(SSW) Ani Stratosferik Isınma Olayının Türkiye Üzerine Etkileri

Meteorolojik Model Güncelleme Saatleri
06:30-08:15 (GFS Sabah)
09:00-10:00 (ECMWF Sabah)
12:30-14:15 (GFS Öğlen)
18:30-20:15 (GFS Akşam)
21:00-22:00 (ECMWF Akşam)
00:30-02:15 (GFS Gece)
  • (Merhaba arkadaşlar, normal şartlarda böyle bir konuyu açmayı düşünmüyordum ancak muhtemelen Hakan abi aramızda olsaydı ve bu konuyu görseydi mutlu olurdu diye düşündüm. Bu yüzden onun hatırına konuyu açmaya karar verdim. Bu çalışma aslında üniversitede bitirme ödevim için yaptığım bir çalışmanın bir kısmı. Ani stratosferik ısınma nedir? ülkemize etkileri nasıldır? gibi soruların cevaplarını bulabileceksiniz ve bir kaç ısınmayı inceleyeceğiz.)



    Ani Stratosferik Isınma’nın Türkiye Üzerine Etkileri

    Effects of Sudden Stratospheric Warming on Turkey(SSW)


    Küresel iklim değişikliği ile birlikte meteorolojik ve iklimsel olaylar artık en uç noktalarda yaşanmaktadır. Çok kısa süre içerisinde yüklü miktarda yağan yağmurlar, ekstrem derece soğuk ve sıcak hava dalgaları ile kuvvetli fırtınalar bunlara birer örnektir. Zaman zaman kış aylarında Dünya’nın bazı bölgelerinde ve ülkemizde bu tür ekstrem olaylar ve değerler görülebilmektedir. Araştırma konusunun parçası olan ani stratosferik ısınma olayı bu ekstrem değerlerin yaşanmasına olanak sağlamaktadır. Ani stratosferik ısınma olayının ardından özellikle Avrupa ve Amerika boyunca sert soğuklar görülmüş ülkemizde zaman zaman bu soğuk hava dalgalarından etkilenmiştir. Bu çalışmada, ani stratosferik ısınma olayının ülkemiz üzerine etkileri saptanmış ve bu meteorolojik olayın ayrıntılarıyla açıklığa kavuşması amaçlanmıştır.



    Stratosferin Genel Özellikleri

    Atmosferimiz Dünya'daki yaşamı destekler. Atmosfer ince gaz katmanlarından oluşur. Bu gazlar yukarıdan aşağıya atmosferin 5 tabakasını oluşturur. Bu katmanlar sırayla; Troposfer, Stratosfer, Mezosfer, İyonosfer ve Ekzosfer olarak adlandırılır. Stratosfer, dünya yüzeyinden yaklaşık 50 km yüksekliğe kadar yayılan atmosferin en çok ikinci katmanıdır ve uçan uçaklar için idealdir. Adını dikey olarak fazla karışmayan "tabakalı" hava katmanlarından alan stratosfer, ozon tabakası sayesinde biyosferi UV radyasyonundan korumada önemli bir rol oynar. Dünya yüzeyinden 10 ila 50 km yüksekliğe kadar uzanır ancak ortalama yüksekliği 40 km'dir. Kutuplarda, stratosfer yaklaşık 8 km'de başlar.


    Stratosferin alt katmanları daha soğuktur ve yukarı doğru hareket ettikçe üst katmanlar daha sıcak hale gelir. Bu, yüksekliğin artmasıyla sıcaklığın düştüğü troposfer ve atmosferin diğer katmanlarından farklıdır. Yukarı doğru hareket ederken stratosferdeki sıcaklıktaki bu düşüş, sıcaklığın tersine çevrilmesidir. Bu nedenle, stratosferde daha soğuk ve daha sıcak olmak üzere iki farklı sıcaklık katmanı veya katmanı vardır. Stratosfer adının verilmesinin nedeni budur.


