Türkiye'nin Deprem Bölgeleri Hangileridir?

Meteorolojik Model Güncelleme Saatleri
06:30-08:15 (GFS Sabah)
09:00-10:00 (ECMWF Sabah)
12:30-14:15 (GFS Öğlen)
18:30-20:15 (GFS Akşam)
21:00-22:00 (ECMWF Akşam)
00:30-02:15 (GFS Gece)
  • Türkiye dünyanın aktif deprem kuşaklarından olan Alp-Himalaya deprem kuşağı üzerinde bulunmaktadır. Ülkemizin yüz ölçümünün yaklaşık olarak %42’si birinci derece deprem kuşağı üzerinde yer almaktadır. 20. yüzyılın başlarından beri yapılmış olan istatistiği çalışmalar Türkiye’de her iki yılda bir yıkıcı deprem her üç yılda bir de pek çok yıkıcı deprem olduğunu göstermektedir. Yapılması gereken en önemli önlem depremin özelliklerini çok iyi tanımak ve gerekli olan tedbirleri zamanında almaktır.



    Ülkemizde başlıca deprem kuşakları şunlardır:


    1- Kuzey Anadolu Deprem Bölgesi
    Bu bölgede “Kuzey Anadolu Deprem Kuşağı’nın” büyük bir kısmı yer almaktadır. Batı’da Çanakkale’den başlayıp doğuda Van Gölü’nün kuzeyinden İran’a kadar ulaşmaktadır. Türkiye’nin kuzey kesiminde doğu-batı doğrultusunda uzanan kuzey Anadolu deprem kuşağı yaklaşık olarak 1500 km uzunluğa sahiptir. Şu ana kadar meydana gelen en yıkıcı depremler bu kırık zonu üzerinde meydana gelmiştir. Nitekim, 1939 yılındaki Erzincan depreminde 32.968 kişi hayatını kaybetmiş, 116.720 bina tamamen yıkılmıştır. Depremin şiddeti 7.9 olarak tespit edilmiştir. 1944 yılında meydana gelen Gerede depreminde 3.959, 1956 yılındaki Abant(Bolu) depreminde ise 52 kişi yitir hayatını kaybetmiştir. Yıkıcı depremlere sebep olan bu fay zonunda hareket yatay kayma şeklinde gerçekleşmektedir. 1939 ile 1967 yılları arasında meydana gelen yatay kayma hareketlerinin toplam değeri 18 km olarak tespit edilmiştir.
    Kuzey Anadolu Deprem Kuşağı’ı Gelibolu Marmara Denizi’nin derin kısımları, İzmit Körfezi, Adapazarı, Düzce-Bolu, Gerede, Merzifon Suluova, Erbaa-Niksar, Kelkit vadisi ile Erzincan, Erzurum, Varto ve Van üzerinden geçen bir hat şeklinde uzanmaktadır. Ayrıca Çanakkale, Edremit, Bursa ve İznik bu kuşak içerisinde yer almaktadır.


    2- Ege Deprem Bölgesi
    Neojen sonunda Ege Denizi’nin oluşum çöküşüyle meydana gelmiş olan dikey atımlı kırıklar Batı Anadolu’daki grabenlerin oluşmasında önemli bir etkendir. Kuzeyden güneye doğru Edremit, Bakırçay, Gediz, Küçük Menderes ve Büyük Menderes grabenleri bunlar arasında sayılabilir. Yine aynı şekilde oluşmuş olan Muğla, Marmaris, Fethiye grabenleri de bu grup içinde incelenmiştir. Deprem bakımından hassas olan, fakat verimli toprakların bulunduğu, bu yüzden de yerleşimin yoğun olduğu bu bölgede çeşitli zamanlarda meydana gelmiş olan depremler büyük felaketlere neden olmuştur. 1933 yılındaki Çivril(Denizli) depreminde 20 kişi, 1944 yılındaki Ayvalık(Balıkesir) depreminde 30 kişi, 1949 yılındaki Karaburun(İzmir) depreminde de 7 kişi hayatını kaybetmiştir.
    Ege Bölgesi’nin doğu-batı yönlü Afyon-Dinar-Isparta arası kırıklı yapının etkili olduğu bir deprem kuşağı daha bulunmaktadır.


