel sektörlerin düşüşe etkisi totalde sıra ile %22 ve %17 ile daha az olduğu kaydedild. Koronavirüs pandemi etkisinin yanı sıra kuzey yarım küredeki anormal derecede ılık geçen kış ve bahar ayları ev tüketimi ve evlerdeki yakıt tüketimine bağlı salımda %3'lük bir düşüşle katkıda bulundu. Bu denli birbirini etkileyen süreçlerin ve çokboyutlu etkenlerden oluşan büyük resmi elde edebilmek için araştırmacılar hem varsayımlarını hem de sonuçlarını çok büyük bir veri ağı üzerine kurdu.


    31 ülkenin saatlik elektrik üretimi, 400'den fazla şehrin günlük trafik yoğunluğu, küresel yolcu uçuşları, 62 ülkenin aylık endüstriyel verileri ve 200'den fazla ülkenin bina yakıt tüketim değerlerinin hesaba katıldığı çalışmada, asıl amaç dışında da çok farklı veriler ve sonuçlar elde edildi.

    Araştımacıardan Hans Joachim Schellnhuber'e göre, çok yüksek bir düşüş kaydedilmiş olsa da, akabinde normale dönülmemiş ve düşüş devam etmis olsaydı dahi küresel atmosferik değerlere etkisi oldukça küçük olacaktı. Bu nedenle asıl çözümün enerji üretim ve ana tüketim yöntemlerimizde yapısal ve transformasyonel değişikler planlayıp, öngörüp hayata geçirmekten geçtiği düşünülüyor.


    Kaynak: https://bilimfili.com/kuresel-…alinimina-covid-19-etkisi

  • Bu gerçekten tehlikeli bir konu. İnsanlığa metan gazlarının açığa çıkmasından bile daha ciddi sonuçları olabilir.

    Ruslar önce nükleer santrallerin atık sularının hesabını versin. Dip buzulları eriten bu atıklar oldu...

    soru-isareti(1).jpgBir ihtimal daha var...

  • Yağış geleceğini tahmin etmek

    Haziran: Yağış geleceğini tahmin etmek |  Haberler ve özellikler

    Fotoğraf: Bir kilometrelik küresel iklim modeli tarafından simüle edilen bulutların anlık görüntüsü. Kaynak: Max Planck Meteoroloji Enstitüsü, Hamburg

    Onlarca yıllık araştırmaya rağmen, önümüzdeki yıllarda yağışlara ne olacağı bilinmiyor ve şiddetli sellerin yanı sıra uzun süreli kuraklıklar şimdiden beklentileri karşılıyor.

    Bugün, Nature Climate Change'de yayınlanan bir makalede uzmanlar, yanıtların mevcut olduğunu, ancak çok daha gelişmiş iklim modelleri geliştirmek için acilen kaynaklara, uzmanlıklara ve altyapıya - yılda yaklaşık 250 milyon dolar tutarında - büyük bir ortak uluslararası yatırıma ihtiyaç olduğunu savunuyorlar .

    Bristol Üniversitesi Cabot Çevre Enstitüsü'nden baş yazar Dame Julia Slingo, "son 30 yılda iklim modellerinin üzerine inşa edildiği temel , artık güvenilir tahminler için gerekli olduğunu bildiğimiz bazı temel fiziği gözden kaçırıyor" diyor.

    "Çözüm elimizin altında; mevcut 100 kilometrelik küresel iklim modellerimizden 1 kilometrelik modellere kuantum bir sıçrama yapmalıyız . Bu ölçeklerde, yağmur taşıyan sistemlerin karmaşık fiziği ilk kez doğru bir şekilde temsil ediliyor. , suyumuzun geleceğinin çok ötesine, iklim değişikliğinin birçok yönüne ulaşan sonuçlarla."

    Uluslararası ekip, adanmış, öncü exascale bilgi işlem ve veri tesislerine bağlı, federe bir lider modelleme merkezleri grubunun oluşturulması ve kaynak sağlanması için bir vaka sunuyor. Bu sofistike iklim tahmin sistemi, tüm uluslara hizmet edecek ve iklim değişikliğinin tüm yönleriyle ilgili sağlam kanıtlar sağlayacaktır.

    Birleşik Krallık Met Office'in ortak yazarı ve Baş Bilim Adamı Profesör Stephen Belcher, "Görevin ölçeği çok büyük. Bilimsel anlayışımız , bilgi işlem ve veri depolamadaki teknolojik gelişmeler gibi ilerlemiş olsa da, bu uluslararası çaba gerektirir.

