Doğa ve Balıkçılık

Meteorolojik Model Güncelleme Saatleri
06:30-08:15 (GFS Sabah)
09:00-10:00 (ECMWF Sabah)
12:30-14:15 (GFS Öğlen)
18:30-20:15 (GFS Akşam)
21:00-22:00 (ECMWF Akşam)
00:30-02:15 (GFS Gece)
  • Şaban konu hayırlı uğurlu olsun kardeşim :) bu bahar ayında bizlere farklı bir bakış açısı ile yorgun geçen Bir kış mevsimi sonrası ,epey faydalı ve stres atabileceğimiz bir konu sunduğun için teşekkürler !!!! :) sadece balık ve su ürünleri değil ormanda avlanma çeşitleri ve kaçak avcılığın doğaya ne kadar zarar verdiği söylenesi abes olmayacaktır sanırım . Hal böyle ki işim gereği insanlara ve memur veya kısacası tüm vatandaşlara silah ruhsatı ve yivli ve yivsiz av tüfekleri verilen bir büroda çalışıyorum . İnsanların daha. Bilinçli ve kanunlara uygun şekilde avlanma yaptıkları sürece hem kara hem Deniz...bu ülkede Avcılık güzel yerlere gelecektir .trol ağları ile denize atıp sularımızda besi balığı bırakmayan vatandaşlara da bir nebze buradan sesimizi duyurmuş oluruz hem de .....!!!!:) tekrar hayırlı olsun Badi ...

  • kaçak avcılık konusunda büyük mücadele veriyorum badi ... bu konuda senin bilgilerin ve tecrübelerini de bu konuda görmek bana büyük mutluluk verir ... bu işe avcılıkla başladım ve gitgide av dostu doğa dostu bir birey haline geldim doğaya olan saygım her geçen gün artıyor ...

  • Türkiyedeki Zehirli Yılanlar


    Türkiyedeki zehirli yılanlar, ülkemizde yaklaşık 50 kadar yılan türü bulunmaktadır. Bu yılan türlerinden 13 tanesi oldukça zehirli, 3 tanesi daha az zehirli, kalan kırka yakın türde zehirsiz olanlardır. Uzmanlara göre yılanlar tehlikeli olmalarının yanında, tıbbi olarak yararlı canlılardır. Buna göre tüm dünyada yaşayan 2500 civarındaki yılan türünün sadece üçte birinin zehirli olduğunu, bunların içinden % 8 kadarının çok tehlikeli olduğunu söyleyebiliriz. İnsanlar açısından zararlı olabilecek yılan türleri arasında deniz yılanı, engerek yılanı ve kobra yılanı yer almaktadır. Yılanlar insanları zehirlediğinde genellikle suçun insanlarda olduğu söylenebilir. Çünkü yılanın yakalanmak istenmesi, öldürmeye çalışma ya da saklandığı yere rahatsız etme gibi tutumlar, yılanın sıkmasına neden olabilir. Yılanlar ise sokma yerine kaçmayı tercih eden yapıdadır. Yılanın insanı sokabilmesi için ona bir metreden daha yakın olması gerekir. Çünkü zehirli yılanlar sadece boylarının % 30 kadar uzaklıkta olunduğunda sokabilir. Ülkemizde bulunan zehirli yılanları zehirleme etkilerine göre sınıflandırabiliriz.



    Türkiyedeki az zehirli yılanlar


    Bu türdeki yılanlar zehirli olanlarla kıyaslandığında daha az tehlikeli kabul edilir. Çünkü zehirli olan dişleri ağızda geride olduğundan fazla tehlikeli olmazlar. Ancak yine de dikkat etmekte yarar vardır.


    Çukurbaş ( Malpolon monspessulanus ) : Bu türler colubridae ailesine mensuptur. Boyları 2 metreye kadar çıkabilir. Ülkemizde Karadeniz dışında hemen her bölgede görülebilir. Beslenmede ekinlere zararlı olabilecek kemirgenleri tercih ettiklerinden, özellikle çiftçilerin en büyük yardımcı sayılırlar.
    forum.havaforum.com/attachment/927/



    Kedi gözlü yılan ( Telescopus fallax ) : Bu tür yılanların boyu 1 metreden daha az olur. Ülkemizde daha çok Ege, Doğu Anadolu, Akdeniz ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinde görülürler.


    forum.havaforum.com/attachment/928/


    Siyah bantlı kedi gözlü yılan ( Telescopus nigriceps :( Bu yılan türleri kedi gözlü yılanlarla akrabadır. Boyları kısa olduğundan, genellikle 60-70 cm kadar olabilir.
    forum.havaforum.com/attachment/929/



    Türkiyedeki çok zehirli yılanlar


    Bu türde olan yılanlardan mutlaka uzak durulmalıdır. Çünkü çok tehlikeli olurlar. Siz herhangi bir şey yapmasanız bile, onlarda siz dokunmadıkça bir şey yapmasa da, yanlarındayken panik yapmanız halinde bunu tehdit olarak görerek, saldırıya geçebilir. Bu türdeki yılanların zehirli ölümcül etkiye sahiptir. Bunlar ( Viperidae ) engerekgiller ailesine mensuptur.