    Stratosfer, çalkantılı bir katman olan troposferden farklı olarak çok sakin ve kararlı bir katmandır. Bu katman, dikey hava akımlarının olmaması nedeniyle sakin ve kararlıdır. Bunun nedeni, dikey hava akımının daha sıcak (alt) katmandan daha soğuk (üst) katmana akmasıdır. Troposferde, konveksiyon akımlarının varlığı nedeniyle dikey hava her zaman yukarı doğru akar. Ancak stratosferde, sıcaklık inversiyonu vardır, bu nedenle yukarı doğru dikey hava akımı akışı yoktur veya çok azdır. Stratosferin sakinliğinin nedeni budur. Başka bir deyişle, stratosfer herhangi bir hava rahatsızlığından arındırılmıştır.


    Bu katman, jet akımları adı verilen yatay hava akımlarının akışı ile karakterize edilir. Bu jet akımları(zonal rüzgarlar), batıdan doğuya doğru akan hızlı akan akıntılardır. Jet akışları yaklaşık 340 km/saat hıza sahiptir. batıdan doğuya uçan hava araçları jet akımlarından gelen itme ile hızlarını artırır. Böylece zamandan ve yakıt maliyetlerinden tasarruf edebiliyorlar. Örneğin, New York'tan İstanbul'a bir uçuş, bir jet akımı nedeniyle İstanbul'dan New York'a bir uçuştan daha az zaman alır.


    Stratosfer, ozonun yaklaşık %90'ının oluştuğu bölgedir. Ozon, güneş ışınlarının stratosferde bulunan oksijen üzerindeki etkisiyle oluşan bir gazdır. Ozon, güneşin zararlı ultraviyole ışınlarını emdiği için önemlidir. Ultraviyole ışınları insan hücrelerini yok eder ve dünyadaki yaşam için zararlıdır. Böylece stratosfer dünyadaki yaşamı destekler.


    Ani Stratosferik Isınma(ASI) Nedir?

    Stratosferik Ani Isınma (ASI), stratosferdeki kutup sıcaklıklarında hızlı bir artış ile karakterize edilen bir olgudur. Kuzey kışında sıcaklık birkaç gün içinde birkaç düzine dereceden fazla artar. Bazı durumlarda, ısınma sırasında batılı kutup jet rüzgarları(zonal rüzgarlar) kaybolur ve doğu rüzgarları ortaya çıkar. Herhangi bir stratosfer seviyesinde, kutup sıcaklığının bir haftalık bir süre içinde 25 dereceden fazla veya daha az artması durumunda, ısınmaya "Küçük Isınma" adı verilir. Bölgesel ortalama sıcaklık, 60 derece enleminden kutuplara doğru artarsa ve net bölgesel ortalama, bölgesel rüzgarlar 60 derece enlemde 10 hPa (32 km) veya altında doğuya doğru olursa, "Büyük Isınma" olarak sınıflandırılır.

    ASI'ya, troposferden yukarı doğru yayılan gezegen dalgalarının hızlı bir şekilde yükseltilmesi neden olur. Gezegensel dalgalar batıya doğru momentum biriktirir ve adyabatik ısınma nedeniyle kutup stratosferinde büyük bir ısınma üreten güçlü bir meridyen sirkülasyonu yaratır (McIntyre 1982).


    Halk tabiriyle, normal şartlarda stratosferde batılı esen rüzgarlar, hava sirkülasyonu'nun batıdan doğuya ilerlemesini sağlarken, ani stratosferik ısınma ile birlikte bu rüzgarlar doğuya dönmeye başlamaktadır. Yani örnek vermek gerekecek olursak, normal şartlarda İzlanda üzerinden ülkemize gelen hava akımları bu ısınma ile birlikte rüzgarların doğulu esmeye başlamasıyla, hava akımları Sibiryadan ülkemize gelmeye başlamaktadır. Ancak her ısınmanın kendine has karakteristiği vardır ve etki ettiği yerler aynı değildir. Soğuk havalar, bu ısınmadan sonra mutlaka güney enlemlere inmektedir ancak güney enlemlerde hangi konumu etkilediği ısınmadan ısınmaya değişmektedir.


