Şu anki yabancı kuralı sizce doğru mu? 10
-
Evet, son derece doğru. (0) 0%
-
Kararsızım, bekleip göreceğiz. (2) 20%
-
Hayır, kısıtlamalarla başarı elde edilmez. (8) 80%
Yabancı kuralı ile ilgili düşüncelerimi ve birkaç bilinmeyeni yazdım.Umarım hepsini okursunuz.
Öncelikle TFF yönetim kurulu üyesi Selim Koray'ın Galatasaray'a attığı tweet ile başlayalım. İşte O tweet: Sadece yabancı sayısıyla Avrupa'da kupa kaldıracağını düşünenler, kupa kaldırdıkları gün takımlarında kaç yabancının oynadığınıda araştırsınlar."
Öncelikle sorularımızı belirleyelim.
1) Yabancı kuralı neden var?
2) Faydası olur mu?
3) Kulüplerimiz bu kural ile başarılı olur mu?
Birinci Soru İle Başlayalım
Bu kural alt yapıdan gelen genç oyuncuların daha fazla deneyim kazanması ve daha fazla forma şansı bulması için getirilen bir kural.
İkinci soru
Faydası olur mu derseniz bir yandan evet bir yandan da hayır.Eğer faydalı olacaksa öncelikle yabancılara sınır getirerek değil alt yapılara yönelik çalışma yaparak olur. Ama bizim güzel TFF'miz ve bu tayfanın başını çeken Yıldırım Demirören alt yapıların gözden geçirilmesi ile hiçbir şekilde uğraşmıyorlar.
Üçüncü Soru
Kulüplerimiz bu kural ile asla başarılı olamaz. Türk futbolunun en başarılı dönemi olan 1996-2002 jenerasyonunu örnek alalım.Galatasaray UEFA kupasını aldığında ilk 11'de sadece 4 yabancı vardı. Bunlar Taffarel, Popescu, Hagi, Capone'nir.Bu 4 yabancıya ek olarak Adrian Illie 96-98 yılları arasında daha çok Hakan Şükür'ün yedeği olarak oynadı. Yanigenel anlamda bizim 4 yabancımız var.O zamanki yabancı kuralını eminimki hiç kimse bilmiyordur.O zaman Haluk Ulusoy yönetimindeki TFF (97-2004 yılları arası) ilk 11'de 6, yedeklerde de 2 yabancı oyuncu ile toplamda ilk 18'e 8 yabancı koyabiliyorduk.Ama Galatasaray'da 4 yabancı vardı. UEFA Kupası Final maçında Galatasaray 4 yabancı ile oynadı.Arsenal ise maça 6 yabancı ile başlayıp sonradan oyuna giren Davor Suker ile maçı 7 yabancı ile tamamladı.Sonuç ne oldu? Harika bir oyun oynayan Galatasaray maçı 120 dakika içinde koparamasada penaltılarda maçı kazandı.
Şimdi neden Galatasaray yabancı hakkını kullanmadı? Sebebi yabancıya ihtiyaç duymamamızdır.Hakan Şükür, Arif Erdem, Hakan Ünsal, Bülent Kormaz, Ergün, Okan Buruk, Hasan Şaş, Emre Belözoğlu ve Ümit Davala. Bu oyunculardan 7 tanesi günümüzde de olsa net söylüyorum Avrupa'da 1. sınıf takımlarda banko oynarlar. Bu oyuncu jenerasyonu ile Türkiye A Milli Futbol takımımız 2000 Avrupa Şampiyonası'nda Çeyrek Final, 2002 Dünya Kupası'nda 3.lük ve 2003 Konfederasyon Kupası'nda da 3.lük yaşadı.İlk 11'de de net 8 Galatasaraylı olmasıda bu başarılardan hemen hemen 10 yıl önce birşeylerin doğru yapıldığı anlamına gelir.
Haluk Ulusoy 2006-2008 yılları arasında da TFF başkanlığı yaptı ve dikkatinizi çekerim 2008 yılında Fenerbahçe Şampiyonlar Ligi'nde ve Milli Takımımız Avrupa Şampiyonasında başarılı olmuştur. O zamanki yabancı kuralı yanlış hatırlamıyorsam 6+4+SINIRSIZ olarak düzenlendi ve Haluk Ulusoy TFF başkanlığını bırakırken ileride bu sınırın arttırılması şartını koydu ama Ondan sonraki TFF başkanının vefatı yüzünden bu olay gerçekleşmedi.Daha sonrada Mahmut Özgener arttırmak yerine hem alt yapılara bir takım şartlar getirdi hemde bu yabancı kuralında küçük bir küçülme yaptı ve bu dönemlerde başarımız aynı seviyede devam etti. Mahmut Özgener'den sonra başlayan şike süreci ile Mehmet Ali Aydınlar kademeli olarak yabancı sınırını azalttı.Sonrada Yıldırım Demirören bu işin iyice suyunu çıkardı. Bu sene 6+0+4 gelecek sene ise 5+0+3 şekilde bir kural olacak.
Hangi aklıı kaçırmış bir kulüp tribünde 3-4 tane milyon euroluk oyuncuları oturtur?
2004 yılından beri Aziz Yıldırım ve Yıldırım Demirören yabancı sayısı sınırsız olmalı derken bu sene neden bir U dönüşü yaptı? Ben bunun sebebini birilerini durdurmak olarak görüyorum.Varın gerisini siz düşünün.
Son olarak hatırlarma Yıldırım Demirören Beşiktaş başkanlığı yaptığı dönemde Türkiye'ye en çok yabancı transferi yapan başkan olduğunu hatırlatalım (34 yabancı) ve yazımızı aşağıdaki söz ile sonlandıralım.
Beşiktaşlılar bizi batırdı şimdi Türk futbolu düşünsün demişti ve biz gülmüştür değil mi?