    Büyük engerek yılanı ( Macrovipera lebetina ): Bu tür yılanların boyu yaklaşık 1,20 metreye kadar ulaşabilir. Son derece tehlikeli türlerdir. Ülkemizde Güneydoğu Anadolu, Doğu Anadolu ve Akdeniz bölgelerinde yaşarlar.


    forum.havaforum.com/attachment/930/


    Bolkar engereği ( Macrovipera bulgarhaghica ): Bu tür zehirli yılanlar Güneydoğu Anadolu bölgesinde yaşar.


    forum.havaforum.com/attachment/931/


    Boynuzlu engerek ( Vipera ammodytes ): Bu türdeki yılanlar bir metrenin altında olup, en fazla 90 cm kadar olurlar. Ülkemizde Trakya, Batı Anadolu ve Doğu Anadolu'da yaşarlar.


    forum.havaforum.com/attachment/932/


    Baran engereği ( Vipera barani ): Bu yılan türü Prof. Dr. İbrahim Baran tarafından bulunmuş ve adlandırılmıştır. Ülkemizde Anadolu'da kuzeyden güneye kadar her yerde yaşarlar. Ancak nesilleri tehlike altındadır. Bu yılanlar en fazla 50 cm kadar büyürler.


    forum.havaforum.com/attachment/933/



    Kafkas engereği ( Vipera kaznakovi ): Bu yılanlar siyah engerek olarak ta bilinir. Ülkemizde Artvin ve Hopa çevresinde yaşarlar. Çok nadide bir tür olmasına rağmen, nesli tehlike altındadır. Bu türdeki yılanların zehri çok güçlüdür.



    forum.havaforum.com/attachment/934/


    Çoruh engereği ( Vipera pontica ): Bu yılanlarda Artvin ve Çamlıhemşin civarında yaşarlar. Boyları 50 cm kadar uzar.


    forum.havaforum.com/attachment/935/


    Mısır kobrası ( Walterinnesia aegyptia ) : Bu yılanlar kobra ailesindendir. Boyları 2 metreye kadar çıkabilen yılanlar, genellikle geceleri aktif olurlar. Kuşlar, kemirgenler ve sürüngenlerle beslenirler. Ülkemizde Şanlıurfa civarında yaşarlar.
    Türkiyedeki zehirli yılan türleri içinde en fazla büyük engerek yılanı, boynuzlu engerek, siyah engerek çok tehlikelidir. Fakat her canlı gibi bu yılanlarda tehdit edildiklerini düşündükleri zaman saldırıya geçerler. Bu yüzden zehirli yılanlara yaklaşmamak, yanlarında panik yapmamak gerekir. Bu canlıların öldürülememesi, aksine korunmaları gerekir. Çünkü çok nadide türler arasındadırlar. Nesilleri tükenme riski altındadır. Kendilerine yapılan hareketi tehdit olarak algılamadıkları sürece sizlere zarar vermezler.


    FB_IMG_1503785958189.jpg


    SON OLARAK DÜNYANIN EN ÖLÜMCÜL YILANLARI BELGESELİ


  • Su Yılanı


    Su Yılanı, hayatlarının tamamını veya çoğunu denizde geçiren yılan türüdür. Karasal atalarından evrimleşmiş olmalarına rağmen, çoğu geniş ölçüde tamamen su yaşamına adapte olmuştur ve hatta karada hareket edebilme yeteneğini tamamen kaybetmişlerdir.




    Su yılanlarının özellikleri


    Su yılanları ılık sahil sularında yaşamaktadırlar. Tamamının yüzgeç benzeri bir kuyruğu vardır ve çoğuna yılan balığına benzeyen bir görüntü veren yandan basık bir vücuda sahiptirler. Ancak balıklardan farklı şekilde deniz yılanlarının solungaçları yoktur ve nefes alabilmek için düzenli olarak suyun yüzeyine çıkmak zorundadırlar. Yine de hava soluyan omurgalılar arasındaki en eksiksiz sucul canlılardır. Bu gruba dahil olan türlerden bazıları bütün yılanlardan daha güçlü zehre sahiptirler. Bazıları sakin yaradılışa sahiptir ancak sadece tehlikede olduklarını anladıklarında ısırırlar. Bazıları ise doğaları gereği daha fazla agresif olurlar. Şimdiye kadar, deniz yılanı olarak 62 türü kapsayan 17 cins su yılanı bulunmaktadır.


    forum.havaforum.com/attachment/937/


    Su Yılanı Beslenme Şekli



    Su yılanı su kenarlarında ve bağlarda yaşayan, zararsız yılanlardır. Avrupa, Kuzey Afrika ve Batı Asya’da deniz yüzeyinden 2.500 m. yüksekliklere kadar her yerde bulunurlar. Boyları 50 cm.den başlayıp yaşlandıkça 2 m.ye kadar ulaşabilir. Su yılanları Kurbağa, balık ve suda yaşayan canlılarla beslenirler ve 20 yıla kadar yaşayabilirler.