    Isınma ile birlikte stratosferik kutup girdabı iki türe ayrılır. Bunlardan biri yer değiştirme(Displacement) bir diğeri ise bölünmedir(Split). Aşağıdaki görselde 21 Ocak 2006 tarihli ASI olayının Stratosferik Kutup Girdabındaki yer değiştirme olayı ve 24 Ocak 2009 tarihli ASI olayının Stratosferik Kutup Girdabındaki bölünme olayı örnek gösterilmiştir. Görseldeki oklar ise 10Hpa seviyesindeki bölgesel ve meridyonel rüzgarları tasvir etmektedir. Siyah oklar rüzgarların batılı estiğini, mavi oklar ise rüzgarların doğulu estiğini göstermektedir.




    Isınmaların Genel Değerlendirmesi

    Çalışma kapsamında Türkiye üzerine anormali çıkarmak için 7 il seçtim bu 7 il ülkemizde bulunan 7 farklı iklim tipi göze alınarak seçildi. Trakya karasal iklimi için Edirne, Marmara geçiş iklimi için Bursa, Akdeniz iklimi için Antalya, İç Anadolu karasal iklimi için Ankara, Karadeniz iklimi için Samsun, Doğu Anadolu karasal iklimi için Erzurum ve Güneydoğu Anadolu karasal iklimi için Diyarbakır ili seçilmiştir.


    Her ısınmanın kendine özel karakteristiği olduğu için etki süreleri de değişmektedir. Isınmaların geneli baz alındığında, ısınmanın etkilerinin genellikle ısınmadan sonraki 30-40 gün içinde görüldüğü, duruma göre 60 güne kadar çıkabildiği görülmektedir. Etki süresinin anlamak için Nam Index verisi baz alınmıştır. Nam index negatif seyrettiği zaman kutup bölgesi boyunca jeopotansiyel yükseklik pozitif anormalideyken, Kutup çizgisi altında bulunan daha güney enlemlerde jeopotansiyel yükseklik negatif anormalidedir. Bu durum çalışma boyunca gözlemlediğimiz durumum tam olarak kendisidir. Nam index pozitif seyrettiği zaman ise yukarıdaki durumun tam tersi gerçekleşmektedir Kutup bölgesi jeopotansiyel yükseklik negatif anormalide, daha güney enlemler ise pozitif anormalide olmaktadır.



    Çalışmanın tarihsel kapsamı 1980-2013 yılları arasıdır. Referans alınan istasyondaki veriler eksiksiz bir şekilde ancak 1980 yılından itibaren alınmaya başlamıştır, kaynak olarak kullanılan NOAA arşiv sistemi(URL 3) verileri ancak 2013 yılına kadar veri vermektedir. Bundan dolayı 1980-2013 yılları arasında gerçekleşen ani stratosferik ısınmalar incelenmiştir.



    1980-2013 yılları arasında kış ayları içerisinde 21 tane ani stratosferik ısınma gerçekleşmiştir. Bu ısınmaların 12 tanesinde kutup girdabında yer değiştirme yaşanırken 9 tanesinde bölünme yaşanmıştır. Bu ısınmaların 19 tanesi büyük ısınma kategorisine girerken geriye kalan 1981 Şubat ve 2002 Ocak ısınmaları küçük ısınma kategorisine girmiştir. Yaşanan ısınmaların ardından ülkemizde sıcaklıklar, 6 tane ısınmada mevsim normalleri civarında seyrederken, 11 tane ısınmada mevsim normallerinin üstünde ve geriye kalan 4 ısınmada ise mevsim normallerinin altında olmuştur. Yaşanan ısınmalar ardından ülkemizde yağışlar ise 12 tane ısınmada mevsim normallerinin üstündeyken, 9 tane ısınmada mevsim normallerini altında seyretmiştir. Yaşanan ısınmalarda kutup girdabının konumu ve türü önem arz etmektedir. Yer değiştirme olayında ülkemiz hem soğuk hem sıcak ve hem yağışlı hem kurak tarafta kalabilirken, bu durumda kutup girdabının nereden nereye yer değiştirdiği irdelenmelidir. Bölünme olaylarında ise ülkemiz genellikle sıcak ve yağışlı tarafta kalmıştır ancak inceleme altında olan ısınmalarda kutup girdabının bölündüğü konumlar çoğunlukla aynı yerler olmuştur. Isınma olaylarının hepsini ele alıp ortalama bir değer çıkarmak istediğimizde, incelenen ısınma olaylarının ardından ülkemizde sıcaklıklar mevsim normallerinin 0.9°C üzerinde olurken, yağışlar ise mevsim normallerine göre %9 daha fazla gerçekleşmiştir.






