Kuwae Yanardağı ve İstanbul'un Fethi'ne Katkıları

Meteorolojik Model Güncelleme Saatleri
06:30-08:15 (GFS Sabah)
09:00-10:00 (ECMWF Sabah)
12:30-14:15 (GFS Öğlen)
18:30-20:15 (GFS Akşam)
21:00-22:00 (ECMWF Akşam)
00:30-02:15 (GFS Gece)
  • Tarihte birçok meteorolojik ve jeolojik olaylar olmuş ve bunlar kimi zaman tarihçilerce kimi zaman ressamlarca yada sıradan halkça ne derseniz deyin kayıt altına alınmıştır. Osmanlı kayıtlarında surlara dayanan tsunami mi dersiniz 1621 yılında dönemin padişahının başa geçmesinden sonra yaşanan tabir-i caizse buzul çağı(hortumlar, tipiler, Marmara'nın donması, yangınlar, felaketler vs.) uğursuz padişah denmesi vs vs. uzayığ giden kayıtlarla dolu. Aşağıdaki yazı ise İstanbul'un fethini ilgilendiren tam da o tarihlerde, tarihin en güçlü yanardağ patlamarından biri olan Kuwae'nin fetih sıralarında patlamasıyla hava olaylarında ki değişikler ve Bizans halkına psikolojik etkisi kaleme alınmıştır.


    Kaynaklar: http://www.konyayenigun.com/Su…THIS_GERCEK_yazi2341.html
    http://www.bundlehaber.com/det…b6c-a943-7327fb44497c?l=1


    Amerika'nın ünlü araştırma merkezlerinden Jet Propilsion Laboratory'de çalışan Kevin Pang isimli bir gökbilimci müthiş bir olayı ortaya çıkartıyor. Kevin Peng diyor ki, Pasifik Okyanusu'nda bir ada volkanik patlama nedeniyle havaya uçuyor ve bu adanın havaya uçarken ki gökyüzünde oluşturduğu ışıklar,Fatih Sultan Mehmet'in İstanbul'u fethetmesini kolaylaştırıyor.Volkan patlamasıyla atmosferde yansıyan ışıklar,fetih gecesi parlak objelere ,evlerin camlarına , Ayasofya'nın kubbelerine de yansıyıp, bir de üstüne Ay'da zamansız tutulunca, Bizans askerlerinin morali bozuluyor.



    1452 yılı sonunda, ya da 1453 yılı başlarında, şimdiki Vanuatu sınırlarında bulunan Kuwae Yanardağı patlıyor, ama ne patlamak.. Bu patlama bilinen en büyük patlamalarından biri, 2 milyon atom bombası gücünde, patlamada 32 km3’lük kül ve toz yığını atmosfere fırlıyor, bu 1881’deki meşhur Krakatoa patlamasındakinin üç katından, 1991’deki Pinatubo’dakinin altı katından daha fazla , belki Tambora ayarında –ki çıkan kükürtlü gazlar bakımından ondan da büyük, hatta kimilerine göre Santorini ya da MT Mazama patlamalarıyla eşdeğer... patlama sonucu Kuwae adası ikiye bölünüp şimdiki Epi ve Tongoa adaları oluşuyor, Kuwae de iki ada arasında 72 km2’lik oval bir büyük denizaltı krateri haline geliyor.



    Olayın olduğu ada, Avustralya'ya 2200 km uzaklıkta, Kuwae adasının ikiye bölünmesiyle oluştuğu yerel halk tarafından söylenen, o zaman ki adı Tangoa ve Epi adaları! Ki yerel halkın doğru söylediği volkan bilimciler tarafından kanıtlanıyor. İki adanın arasında, deniz tabanında büyük bir volkan patlamasıyla oluşan 12 km çapında devasa bir volkan krateri saptanıyor!



    Patlamanın büyüklüğünü ifade edebilmek için şu örnek veriliyor:12 km çapında bu alan ancak Hiroşima'ya atılan atom bombasından en az 2 milyon tanesi atılırsa oluşabilirmiş!




    Sonuç olarak, volkanik patlamayla Kuwae Adası havaya uçuyor, atmosferi kaplayan gaz ve toz bulutları, güneş ışınlarının yeryüzüne ulaşmasını engelliyor!Doğal olarak o yıllarda yeryüzü iklimi soğuyor!



    1453 yılının Nisan-Mayıs aylarında o güne dek görülmemiş gök gürültüleri, dolu ve sağanak yağışlar yaşanıyor ve 22 Mayıs' ta Ay tutulması oluşuyor. Bu olağanüstü hava koşulları ve Ay tutulmasına, dünyanın iklimini de etkileyen volkanik patlama sebep oluyor! 4 gün sonra İstanbul'da müthiş bir sis ortaya çıkıyor! Sisten sonra ise evlerin camlarında ve Ayasofya'nın kubbelerinde, uzaktan bakınca Ayasofya yanıyor algısı oluşturan kızıl ışıklar görülüyor.
    Kevin Pang' den dinleyelim: ''Kuwae Adası'nın havaya uçmasıyla atmosferde saçılan toz ve gaz güneş ışınlarının bir kısmının yeryüzüne ulaşmasını engelleyip ve şafak inanılmaz kızıllıkta bir renge bürünmüştür. Bu kızıl ışık çok önemli bir manevi simge olan Ayasofya' ya yansıyınca, Ayasofya yanıyor algısı oluşturmuştur.
    Ayasofya yanıyor algısı, Fatih'in toplarının gümbürtüsüyle bir araya gelince, Bizans askerlerinde moral kalmıyor. 29 Mayıs 1453 de İstanbul fethediliyor!''


    Evet, Kevin Pang, bir anlamda bilimsel dedektiflik yaparak iz sürüyor ve inanılması zor bir gerçeği ortaya çıkarıyor!
    Ve bilimle tarih böylesine güzel buluşuyor!



    Aşağıdaki fotoğraf Etna Yanardağı'na aittir temsili amaçlı kullanılmıştır.