    Sel ve kuraklıkların ötesinde, mevsimsellikteki ve yağışların doğal değişkenliğindeki değişiklikler, birçok canlı sistemi üzerinde derin etkilere sahip olabilir ve bu da gıda güvenliğini , su güvenliğini, sağlığı ve altyapı yatırımlarını tehdit edebilir. Yine de, IPCC'nin son Değerlendirme Raporunda suyumuzun geleceği hakkında ne kadar az şey bildiğimizi netleştirdik; bu, özellikle bölgesel ve yerel ölçeklerde yağış değişimlerinde önemli belirsizlikler olduğunu bir kez daha gösterdi.

    Ortak yazar ve bir IPCC Değerlendirme Raporu çalışma grubunun eski Başkanı olan Profesör Thomas Stocker, "Net Zero ve iklim direncinin ikiz hedefleri, özellikle en savunmasız olanlar için güvenilir ve eyleme geçirilebilir iklim bilgilerinin sağlanmasında önemli bir hızlanma gerektiriyor" diyor. Mevcut iklim modelleri bunu sağlayamıyor ama küresel yatırım ve kilometrelik küresel modellemede bilimsel ortaklıklar bunu gerçeğe dönüştürecek."

    Bristol Üniversitesi'nde Hidroloji Profesörü olan ortak yazar Paul Bates, "önerilen bu yatırım, bugün bile iklimle ilgili kayıplara karşı önemsiz kalıyor. kaybedilen hayatlar ve bu maliyetler sadece iklim değişikliği ısırmaya devam ettikçe artacak."


    Kaynak: https://phys.org/news/2022-06-rainfall-futures.html

  • Yapay zeka orta vadeli hava tahmine de el attı. ECMWF HRES'in başarısı geçilmiş.


    "Dünyadaki en doğru deterministik operasyonel orta menzilli hava tahmin sisteminin yanı sıra önceki tüm ML temellerinden daha iyi performans gösteren "GraphCast" adlı makine öğrenimi (ML) tabanlı bir hava durumu simülatörünü kullanıma sunuyoruz. GraphCast, bir Avrupa Orta Menzilli Hava Tahminleri Merkezi'nin (ECMWF) ERA5 yeniden analiz arşivinden geçmiş hava durumu verileri üzerinde eğittiğimiz, grafik sinir ağlarına ve yeni bir yüksek çözünürlüklü çok ölçekli ağ temsiline dayalı otoregresif model. Ekvatorda kabaca 25 x 25 kilometre çözünürlüğe karşılık gelen 0,25 derecelik bir enlem-boylam ızgarasında, her biri 37 dikey basınç seviyesinde beş yüzey değişkeni ve altı atmosferik değişkenin 6 saatlik zaman aralıklarında günlük tahminleri. Sonuçlarımız, değerlendirdiğimiz 2760 değişken ve teslim süresi kombinasyonlarının %90,0'ında GraphCast'in ECMWF'nin deterministik operasyonel tahmin sistemi HRES'ten daha doğru olduğunu gösteriyor.
    GraphCast ayrıca bildirdiği 252 hedefin %99,2'sinde önceki en doğru ML tabanlı hava tahmini modelinden daha iyi performans gösterir.
    GraphCast, Cloud TPU v4 donanımında 60 saniyenin altında 10 günlük bir tahmin (35 gigabayt veri) oluşturabilir. Geleneksel tahmin yöntemlerinden farklı olarak, ML tabanlı tahmin, verilerle iyi ölçeklenir: daha büyük, daha kaliteli ve daha yeni veriler üzerinde eğitim alarak, tahmin becerisi gelişebilir. Bu sonuçlar birlikte, hava durumu modellemesini ML ile tamamlama ve iyileştirme, hızlı, doğru tahmin için yeni fırsatlar açma ve fizik bilimlerinde ML tabanlı simülasyon vaadinin gerçekleştirilmesine yardımcı olma yolunda önemli bir adımı temsil ediyor."



    DeepMind ve Google GraphCast'i Tanıttı: Hızlı ve Ölçeklenebilir Bir Makine Öğrenimi Hava Durumu Simülatörü


    İnsanlar, kıyafet seçiminden kasırga durumunda ne yapacaklarına kadar hayatlarının her alanında tahmin edilen hava durumunu hesaba katarlar. Tipik olarak üç ila yedi gün arasında olan bir zaman çerçevesi üzerinden yapılan tahmin, orta vadeli tahmin olarak adlandırılır. Tarım, inşaat, seyahat vb. gibi birçok sektör, Avrupa Orta Vadeli Hava Tahminleri Merkezi (ECMWF) gibi hava büroları tarafından günde dört defaya kadar sunulan "orta vadeli" hava tahminlerine güvenir.