    Devamı ve bir adet yer değiştirme ile bir adet bölünme gerçekleşen ısınmalardan örnek analiz ile alttaki mesajdan devam ediyor...(Dosya yükleme ve karakter sınırı olduğu için). Aklınıza takılan yerler varsa sorabilirsiniz. İncelemek istediğiniz başka bir ısınma varsa söyleyebilirsiniz.

  • Isınmalar ardından ülkemiz sıcak ve yağışlı tarafta kalırken, ülkemizin bölgelerine göre bu durum farklılık göstermiştir. Tüm ısınmalar ardından 30,45 ve 60 günlük süreç incelendiğinde ülkemizin batısında sıcaklıklar 30 ve 45 günlük süreçlerde mevsim normalleri üzerinde seyrederken süreç 60 güne ulaştığında ülkemizin batısında sıcaklıklar mevsim normalleri civarı ve biraz üzerindeyken doğuya gidildikçe kademe kademe artmaktadır.



    Isınma ardından yağış durumunda ise ısınma ardından 30-45 günlük süreçte Orta ve Doğu Karadeniz mevsim normallerinin altında seyrederken ülkenin geri kalanında mevsim normallerinin biraz üzerinde seyretmiştir. Süreç 60 güne ulaştığında ise bu bölgelerdeki yağışlar mevsim normalleri civarına yaklaşmış ve ülke genelinde mevsim normallerini biraz üstünde devam etmiştir. Isınma ardı süreçte ülkemizin batısı daha çok yağış alan taraf olmuştur.



    Türkiye dışına çıkıp genel tabloya baktığımızda ise Avrupa, Sibirya ve Avrupa boyunca ısınma ardından soğuk havalar etkili olurken Kanada’nın kuzeyi, Hazar denizi çevresi ve Kafkaslar boyunca ılık süreçler yaşanmıştır. Özellikle soğuk ve sıcak havanın çakışma noktası olan Atlantik ve Batı Avrupada yağışlı bir süreç etkili olurken, soğuk anormalide kalan her yer nispeten daha az yağışlı günler geçirmiştir. Çalışmanın içeriğinde önemli yeri olan, ısınma sürecinde ardından kutup bölgesinde, katmanlar arasında gelişen yüksek basınç, yer seviyesinde de kendini göstermiştir. Kutup bölgesi boyunca basınç anormalisi daha yüksek olurken, soğuk ve sıcağın çakışma noktası olan daha güney enlemlerde alçak basınç oluşumu daha fazla görüldüğü için 60N enleminden daha aşağı enlemlerde basınç anormalisi daha düşük olmuştur. Ülkemiz oluşan bu alçak basın alanlarının genellikle doğusunda kalmış ve bundan dolayı diğer yerlere göre daha sıcak olan tarafta kalmıştır. Bu alçak basınçlar sayesinde ülkemizde yağışlı bir süreçler yaşanmış ve ülkemizin batısı daha çok etkilenmiştir. Isınmalarda genel tablo bunu göstermesine rağmen her ısınmanın kendine has etkiler yaratabileceği unutulmamalı ve dikkatlice incelenmelidir. Kutup girdabının konumu ve ısınmanın etkilerinin uzunluğu dikkatlice incelenmelidir.