    3- Marmara Deprem Bölgesi
    Bu bölge tektonik özellikleri yönünden Ege Bölgesi’nin devamı oalrak görülmektedir. Birbirine paralel üç kuşağının bulunduğu yerler başlıca deprem alanlarıdır: Birinci kuşak,İzmit-Tekirdağ depresyonudur.İzmit depresyonu,batıda Marmara Denizini aşarak Tekirdağ`a kadar, doğuda ise Kuzey Anadolu Kuşağına kadar ulaşır. İkinci kuşak ise,İzmit-Tekirdağ depresyonunun güneyinde yer alan İznik Gölü-Gemlik depresyonudur.Bu çukur saha Marmara Denizinin güney sahilini içine almaktadır. Üçüncü kuşak, Yenişehir-Bursa-Kuş Gölü depresyonu olup bölgenin güneyinde bulunmaktadır. Birbirine paralel bu üç depresyonda felaketlerle sonuçlanmış olan büyük depremler olmuştur.


    4- İç Anadolu Deprem Bölgesi
    İç Anadolu Bölgesi’nde Kızılırmak`ın büyük kavisi içinde bulunan, metamorfik ve plütonik kayaçlardan meydana gelmiş olan Kırşehir Masifi bir çok yerinden faylarla bloklara ayrılmıştır.Bloklar arasında kalan yerler ise Neojen tortulları ile dolmuşlardır.İşte,fayların meydana getirdiği bu zonlar İç Anadolu`nun önemli deprem kuşaklarıdır. 1938 yılındaki Kırşehir depremi böyle bir zon üzerinde gerçekleşmiştir. Ankara`nın kuzeyinde, kuzeydoğu-kuzeybatı yönlü faylar,Kızılcahamam-Güdül-Ayaş ve Çamlıdere-Beypazarı yönünde birbirine paralel olan kırık zonları meydana getirmişlerdir.


    5- Güney Anadolu Deprem Bölgesi
    Güney Anadolu`da depreme en hassas şehir Hatay’dır. Doğu Afrika kırık sisteminin kuzey uzantısı olan ve Hatay`a kadar ulaşan, sonra kuzeye, ardından kuzeydoğuya saparak devam eden kırık zonu deprem olasılığının yüksek olduğu yerlerdir. Depreme duyarlı diğer yöreler Mersin, Tarsus, Adana, Ceyhan ve Kozan çevresidir.


    Bu bölgede başlıca iki deprem kuşağı bulunmaktadır. Bunlardan biri kuzey-güney yönlü Doğu Afrika kırık kuşağının Van`a kadar ulaşarak oluşturduğu zondur. Diğeri ise,Arap Masifinin güneydoğu Toros kıvrım dağlarına yaslandığı yerdeki kırık zonudur. 1975 yılındaki Lice depremi bu kırık kuşağı üzerinde meydana gelmiş olan depremlerden biridir. Hatay, Kahramanmaraş, Adıyaman, Malatya, Elazığ, Bitlis ve Van bu kuşak yer almaktadır. Bu kırık hattı, Kuzey Anadolu deprem kuşağı ile Bingöl-Karlıova çevresinde birleşmektedir.


    6- Doğu Anadolu Deprem Bölgesi
    Doğu Anadolu deprem riski en yüksek olan bölgelerimizden biridir. Kuzey Anadolu Deprem Kuşağının Doğu Anadolu`daki devamı Erzincan-Erzurum-Varto-Van`a kadar uzanmaktadır. Bu bölgede bugüne kadar bir çok yıkıcı deprem meydana gelmiştir. Özellikle Erzincan ve Bingöl depremleri büyük hasara ve can kaybına neden olmuşlardır.

    İfade özgürlüğünü, yasalar tek başına garanti edemez. Herkesin kendi düşüncesini, cezalandırma olmaksızın açıklayabilmesi için toplumda hoşgörü mevcut olmalıdır.
    Albert Einstein