    Her ikisi de devasa yüksek performanslı bilgi işlem (HPC) kümeleri kullanılarak simüle edilen orta vadeli hava durumu tahminlerinin iki ana bölümü vardır. İlk bölüm, uydular, meteoroloji istasyonları, gemiler vb. ; bu modeller tipik olarak sayısal hava tahmini (NWP) kullanılarak oluşturulur.

    Bununla birlikte, simülasyonları yürütmek için hesaplamalı kümelere dayanan geleneksel NWP tabanlı tahmin modelleri, sürekli artan miktardaki hava durumu verileri nedeniyle verimli bir şekilde ölçeklenemez. Doğrulukları, insan uzmanların zaman alıcı ve kaynak yoğun girdilerine bağlıdır.

    DeepMind ve Google tarafından yapılan yeni çalışma, verilerle iyi ölçeklenen ve 60 saniyenin altında 10 günlük bir tahmin oluşturabilen makine öğrenimi (ML) tabanlı bir hava durumu simülatörü olan GraphCast'i sunuyor. En gelişmiş makine öğrenimi tabanlı kıyaslamalar ve dünyadaki en doğru deterministik operasyonel orta menzilli hava tahmin sistemi ile karşılaştırıldığında, GraphCast zirveye çıkıyor.


    GraphCast: Learning skillful medium-range global weather forecasting
    We introduce a machine-learning (ML)-based weather simulator--called "GraphCast"--which outperforms the most accurate deterministic operational medium-range…
    arxiv.org



    "GraphCast: Learning Skillful Medium-Range Global Weather Forecasting" adlı makalelerinde belirtildiği gibi, GraphCast bir otoregresif model oluşturmak için bir "kodlama-işlem-kod çözme" düzenlemesinde grafik sinir ağlarını (GNN'ler) kullanır. Araştırmacılara göre, sıvıların ve diğer malzemelerin karmaşık fiziğini öğrenmek, GNN tabanlı tasarımlar için idealdir. Ek olarak, giriş grafiği yapıları bir temsilin bölümleri arasındaki etkileşimleri belirlediğinden, girdi grafiği yapıları herhangi bir uzamsal etkileşim modelini simüle etmek için kullanılabilir. Ekip, minimum mesaj geçiş ek yükü ile uzun menzilli etkileşimlere izin veren yeni bir dahili çok ağlı temsil tekniği geliştirerek bu GNN özelliğinden yararlanır.

    GraphCast'teki üç aşamalı simülasyon süreci şu şekildedir:

    Izgara noktalarından çoklu ağa yönlendirilmiş kenarlara sahip GNN, orijinal enlem-boylam ızgarasından gelen girdi verilerini çoklu ağ üzerinde öğrenilmiş özelliklere eşlemek için kullanılır.
    Derin bir GNN, uzun menzilli kenarların bilginin uzay boyunca verimli bir şekilde yayılmasına izin verdiği çoklu ağda öğrenilmiş mesaj geçişini gerçekleştirmek için kullanılır.
    Kod çözücü, nihai çoklu ağ gösterimini enlem-boylam ızgarasına eşler ve gerekli her şeyi gerçekleştirir.
    Ekip, GraphCast'i tek bir Cloud TPU v4 cihazında test etti. Bulguları, GraphCast'in 60 saniyenin altında 0,25° çözünürlükle 10 günlük bir tahmin üretebileceğini gösteriyor. GraphCast performansı, 2.760 değişkenin %90'ında Avrupa Orta Menzilli Hava Tahminleri Merkezi'nin yüksek çözünürlüklü (HRES) NWP tabanlı deterministik operasyonel tahmin sisteminden daha iyi performans gösteriyor. Ayrıca 252 hedefin %99,2'sinde mevcut en doğru makine öğrenimi tabanlı hava tahmini modelinden daha iyi performans gösterir.

    Bu çalışma, fiziksel bilimlerin diğer alanlarında ML tabanlı simülasyonların kullanımını ilerletmektedir. Ekip, çalışmalarının hızlı ve doğru hava tahmini için yeni olanaklar açacağına inanıyor.

    DeepMind and Google Introduce GraphCast: A Fast and Scalable Machine Learning Weather Simulator
    People account for the forecasted weather in every aspect of their lives, from choosing an outfit to what to do in the event of a hurricane. Forecasting over a…
    www.marktechpost.com

    • Offizieller Beitrag

    Yakında klasik kanser tedavilerinin yeri tamamen bu T hücrelerinin üretimi ve arttırılması üzerine olacak. Bir kimyacı olarak anti kanser ilaçları veya diğer yan etkisi yüksek (radyoterapi gibi) tedavi yöntemlerinin ömrü doluyor..