    Isınmalarda Yer Değiştirme Olaylarının İncelenmesi

    Çalışma yıllarındaki ısınmalar incelendiğinde 12 adet ısınmada kutup girdabı yer değiştirmiştir. Gerçekleşen ısınmalarda kutup girdabındaki yer değiştirmelerinin konumunun benzerliğine göre 2 gruba ayrılmıştır bunlar; Avrupa-Sibirya yer değiştirmeleri ve Sibirya Kutup-Kanada yer değiştirmeleridir. Avrupa-Sibirya yer değiştirmelerinde 6 ısınma bulunmaktadır, bu ısınmaların ikisinde kutup girdabı Avrupa’dan Sibirya’ya yer değiştirirken, üçü Doğu Avrupa’dan Doğu Sibirya’ya yer değiştirmiştir, bir diğer ısınma ise İskandinavya’dan Doğu Sibirya’ya yer değişimi olmuştur. Sibirya-Kutup-Kanada Yer değiştirmelerinde ise 3 tane ısınma bulunmaktadır, bunlardan biri Sibirya’dan Kutba yer değiştirirken bir diğeri Doğu Sibirya’dan Kanada’ya yer değiştirmiştir. Sonuncu yer değiştirme ise Kanada’dan Alaska’ya gerçekleşmiştir. Bu iki grubun dışında kalan 3 tane ısınma olmuştur, bu ısınmaların yer değiştirme konumları diğerlerine benzememekle birlikte alışılanın dışında yer değişimleri gözlemlenmiştir. Avrupa Sibirya yer değişimlerinde ülkemizde sıcaklıklar mevsim normalleri civarı ve biraz altında seyrederek -0.1°C olarak gerçekleşmiştir, yağış ise mevsim normallerinden %11 üzerinde gerçekleşmiştir. Sibirya-Kutup-Kanada yer değişimlerinde ise ülkemizde sıcaklıklar mevsim normallerinin 1.3°C üzerinde gerçekleşmiş, yağış ise mevsim normallerinden -%14 altında gerçekleşmiştir.


    Isınmalarda Bölünme Olaylarının İncelenmesi

    Çalışma yıllarındaki ısınmalar incelendiğinde 9 adet ısınmada kutup girdabında bölünme yaşanmıştır. Gerçekleşen ısınmalarda kutup girdabındaki bölünmelerin konumunun benzerliğine göre 3 gruba ayrılmıştır bunlar; Kanada-Sibirya bölünmeleri, Avrupa-Kutup-Alaska bölünmeleri ve Atlantik-Sibirya bölünmeleridir. Kanada-Sibirya bölünmelerinde 5 ısınma bulunmaktadır, bu ısınmaların üçünde kutup girdabı bir çekirdeği Kanadada konumlanırken diğer çekirdek Sibiryada konumlanmıştır. Bir ısınmada ise kutup çekirdeği Batı Sibiryada konumlanırken diğer çekirdek Doğu Kanadada konumlanmıştır. Bu guruptaki son ısınmada ise kutup çekirdeği biri Doğu Sibiryada konumlanırken bir diğer çekirdek ise Kanadada konumlanmıştır. Avrupa-Alaska bölünmelerinde ise 2 ısınma bulunmaktadır, bu ısınmaların birinde kutup çekirdeğinin bir kısmı Alaskada konumlanırken çekirdeğin diğer kısmı Avrupada konumlanmıştır, bir diğer ısınmada ise çekirdek Kutupta konumlanırken diğer çekirdek Avrupada konumlanmıştır. Atlantik-Sibirya bölünmelerinde ise 2 ısınma bulunmaktadır, bu ısınmaların ikisinde de çekirdek Atlantikte konumlanırken bir diğer çekirdek Doğu Sibiryada konumlanmıştır. Kanada Sibirya bölünmelerinde ülkemizde sıcaklıklar mevsim normallerinin 2.3°C üzerinde gerçekleşmiştir, yağış ise mevsim normallerinden %24 daha fazla gerçekleşmiştir. Avrupa-Kutup-Alaska bölünmelerinde ülkemizde sıcaklıklar mevsim normallerinin 1.2°C üzerinde gerçekleşmiştir, yağış ise mevsim normallerinden %34 daha fazla gerçekleşmiştir. Atlantik-Sibirya bölünmelerinde ise ülkemizde sıcaklıklar mevsim normallerinin 1.4°C üzerinde gerçekleşmiştir, yağış ise mevsim normallerinden %24 daha fazla gerçekleşmiştir.