    NOT : Su yılanlarının denizlerde zehirli türleri bulunsa da dişlerinin küçük olması nedeniyle insan vücuduna zehir nakledemezler ve insanlar üzerinde etki gösteremezler .

  • Su yılanından zarar gelir mi ki? Yılanın üstüne basmışlığım var :) .

    hayır hocam zarar gelmez ve sadece kendilerini tehlike'de hissettiği anda ısırırlar .
    ama şu bilgiyide vermeden geçmeyeyim zehirli yılanlar bazen suda avlanabilirler yani sudan çıkan her yılan su yılanı değildir temkinli olmalıyız ...
    konu dışı fakat temkin kelimesini kullanıyorum , tam anlamını merak ettim paylaşmak istedim . genel kültür bilgisi
    temkin ne demek :
    Bir işin sonunu düşünerek ölçülü, tedbirli davranma
    Önceden hazırlıklı davranan, önlemini zamanında alan, müdebbir

  • YURDUMUZDA YILAN HAKKINDA ÖRNEK BİR HABER -- AMAN DİKKAT !


    Diyarbakır dan Akyazı ya fındık toplamak için gelen mevsimlik işçi Fırat Aytekin, bahçede çalışırken, Sakaryada fazla görülmeyen, halk arasında 'boz yılan' olarak bilinen 'Baran engereği' türü zehirli yılan tarafından bacağından ısırıldı.Fırat Aytekin'in "yılan soktu" diye bağırıp yardım istemesi üzerine çevredeki diğer işçiler 112'ye haber verdi. Gelen Ambulansla Akyazı Devlet Hastanesi'ne kaldırılan Aytekin, buradaki ilk müdahalenin ardından Sakarya Eğitim ve Araştırma Hastanesi'ne sevk edildi.


    işte bir baran engereği sokması ve sonrası ...
    bahar ve yaz mevsimlerinde doğaya çıktığımızda böyle bir durum başımıza gelirse (Allah korusun ) ilk yapacağımız iş 112 yi arayıp konum bilgilerimizi vermek ve sonra sokan hayvanın özelliklerini aktarmak .. akabinde telefondaki sağlık personeli , 112 ekipleri bulunduğumuz bölgeye ulaşana kadar ne yapmamız gerektiği konusunda bize bilgiler aktaracaktır ..


    DİKKAT : İLK OLARAK KONUM BİLGİLERİNİ VERMELİYİZ diyorum çünkü sokan yılanın zehri hızlı etki edebilir ve baygınlık kendini kaybetme yani bilinç kaybı yaşayabiliriz bu nedenle önce konum bilgilerimizi veriyoruz unutmayın .


    başımıza gelmez demeyin ; insan ömründe belki 1 kez böyle bir durumla karşılaşır tamda o anda
    bilinçli olmak hayat kurtarır .

  • Zehirli Yılan Isırması Durumunda Yapılacaklar

    Yılanın zehirsiz olduğundan emin olmadığınız her yılan sokmasında, zehirliymiş gibi tedavi uygulanmalıdır.


    Eğer yılan zehirliyse veya zehirli olmadığından emin değilseniz, acilen izlenmesi gereken ilk yardım yöntemleri:


    • Kişiyi güvenli bir yere götürün.


    • Kişiyi sakinleştirin. Çok fazla hareket ettirmekten sakının.


    • Sokmanın olduğu bölgedeki sıkı kıyafteleri ve takıları çıkartın.


    • Düz bir tahta kullanarak, sokmanın olduğu yerin hareket etmemesini sağlayabilirsiniz. Sokulan bölgeyi kalpten aşağıda tutmalısınız.


    • Acilen tıbbi yardım istemelisiniz.


    ----Eğer tıbbi yardımın ulaşması 30 dakikadan önce mümkün değilse----


    1. Sokulan yeri bir sabunla ve suyla yıkayın.


    2. Zehirin hareketini yavaşlatmak için, sokulan yerden yaklaşık 7 cm yukarısını gevşek bir sargı bezi ile sarın. Bez sıkı olmamalıdır. Sargı, arasına bir parmak girecek kadar gevşek olmalıdır ve bantın altındaki nabız hissedilmelidir. Bant için esnek bir bandaj veya bez parçası kullanabilirsiniz.


