Geçmiş olsun bölge halkımıza.
Allah beterinden korusun.
Geçmiş olsun bölge halkımıza.
Allah beterinden korusun.
Forumda Muğlalı olsa herhalde burada rapor edilen depremlerin %90'ı Muğla depremi olurdu. Şaka bir yana oldukça aktif bir bölge. Bölge halkına geçmiş olsun.
Çankırı'nın orta ilçesinde 4,9 büyüklüğünde deprem meydana geldi. Ankara ve çevre iller hissedildi.
Kayseri Erciyes'te oturan bir arkadaşımla sohbet halindeydim, 8 dakikadır cevap yazmıyor bağlantılı mı acaba orada hissedilmiş midir
Çankırı'nın orta ilçesinde 4,9 büyüklüğünde deprem meydana geldi. Ankara ve çevre iller hissedildi.
Çok geçmiş olsun bölge vatandaşlarımıza.
Allah beterinden korusun milletimizi.
Kayseri Erciyes'te oturan bir arkadaşımla sohbet halindeydim, 8 dakikadır cevap yazmıyor bağlantılı mı acaba orada hissedilmiş midir
Deprem bölgesine uzak bir yer, hissedilmesi zor.
Deprem bölgesine uzak bir yer, hissedilmesi zor.
Coğrafi olarak yakın oldukları için aklımdan geçti.
Geçmiş olsun bölge halkına...
bölge halkına geçmiş olsun
Depremin hissedildiği alanlarda zayıfta olsa batı kesimlerde var.
Hiç bir şey hissetmedik. Ama ilk bilgi ile KAF uzerinde olan bir deprem. Takip edilmeli. Ben büyük risk görmüyorum ama yine de lokasyon takip gerektiriyor
Geçmiş olsun yakın çevredeki vatandaşlarımıza.
Bende hissetmedim. Bu depremin öncü deprem olduğunu düşünmüyorum ama büyük İstanbul depremine her geçen gün daha çok yaklaşıyoruz.
koltukta bulunan paket yere devrildi yemek anindaydik önce anlayamadik sonradan gördük deprem oldugunu
Geçmiş olsun hepimize..
Geçmiş olsun hissettik.
Bu akşam olan depremi biraz inceleyince, her ne kadar konumu KAF üzerinde olsa da, depremin ana fay üzerinde değil, yerel uzantıları üzerinde olduğu görülüyor.
Nereden anladın? diye sorarsanız, depremin küçük bir deprem olması ama hissedildiği lokasyonların dağılımı gibi unsurlarla beraber incelendiğinde bu kanıya ulaşabiliyorsunuz.
Buradan çıkan bana kalırsa şu;
Beklenen İstanbul depreminin öncüsü olan bir deprem değil, büyüklüğü açısından da ana fay hattını tetikleyecek bir deprem değil.
Zaten kendisinden sonra olan daha küçük depremlerle düşünüldüğünde, kendi artçılarını yaratan ir depremcik.
Tabi klasik bir söylem ama, "deprem öldürmez, binalar öldürür. Tedbiri elden bırakmadan, rahat olun"
Herkese tekrar geçmiş olsun.
iyi forumlar
ilker.gunebakan İstanbul'da deniz kumundan yapılmış ve malesef bir çok canımıza mal olan
ve yıkılan binaları düşünecek olursak ivedi hemde çok ivedi bir şekilde önlemlerin hiç vakit
kaybedilmeden alınması gerekiyor.O binalara nasıl izin verilmiş insan akıl sır erdiremiyor.
Neyse Allah beterinden korusun diyelim.
Üstad'ım;
Yanlış anlamayın lütfen ( böbürlenme, ego, gibi) özellikle "Afet Yönetimleri" konularında 1999 depreminden sonra hem kişisel ilgim hem de çalıştığım işyerinin yönlendirmeleri ile ciddi eğitimler aldım. Özellikle 2012 yılında geçirdğim rahatsızlığım sonucu aktif çalışma hayatımı bitirdikten sonra da, eğitimini aldığım bu konuda ciddi anlamda literatür de tarama fırsatım oldu.