    (Isınma tarihleri, ısınmanın gerçekleştiği ayı baz almaktadır. Örneğin bu tarih 23 aralıktır ve Aralık ayı olarak tabloya geçmiştir ancak yanında bulunan sıcaklık ve yağış sapmaları 23 aralık tarihinden sonraki 30, 45 yada 60 günü kapsayabilir.)



    NDJ( Kasım-Aralık-Ocak)QBO-ENSO ilişkisi bazında SSW oluşma durumunu gösteren güzel bir veri. 50hpa QBO kuvvetli bir şekilde doğulu estiği zaman SSW olasılığı daha fazla gözüküyor. Orta kuvvette(-10m/sn) doğulu QBO da ise SSW frekansı az. Orta kuvvette(10m/sn) batılı QBO da yine SSW frekansı yüksekken kuvvetli batılı QBO da SSW görülmemiş. Mavi noktalar La Ninalı yıllarda oluşan SSW'leri gösterirken kırmızı noktalar El Ninolu yıllarda oluşan SSW'leri gösteriyor. Bu yıl Batılı QBO ve La Nina yılı(pembe nokta), SSW görülmesi açısından 16 yılda 7 SSW ile en az SSW görülen kombinasyon. Ancak bu duruma rağmen bu yıl SSW görme ihtimalimiz var. En çok SSW'nin görüldüğü komsibasyon ise kuvvetli doğulu QBO ile La Nina kombinasyonu. Bu Kombinasyonun yaşandığı her sene SSW görülmüş. Sanırsam veri 1958 yılından itibaren baz alınarak yapılmış. Gelecek yıllarda bu veri üzerinden SSW'nin gerçekleşip gerçekleşmeyeceğini önceden öngörebiliriz.



    1979-2019 yılları arasındaki Major ısınmalardan 60 gün önceki ve 60 gün sonraki Atlantik ve Avrupa boyunca görülen rejimlerin çalışması.

    GL-Gronland Blokajı

    AT- Atlantik Oluğu

    ScTr- İskandinav Oluğu

    ScBl- İskandinav Blokajı

    AR- Atlantik Sırtı

    EuBl- Avrupa Blokajı

    ZO- Zonal Rejim

    https://wcd.copernicus.org/articles/1/373/2020/wcd-1-373-2020-f01


    Rejimlerin 500hpa anomalisi

    wcd-1-373-2020-f05-web.png



    Major ısınmalardan sonraki 0-5, 5-10, 10-15, 15-20, 20-25 günlük bazda Gronland blokajı, Avrupa Blokajı ve Siklonik rejimlerinin(AT, ScTr, ZO) sıcaklık anormalisi ve basınç yerleşimlerinin gösterimi.

    wcd-1-373-2020-f04-web.png




  • 2006 Ocak Ani Stratosferik Isınmasının İncelenmesi



    2006 Ocak ısınmasında üç kez ısınma gerçekleşmiştir. İlk öncü ısınma 3 Ocak 2006’da gerçekleşmiştir. İkinci öncü ısınma ise 14 Ocak 2004 te gerçekleşmiştir. Bölgesel ana ısınma ise 21 Ocak 2004 tarihinde gerçekleşmiştir. Bu ani stratosferik ısınmalarında 10hpa bölgesel ortalama sıcaklıklarda yaklaşık 35 derece yükselme gözlenmiştir.(Şekil 4.91) 10Hpa’de ilk ısınmada Doğu Sibirya civarlarında sıcaklıklar -20 dereceye kadar yükselmiştir, ikinci ısınmada Orta Sibirya civarlarında -20 dereceye kadar yükselmiştir ana ısımada Kutup bölgesi civarında -8 dereceye kadar yükselmiştir.


    Stratosferik Kutup Girdabında ise yer değiştirme gerçekleşmiştir. Kutup girdabının ilk önce Doğu Avrupada konumlanırken, Doğu Sibirya’ya doğru yer değiştirmiştir. Stratosferde Kutup bölgesi, Kanada’nın kuzeyi ve Sibirya’nın kuzeyi boyunca yüksek basınç oluşumu gözlemlenmiştir. Animasyonlu gif için tıklayınız.