    Buradaki ilk yardımın amacı, kişiyi oluşabilecek zararlardan korumak ve yılanın zehirinin yayılmasını yavaşlatmaktır.

    Yılan sokmalarında YAPILMAMASI gerekenler:

    • Sıkı bir bağ yapmamalısınız. Bu kan dolaşımını durdurarak, kolun veya bacağın kaybedilmesine neden olabilir.


    • Isırığın olduğu yeri kesmeyin. Bu daha fazla yaralanmaya neden olabilir.


    • Yaradaki zehiri emerek çıkarmaya çalışmamalısınız.


    • Isırılan yere buz koymamalısınız veya diğer soğutma işlemlerini yapmamalısınız. Bu başka yaralanmalara neden olabilir.


    • Elektrik şoku uygulamamalısınız. Bu zehiri nötralize etmez. Ve durumu daha da kötüleştirebilir.


    • Yılanı yakalamak veya öldürmek için vakit harcamamalısınız.


    konu hakkındaki 66 sn.lik video


  • TÜRKİYE’DE GÖRÜLMEYE DEĞER DOĞA HARİKALARI
    AĞRI DAĞI
    20170827_134025.jpg
    (Hemen karşıda Küçük Ağrı Dağı gözükmekte)


    5137 m yüksekliği ile Türkiye’nin en yüksek dağı olan Ağrı Dağı Nuh’un Gemisi efsanesine de konu olmaktadır. Efsaneye göre Nuh’un gemisi Ağrı Dağında karaya oturdu. Ve sonrasında buna inanan bir çok insan bu geminin peşine düştü. Şahsen ben bile Ağrı tırmanışında efsanenin peşine düşen bir yabancı araştırmacı ve en az 10-12 kişilik yöre insanına denk geldim. Ayrıca bir gün gitmeye karar verirseniz 3200 m kampına doğru şekilleri ve siyahlıklarıyla sizi oldukça şaşırtacak kayalara denk geleceksiniz. Etrafta insan elinden çıkmış gibi gözüken bir sürü devasa kaya da göreceksiniz. Ağrı Havaalanı’ndan yapacağınız 35-40 dakikalık bir araba yolculuğu ile Doğubayazıt’a ulaşabilirsiniz.


    CİLO DAĞI
    forum.havaforum.com/attachment/940/(foto: keşfetmekicinbak.com)


    Ülkemizin ikinci en yüksek zirvesi olan Reşko zirvesi burada bulunmaktadır. Ayrıca yaklaşık 30 km uzunluğundaki buzulu ile ülkemizin en büyük buzuluna da ev sahipliği yapmaktadır. Sarp Dağların ortasında bulunan doğanın müthiş renklerini kesinlikle görmelisiniz. Hakkari’ye en yakın havaalanı yaklaşık 200 km mesafe ile Van’da bulunmaktadır.


    KARADENİZ YAYLALARI
    forum.havaforum.com/attachment/942/20170827_140134.jpg


    Karadeniz coğrafyası denince insanın aklına yeşilin her tonu ve gürül gürül akan dereler gelir. . Ayder’de ise bir yorgunluk kaplıcası size çok iyi gelecektir. Bunun yanında Kaçkar Dağlarının eşsiz manzaraları size her şeyi unutturacaktır. Genel olarak Karadeniz yaylarına ulaşım için Trabzon Havaalanı kullanılabilir.



    PAMUKKALE TRAVERTENLERİ



    Travertenlerin o bembeyaz görüntüsü ve insanın içini ısıtan sıcak suyu görülmeye değer güzelliklerden sadece birisidir. Travertenlerin bu hale gelmesini sağlayan şey ise kaplıcalardan ve akarsulardan gelen kalsiyum karbonat minarellerinin su teraslarını kaplamasıdır. Anlayacağınız bu eşsiz görüntüyü kalsiyum karbonat minarellerine borçluyuz. Eğer Pamukkale’ye gelirseniz, hemen yakınındaki Hierapolis antik kentini görmeyi ihmal etmeyin. Travertenlere en yakın havaalanı 80 km mesafe ile Denizli Çardak havaalanı.


    KAPADOKYA
    forum.havaforum.com/attachment/947/

    Tarihin ve doğanın gücünü yansıtan bölge Kapadokya. Muhteşem peribacalarına ve eşsiz yeraltı şehirlerine sahiptir. Bölgeye gittiğiniz andan itibaren zamansal bir değişime uğruyor, bambaşka bir dünyaya adım atıyorsunuz. Birçok önemli uygarlığın izleri ise her yerde görülebilir. Kapadokya’ya en yakın havaalanı Nevşehir Havaalanıdır.