Neden yazdın bunları dersen de, birazdan yazacaklarımı, "sen kimsin de bunları yazıorsun " diyenlerin kafalarındaki soru işaretlerini silmek için
Bu kadar çok konuştuktan sonra, çok da uzatmadan düşüncelerimi yazayım.
Aslında İstanbul için yazılsa da, bir kaç madde haricinde tüm Ülke geneli içinde kabul edebilirsiniz konuları.
- İmar planları kesinlikle uygulanmıyor. Arazi rantı için sık sık imar planları değişeibliyor.
- İnşaat mühendisi çalıştırmak özellikle küçük müteahhitlerin işine gelmediği için ya çalıştırılmıyor, ya da söyledikleri yapılmayıp "imza mühendisi" oluyorlar
- Sık sık çıkan imar afları ile, kalitesiz ve risk içeren yapılar, yasal kimliğe kavuşabiliyorlar.
- İmar planları çok sık değiştiği için, uygun alt ve üst yapı planlama sorunları yaşanıyor.
- Düzgün şehiriçi yol plan ve uygulamaları yetersiz.
- Doğalgaz, elektirk, su, yol gibi çalışmaları yapan kurumlar arasında ya koordinasyon yok ya da yetersiz.
- Yapı malzemeleri konusu ile ilgili standartlar yetersiz ve/veya kontrolü sağlanmıyor.
- Yapı denetim mekanizmaları sağlıklı çalışmıyor.
- Yerel ve Merkezi yönetimlerin ilan edilmiş, yayınlanmışve eğitim planlaması yapılmış "afet" planları yok veya yetersiz.
Bunlar, ilk etapta, aklıma gelen unsurlar. Çoğaltılabilir, çeşitlendirilebilir. Ama her unsur moraller biraz daha bozar inanın.
Eğer bu düzeltici / önleyici faaliyetler hemen ama hemen başlamazsa, beklenen İstanbul depremi için sadece bir tek durumun çok kısa analizini yapayım.
Deprem oldu, o kadar iyimserim li, sadece 10.000 bina yıkıldı. Enkaz altında kalanlar var, yaralılar var ama kimse ölmedi diye düşünün.
Depremden tam iki ( 2 ) dakika sonra, trafik tamemen kilitlenecek, iletişim altyapısı çökecek.
Doğalgaz, elektrik gibi sorunlar için ekipler trafik sorunu yaşadıkları için müdahale edemeyecekler.
Bir kaç saat içinde yağma, hırsızlık, gasp ve aklınıza gelen her asayiş sorunu yalanmaya başlayacak ve kolluk kuvvetleri müdahale eemeyecek.
Fazla değil, bir kaç tane viyadük, üst geçit yıkıldığını, yollarda çökmeler olduğunu, bir de mesela boğaz köprülerinden birinin yıkıldığını da düşünürseniz, kafanızdaki tablo tek kelime ile içler acısı olacaktır. Deprem sırasında vermediğiniz kayıpları, deprem sonrası ilk iki saat içinde vermeye başlayacaksınız.
Bu yazdıklarımın önemli bir kısmı da, 1999 depremlerinde ( hem Gölcük hem Düzce) bire bir yaşanmış tecrübelerle de sabittir.
Sevgili Hocam;
Hiç bir siyasi düşünce gözetmeden yazıyorum.Kimse siyaset penceresinden de bakmasın.
Sorun İzmir içinde geçerli, Ankara içinde, Kayseri içinde, Tekirdağ ya da yaşadığım Çorlu içinde geçerli.
İşe başlamak için yarın sabah çok geç,Hemen ama hemen başlamalı.
Saygılar,iyi forumlar
ilker.gunebakan Elinize yüreğinize sağlık tespitlerinize ve yazdıklarınıza aynen katılıyorum.
Saygılar hayırlı geceler.