    Atmosfer katmanları boyunca kuzey yarımkürede ısınmaya kadar batılı rüzgarlar hakimken ısınma sonrası batılı rüzgarlar zayıflamış yerini kuvvetli doğulu rüzgarlara bırakmıştır, Troposfer ve Stratosferin alt katmanları boyunca doğulu rüzgar uzun süre hakim olmuştur. Troposferdeki etkisini göstermek amaçlı 150hpa katmanındaki bölgesel rüzgar anormalilerine baktığımızda 75-50N enlemleri boyunca doğulu rüzgarlar kuvvetli eserken, 40N enlemleri boyunca batılı rüzgarlar kuvvetli bir şekilde esmiştir. Rüzgarların 10Hpa yükseklik 60N enlemlerdeki durumuna baktığımızda ise rüzgarların kuvvetli bir şekilde 60N enlemlerinde doğulu esmesi sebebiyle, ısınma büyük ısınma kategorisinde yer almıştır’’-22.2 m/s’’.


    Troposferdeki rüzgarların durumuna baktığımızda ise Sibirya ve Avrupa boyunca kuvvetli doğulu rüzgarlar görülmektedir. Isınma yer değiştirme açısından 2004 ısınmasına benzemektedir ancak kutup girdabının bu ısınmada daha derin olması sebebiyle rüzgarlar daha kuvvetli esmiştir ve bölgesel farklara sebep olmuştur. Sibirya ve Avrupa boyunca doğulu rüzgarların kuvvetli esmesi sebebiyle kutuplarsa bulunan karasal kutupsal soğuk hava dalgaları kolaylıkla Avrupa ve Sibiryada kendini hissettirmiştir. Bu süreçte Amerika boyunca batılı rüzgarlar etkili olmuştur. Batılı rüzgarlar Pasifiğin ılıman havasını Amerikaya taşımıştır ve soğukların gelmesini engellemiştir. 2006 yılında ülkemizde gerçekleşen kar fırtınalarında bu süreç boyunca gerçekleşmiştir.

    Ana ısınma ardından geçen 45 günlük süreçte ise Avrupa ve Sibirya boyunca mevsim normalleri altında sıcaklıklar gerçekleşirken, Amerikada mevsim normaller üstü sıcaklıklar görülmüştür. Kuzey Avrupa ve Kuzey Sibirya boyunca yağışlar mevsim normalleri altında kalırken, Akdeniz havzasında yağışlı bir süreç olmuştur. Ülkemizde ise batı kesimlerimizde mevsim normalleri altında sıcaklıklar gerçekleşirken ülkemizin doğusunda mevsim normalleri civarında sıcaklıklar gerçekleşmiştir. Yağış anormalisine baktığımızda ise genellikle mevsim normalleri üstü yağışlar görülmüştür.



    Isınmada bölünme olayı bir alt mesajda...


  • 2009 Ocak Ani Stratosferik Isınmasının İncelenmesi


    24 Ocak 2009 tarihinde gerçekleşen ani stratosferik ısınmasında 10hpa bölgesel ortalama sıcaklıklarda yaklaşık 56 derece yükselme gözlenmiştir. 10Hpa’de Gronland civarlarında sıcaklıklar +16 dereceye kadar yükselmiştir.


    Stratosferik Kutup Girdabında ise bölünme gerçekleşmiştir. Kutup girdabının bir kısmı Kuzey Amerikada konumlanırken bir diğer çekirdeği ise Sibiryada konumlanmıştır. Stratosferde Sibirya’nın kuzeyi, İskandinavya, Gronland ve Kutup bölgesi boyunca yüksek basınç oluşumu gözlemlenmiştir. Animasyonlu gif için tıklayınız