    NEMRUT DAĞI
    forum.havaforum.com/attachment/948/forum.havaforum.com/attachment/949/


    1987 yılından beri Unesco Dünya mirası listesinde bulunan Nemrut dağı Kommagene Krallığından kalma dev heykellere ev sahipliği yapar. Ayrıca ülkemizdeki önemli milli parklardan birisidir. Dağın üstündeki heykeller ve Tümülüs, Kommagene kralı Antiochos’a aittir. Nemrut dağının bilinen bir diğer özelliği ise gün doğumunun izlenebileceği en güzel yerlerden birisi olmasıdır.

    ÖLÜDENİZ LAGÜNÜ
    forum.havaforum.com/attachment/950/

    Klasik tanım vardır ya yeşilin ve mavinin buluştuğu yer diye, üzgünüm ama burası için bu tanımı kullanmaktan başka çarem yok. Fethiye ilçesine bağlı Ölüdeniz lagünü 2006 yılında %82 oy ile Dünya’nın en güzel kumsalı seçilmiştir. Denizin sahip olduğu durgunluk adıyla tam olarak örtüşmektedir. Ölüdeniz’e en yakın havaalanı 55 km ile Dalaman Havaalanıdır.

    KELEBEKLER VADİSİ

    forum.havaforum.com/attachment/951/Kelebekler vadisi ülkemizde bulunan en önemli doğa harikalarından birisidir. Adını ise tahmin edeceğiniz üzere içinde barındırdığı 80’den fazla kelebek türünden alır. Çok farklı renkler ve desenlere sahip kanatlarla, çeşitli türlerde kelebeği görebileceğiniz yegane yerlerden birisidir. Sahip olduğu kendine has coğrafya sayesinde bilim adamlarının önemli çalışma alanlarından biri olmuştur. Kelebekler vadisine en yakın havaalanı 55 km ile Dalaman Havaalanıdır.
    ...

  • TÜRKİYE’DE GÖRÜLMEYE DEĞER DOĞA HARİKALARI
    VAN GÖLÜ

    forum.havaforum.com/attachment/952/forum.havaforum.com/attachment/953/


    Tektonik hareketler sonucu oluşmuş Van gölü ünlü Akdamar adasıyla da bilinmektedir. Üzerinde 4 ada bulundurmasına rağmen aralarında en çok bilineni adını bir efsaneden alan Akdamar adasıdır. Ayrıca ülkemizdeki en büyük gölü ve dünyanın en büyük sodalı gölüdür. İçerisinde barındırdığı minarellerden ve tuzdan dolayı donmaz. Bir diğer harika özellik ise inci kefali balıklarının tersine göç ettiği dünyadaki sadece iki yerden birisidir. Bir diğeri ise Alaska’da bulunmaktadır. Tersine göç dediğimiz durum balıkların yumurtlamak için suyun akış yönünün tersine göç etmeleridir. Kesinlikle gidip görmenizi öneririm. Van gölüne ilde bulunan Ferit Melen Havaalanı üzerinden ulaşabilirsiniz

    MURADİYE ŞELALESİ
    forum.havaforum.com/attachment/954/

    Ülkemizin önemli güzelliklerinden biri olan Muradiye şelalesi 50 mt yüksekliğinde 80 mt boyundadır ve Van’ın Muradiye ilçesinde bulunmaktadır. Sunduğu müthiş manzara ile sizi etkileyeceğini temin edebilirim. İsmini ise Bağdat’a sefere giden IV. Murat’tan almıştır. Özellikle şelalenin kışın donmasıyla ortaya çıkan manzara bambaşkadır. Muradiye Şelalesine en yakın havaalanı Van Ferit Melen Havaalanıdır.

    MANAVGAT ŞELALESİ
    forum.havaforum.com/attachment/955/

    Manavgat şelalesi Antalya ilimizde bulunan önemli görselliğe sahip olan bir şelaledir. Şelale çok büyük bir yüksekliğe sahip olmasa da kapladığı alan bakımından önem arz eder. Şelalenin çevresinde balık lokantaları ve piknik alanları bulunmaktadır. Manavgat’a en yakın havaalanı Antalya Havaalanıdır.


    SAKLIKENT KANYONU
    forum.havaforum.com/attachment/956/

    Gürül gürül akan soğuk suları ve muhteşem görüntüsü ile Saklıkent kanyonunun sizi büyülememesi mümkün değil. Zaman içinde şiddetli suyun kalkerli kayaları şekillendirmesi ve fay hattını takip etmesiyle oluşan kanyon, Muğla-Antalya arasında yaklaşık 18 km’lik bir uzunluğa sahiptir. Rivayete göre bir çobanın keçisi buraya kaçar ve peşinden giden çoban da bu doğa harikası yeri bulur ve yetkililerin de burayı öğrenmesi ile yakın bir tarihte milli park ilan edilir. Fethiye’ye en yakın havaalanı Dalaman Havaalanıdır.

    CENNET CEHENNEM OBRUKLARI
    forum.havaforum.com/attachment/957/
    Obruklar genel olarak yeraltı sularının oluşturdukları erozyon sonucu oluşur. Suların destekleyici kütleyi aşındırması ile tavan çöker ve obruk oluşur. Cehennem obruğuna yapısı itibariyle iniş mümkün değildir. Cennet obruğuna ise 452 basamaklı bir merdiven ile inilebilir. Ve 300. basamakta tarihi bir kilise ile karşılaşılır. Mersin Silifke’de bulunan bu doğa harikalarına en yakın havaalanı Adana Havaalanıdır.


    KARAPINAR ÇÖLÜ
    forum.havaforum.com/attachment/959/

    Evet, yanlış duymadınız! Türkiye’de ciddi anlamda tek çöl diyebileceğimiz alan Karapınar çölüdür. Konya Karapınar’da bulunur. Aslında her ne kadar ülkemizin doğa harikalarını sıralasak da ve çöl bir doğa alanı olsa da çölleşmeye karşı temkinli olalım, gerekli önlemlerin alınmasını destekleyelim ve ağaçlandırma çalışmalarına katılalım. Çöl kent merkezine 94 km uzaklıktadır ve bilinen tuzlalarımızdan Meke Tuzlası da burada bulunur. Karapınar çölüne en yakın havaalanı Konya Havaalanı’dır.

    GÖCEK KOYLARI
    forum.havaforum.com/attachment/960/

    Fethiye’nin Göcek beldesinde bulunan koylar bir çok insanın gözlerini kamaştıracak bir güzelliğe sahip. Hani hep isteriz ya masmavi deniz yemyeşil ağaçlar güzel bir hava, işte o istediklerimiz ve daha fazlası tam da burada. Denizin rengine bakınca etkilenmemek elde değil. Kurun herhangi bir koya çadırınızı, alın elinize içkinizi koyulun bu güzellikleri izlemeye. Göcek beldesine en yakın havaalanı Dalaman Havaalanıdır, İstanbul havalimanlarından direkt uçuşlarla kente varabilirsiniz.

    YENİCE ORMANLARI
    forum.havaforum.com/attachment/961/

    Karabük ilimizde bulunan bu doğa harikası alan sadece ülkemiz açısından değil sahip olduğu biyolojik çeşitlilikle Avrupa için de önemli bir yere sahiptir. Yenica ormanları ayrıca Türkiye’nin en büyük kesintisiz ormanlık alanı ünvanına sahiptir. Küresel ölçekte tehlike altında bulunan bitki türleri ve az bulunan ağaç türleri ile hem Dünya Ormancılık Örgütü için hem de ülkemiz için en önemli ormanlık alandan birisidir. Karabük’e en yakın havaalanı 240 km ile Ankara Esenboğa Havaalanıdır.

    MARMARİS KIZKUMU
    forum.havaforum.com/attachment/962/

    Marmaris’in Orhaniye köyünde bulunan Kızkumu 600 m uzunluğunda, kızıl renklerden oluşan ve denizin içinde ilerleyen bir yoldur. Ama uzaktan baktığınızda sanki denizin üzerinde yürüyormuşsunuz gibi gözükür. Kızkumu ayrıca bir çok efsanenin de içinde yer alıyor. Marmaris’e en yakın havaalanı Dalaman Havaalanıdır.

  • TÜRKİYE’DE GÖRÜLMEYE DEĞER DOĞA HARİKALARI
    IHLARA VADİSİ
    Trabzon-Akçaabat-Metinkale.JPG
    Uzunluğu 14 km’yi bulan ve yer yer 200 m yüksekliğe ulaşan duvarlarıyla Ihlara vadisi önemli bir doğa oluşumudur. Melendiz çayının eşlik ettiği vadi Hristiyanlığın erken dönemlerindeki kiliseleri de içinde barındırır. Vadinin oluşumu ise hemen yakınındaki Hasan Dağı gibi volkanların tüflerini ve lav yollarını coğrafik hareketler ile birlikte Melendiz Çayının yarması ve bir yol oluşturması ile olmuştur. Ihlara vadisine Nevşehir havaalanı üzerinden ulaşabilirsiniz.


    KAPADOKYA YERALTI ŞEHİRLERİ
    forum.havaforum.com/attachment/964/
    Bilindiği üzere Kapadokya denince akla peribacaları gelir ama en az onlar kadar önemli başka bir güzellik ise çok uzun zamanlar önce insanlar tarafından oluşturulmuş yeraltı şehirleridir. Prehistorik dönemden Bizans dönemine kadar kullanıldığı tahmin edilmektedir. Ve ayrıca bölge halkı tarafındançeşitli amaçlarla kullanıldıkları bilinmektedir. Derinlikleri ise 15 metreden 55-60 metreye kadar değişmektedir, Turizme açılan birçok yeraltı şehri olmasına karşın, henüz keşfi yapılamayan birçoğu hala turizme açılmamıştır.