    Atmosfer katmanları boyunca kuzey yarımkürede ana ısınmaya kadar batılı rüzgarlar hakimken ısınma sonrası batı rüzgarlar zayıflamış yerini kuvvetli doğulu rüzgarlara bırakmıştır ve uzun bir süre katmanlar arasında doğulu rüzgarlar etkili olmuştur. Troposferdeki etkisini göstermek amaçlı 150hpa katmanındaki bölgesel rüzgar anormalilerine baktığımızda ise 75-60N enlemleri boyunca doğulu rüzgarlar eserken, 40N enlemleri boyunca yer yer batılı rüzgarlar etkili olmuştur. Rüzgarların 10Hpa yükseklik 60N enlemlerdeki durumuna baktığımızda ise rüzgarların kuvvetli bir şekilde 60N enlemlerinde doğulu esmesi sebebiyle, ısınma büyük ısınma kategorisinde yer almıştır’’-14.9 m/s’’


    Troposferdeki rüzgarların durumuna baktığımızda ise kutup çizgisi ve Avrupa boyunca etkili olan doğulu rüzgarlar sebebiyle kutuplarda bulunan soğuklar kolaylıkla güney enlemlere inebilmiştir. Kuzey Afrika boyunca etkili olan batılı rüzgarlar sebebiyle ülkemiz ve Sibirya’nın batısında zaman zaman ılık havalar etkili olurken Batı Avrupaya kadar uzana doğulu rüzgarlar sayesinde Avrupaya zaman zaman soğuk havalar gelmiştir. Soğukların diğer uğradığı noktalar ise Sibirya’nın doğusu ve Amerika’nın kuzeyi olmuştur.




    Isınma ardından 60 günlük süreçte sıcaklıklar, Doğu Sibirya, Kuzey Amerika ve Orta ile Batı Avrupada mevsim normallerinin altındayken, Doğu Avrupa, Batı Sibirya ve Güney Amerika boyunca mevsim normallerinin üzerinde seyretmiştir. Yağış ise Kuzey ve Batı Avrupada mevsim normalleri altındayken Doğu Avrupada mevsim normallerinin üzerinde gerçekleşmiştir. Ülkemizde sıcaklık mevsim normallerinin üzerinde seyrederken yağış ise başta batı bölgelerimiz olmak üzere mevsim normallerinin üstünde gerçekleşmiştir.



    Umarım anlaşılabilir olmuştur. Aklınıza takılan soru veya incelemek istediğiniz bir başka ısınma olayı varsa yazabilirsiniz.

  • konu hayırlı olsun hocam açıklama için teşekkürler.

  • Rica ederim herkese. Konuya dair net bir fikir sahibi olmak istiyorsanız bütün yazıyı dikkatlice okumanızı tavsiye ederim. Önümüzdeki olası ısınmaları da bu şekilde daha iyi anlayabileceğinizi düşünüyorum. Soru sormaktan çekinmeyin.

  • Hocam benim sorum 2013 yılından beri bu olay hiç olmadı mı ? ve bu inanılmaz anormal değerlerde bir kış yaşayacağımız anlamınamı geliyor (karadeniz ve marmarada thundersnow olması ya da türkiyenin diğer bölgelerinde derin ablerle günde metrelik kar yağışlarını olması ) . cevap için şimdiden teşekkürler . :)--

  • Rica ederim tekrardan herkese

    Hocam benim sorum 2013 yılından beri bu olay hiç olmadı mı ? ve bu inanılmaz anormal değerlerde bir kış yaşayacağımız anlamınamı geliyor (karadeniz ve marmarada thundersnow olması ya da türkiyenin diğer bölgelerinde derin ablerle günde metrelik kar yağışlarını olması ) . cevap için şimdiden teşekkürler . :)--

    2018 ve 2019 yıllarında oldu, ayrıca ara ara küçük ısınmalarda gerçekleşiyor. Önceki sezon Martın bu kadar soğuk geçmesi küçük bir ısınmanın eseriydi. Çalışmanın 2013 yılına kadar olmasının sebebi arşiv verilerinin ancak 2014 tarihine kadar net bir veri vermesinden dolayı. 1980 öncesi ısınmalarda mevcut ancak baz aldığım istasyonlarında 1980 öncesi verisi olmadığı için 1980-2013 yılları arasındaki ısınmaları baz almak zorunda kaldım.