    TUZ GÖLÜ
    forum.havaforum.com/attachment/965/IMG_0928.JPG

    Türkiye’nin en büyük ikinci gölü olan tuz gölü ayrıca tuz ihtiyacımızın da büyük bir bölümünü karşılar. Ankara, Konya ve Aksaray illerimizin sınırında kalan bir göl, genel olarak bembeyaz veya buz mavisi bir görüntüye sahiptir. Konya Havaalanı üzerinden Tuz Gölüne rahatlıkla ulaşılabilir.



    GÜZEL YURDUMUZUN OKADAR ÇOK GÜZELLİĞİ VARKİ BUNLAR SADECE BİR KISMI .
    SİZİNDE ''TÜRKİYE'DE GÖRÜLMEYE DEĞER DOĞA HARİKALARI'' DEDİĞİNİZ YERLER VAR İSE BUYRUN PAYLAŞIMLARINIZI BEKLİYORUZ

  • MANTAR ZEHİRLENMELERİ-BELİRTİLERİ-ALINACAK ÖNLEMLER
    Yrd. Doç. Dr. Engin Türkmen; mantar zehirlenmesi ve alınacak önlemler ile ilgili bilgil verdi


    Her mantarın etkisi farklıdır
    Günlük hayatımızda sıkça tükettiğimiz kültür mantarında zehir yoktur ancak doğada yetişen mantarlarda bir sürü zehir çeşidi vardır. Bu nedenle her mantarın, farklı tepkisi olacaktır. Bu zehirlerinde vücudumuzda etkilediği farklı bölgeler var. Kimisi sinir sistemimizi, kimi karaciğerimizi, kimi böbreklerimizi etkiliyor.
    Bazı mantarların içerisinde bulunan muscarin zehri, sinir sistemini uyararak, tansiyon düşüklüğü, göz bebeklerinde büyüme, bulanık görme ya da nefes darlığı gibi belirtilere neden olur.
    Vücudumuzun parasempatik sistemini uyararak bölgede zehirlenme oluşturur.
    Fallotoksin ya da amatoksin zehri içeren mantarlar, karaciğer ve böbrekleri çürütür.
    Koprin adı verilen zehri içeren mantar türünde alkol ile beraber tüketildiği zaman alkol zehirlenmesi gibi bir etkiye yol açıyor.
    Yüzde kızarıklık, bulantı, kusma gibi. Psilosin zehir türünde hastada sanrılar, hezeyanlar oluşabilir.
    Musimol içeren zehir türünde,
    ağrı duyusu üzerinden sinir sistemini etkiliyor.


    Yılan zehirlenmesi kadar tehlikeli
    Mantar zehirlenmesi mantarın çeşidine, içerdiği zehre ve alınan maddenin miktarına göre değişiyor. Bazı güçlü mantarlardan bir tane yemek bile ölüme neden olabiliyor. Ancak bazı mantar türlerinde kişi yüzlerce mantar yese bile zehirlenmesi çok etkili olmayabiliyor. Eğer mantar zehirlenmesi tedavi edilmezse ölüme kadar uzanan zincirleme reaksiyona neden olur. Mantar zehirlenmesi, yılan sokması ile eşdeğerdir. Tıpkı yılan zehirlenmesi gibi ölümcül bir zehirlenme türüdür. Çünkü yılan zehirlenmesi de sinir sistemini etkiler, mantar zehirlenmesi de sinir sistemini etkiler.


    Belirtiler ortaya hemen çıkmayabilir
    Zehirlenme belirtilerinin ortaya çıkma süresine göre mantar zehirlenmeleri geç ya da erken belirtiler olarak ortaya çıkıyor. Bazı mantar türlerinde belirtilerin ortaya çıkması 1 saati bulurken, bazı mantar türlerinde ise zehirlenmenin ortaya çıkması 24 saat hatta 5 günü bulabiliyor.
    Bazen doğada yetişen ve halk tarafından zehirsiz olduğu bilinen mantarlar tüketildiğinde de kişi de bulantı, kusma ve ishal gibi belirtiler görülebiliyor. Bunun sebebi mantarların üzerinde olan bakterilerdendir.
    Mantarın iyice yıkanmaması sonucu üzerinde kalan topraktaki bakteriler, ağır metaller ya da alerjik nedenler kişide bu tarz belirtilere neden olabiliyor.


    Yediğiniz mantarı doktora götürün
    Mantar yedikten sonra belirtiler ile birlikte kişinin hızlıca doktora gitmesi gerekiyor. Mantarın zehrini bilebilmek için mümkünse mantar yiyen kişinin doktora yediği mantarı da yanında götürmesi gerekiyor. Belirtiler görüldükten sonra hasta kişinin kusturulması doğru değildir. Aksine hastaya herhangi bir müdahale yapılmadan doktora götürülmelidir. Hastanede hasta kişiye, doktor tarafından; mantar yedikten kaç saat sonra belirtilerin çıktığı, hangi belirtilerin görüldüğü, kaç tür mantar yendiği, mantar yiyen diğer kişilerin hasta olup olmadığı, mantarın toplandığı ve saklandığı koşullar sorulur. Bu sorular neticesinde hasta profili çıkartılarak, mantarın etkisine göre tedavi uygulanır. Hastadan kan örneği alınıp böbrek, karaciğer hasarı, sıvı kaybı olup olmadığı gibi bir çok parametreler kontrol edilir ve hasta izleme alınır. Çünkü kan örneğinde ortaya çıkan böbrek ya da karaciğer hasarında hemen müdahale edilmesi gerekir. Bazı durumlarda hastada tansiyon düşüklüğü, koma, şok gibi dramatik durumlar görülebilir. Karaciğer ve böbrek işlevleri bozulduğu için karaciğerin tamamının bozulduğunu ve acil olarak karaciğer naklinin gerçekleşmesi gerekir. Karaciğer nakli yapılmayan hastalarda, vücutta amonyak birikmesi nedeniyle hasta kaybedilebilir. Mantar zehirlenmesinde destek tedavisi ilk birincil tedavidir. Hastanın tahlillerinde eksik olan ne ise ona yönelik bir tedavi izlenir. Hastada sıvı kaybı mevcutsa sıvı, tuz kaybı varsa tuz, albumin eksik ise albumin, karaciğer hasarı var ise karaciğer nakli yapılır.
    Mantar zehirlenmesine karşı özel bir panzehir yoktur ancak vücutta meydana getirmiş olduğu hasarın tedavisi yapılır. Mantar türüne göre penisilin G, silibinin, piridoksin, atropin, metilen mavisi, ve mide yıkanması ile aktif kömür tedavisi uygulanır. Mantar zehirlenmesi yoğun bakım şartları olan hastanelerde takip edilmesi gerekir.


    Doğru bilinen yanlışlar
    Halk arasında mantar ile ilgili birçok şehir efsanesi bulunuyor. Ancak bu inanışların hepsi yanlıştır ve sonuçları ölümcül olabilir.
    *Mantarı yoğurtla yersen zehirlemez.
    *İyi pişirilmiş mantardaki zehir yok olur.
    *Mantarı sirkeli ve tuzlu suda bekletirseniz zehri kaybolur.
    *Mantarı güneşte kurutursanız zehri uçar.
    *Çayırda ve çimende yetişen mantar zehirli değildir.
    *Mantar koparıldığında rengi değişmez ise zehirsizdir.
    *Ağaçlardaki mantarlar zehirsizdir.
    *Zehirli mantar gümüş kaşık ile pişirilirse kaşık kararır.
    *Salyangozlar zehirli mantarları yemezler.

  • Ters Lale (Ağlayan Gelin)


    Türkiye'de doğal bir şekilde yetişmektedir. Çok soğuklarda yaprakları donabilir. Ancak bu yapraklar güneşi görmesiyle birlikte yeniden gelişmeye ve büyümeye devam ederler. Türkiye'de ağlayan gelin olarak da adlandırılan bu bitkinin çiçeği değişik renklerde ve lalenin tersine yere doğru bakarlar. Değişik renk seçeneklerinin bulunması bitkiye estetik bir görünüm katar. Yabani formları ise genellikle turuncu veya kırmızı renklerdedir. Yere doğru bakan çiçeklerin üzerinde, bitkinin taç şeklinde yaprakları bulunur. Doğada yetişen türleri, fare ve köstebek gibi hayvanların bulunduğu, toprağı bol havalandırılmış olan yerlerde daha sıklıkla görülür.Çoğunlukla her dalında altı adet çiçeği bulunmaktadır. Çiçekleri oluşumundan itibaren ters bir şekilde büyüme gösterir. Bitkinin boyu genellikle 60 ila 80 cm. arasında değişiklik göstermektedir. Dayanıklı bir tür olan bitki, çiçeklerinin ters durması nedeniyle ünlenmiştir.forum.havaforum.com/attachment/967/rain_36.pngforum.havaforum.com/attachment/969/


    Koruma altına alınan ters laleler,Dünyada sadece Erzurum ve yakın çevresinde (Tunceli, Afşin, ,Şırnak,Erzurum, Adıyaman ve Hakkari'de) doğal olarak yetişir.
    2011 yılında son kalan 57 adet ters lale soğanını da sökerek yurt dışına götürmeye çalışırken yakalanan 2 Hollandalı'ya toplam 56 bin 980 lira para cezası verildi.