Meteorolojinin Tarihi

Meteorolojik Model Güncelleme Saatleri
06:30-08:15 (GFS Sabah)
09:00-10:00 (ECMWF Sabah)
12:30-14:15 (GFS Öğlen)
18:30-20:15 (GFS Akşam)
21:00-22:00 (ECMWF Akşam)
00:30-02:15 (GFS Gece)
  • Meteoroloji veya gökolaybilim, atmosferde meydana gelen hava olaylarının oluşumunu, gelişimini ve değişimini nedenleri ile inceleyen ve bu hava olaylarının canlılar ve dünya açısından doğuracağı sonuçları araştıran bir bilim dalıdır.
    Atmosferin özellikle alt katmanlarında meydana gelen hava olaylarının oluşumunu ve değişimini nedenleriyle inceler ve kısa dönemli tahminler yapmayı amaçlar. Matematik, coğrafya, istatistik ve fizikten yararlanır.


    Tarih
    Meteorolojik olaylar, insanoğlunun yaşamını ilk çağlardan itibaren etkilemiş, insanlar günümüze kadar dünya atmosferinde olup biten olayların nedenlerini zamanın koşullarına göre inceleyip araştırmışlardır. Bu amaçla da çeşitli gözlem ve incelemeler yaparak hava olaylarını önceden tahmin edebilme yollarını bulmaya çalışmışlar, bunların olumlu etkilerinden faydalanma, olumsuz etkilerinden de kurtulma ve korunma yollarını aramışlardır.
    Meteoroloji, insanlık tarihi kadar eski bir bilim olmasına karşın, gerçek kimliğine 19. yüzyıl sonlarına doğru kavuşmuştur. İlk meteorolojik haritalar 1869 yılında Prof. Cleveland Abbe ve Alexander Buchan tarafından yapılmıştır. 1882 yılında Elias Loomis, ilk dünya yağış dağılım haritasını, 1887 yılında Dr Julius Hann ise, ilk meteoroloji atlasını hazırlamışlardır. Hava olaylarını takip eden ilk uygarlık Mısırlılardır. Mısırlılar, Nil Nehri çevresinde tarım yapmışlardır Tarımsal faaliyetlerini düzenlemek ve sürdürmek amacıyla hava olaylarını takip etmişlerdir. Eski dönemlerde Türkler de göçebe yaşam sürdükleri için hava olaylarıyla ve mevsimlerle fazlasıyla ilgili olmuşlardır. Türk Boyları, yaz mevsimlerinde serin yaylalara çıkmış, kış mevsiminde dağların eteklerindeki ovalarda ve daha sıcak bölgelerde yaşamışlardır. Bu yüzden hava olayları onları önemli ölçüde etkilemiş, yaşamlarını meteorolojik şartlara göre düzenlemişlerdir. Bu etkilenme günümüzde de devam etmekte ve bazı insanların göçebe yaşamalarına neden olmaktadır. Atmosfer içinde oluþan sıcaklık değişimlerini, rüzgâr, yağmur, kar, dolu, yıldırım gibi olayları inceleyen, hava olayları tahminleri yapan hava bilgisine meteoroloji denir. Meteoroloji bilimi ile ilgilenen kişilere de meteorolog denir. Meteorologlar, uydulara takýlan çeþitli araçlarla, meteoroloji balonlarıyla ve meteoroloji istasyonlarýnda yapýlan ölçümlerle hava olaylarını inceler, gözlemler ve elde ettikleri verilerden sonuçlar çıkarırlar. Bu veriler ışığında gelecek günlerin hava tahminlerini yaparak, meteorolojik olayları önceden bilmemizi sağlarlar. İnsanların, değişik çevre ve iklim koşullarına uyum sağlama kapasiteleri yüksektir. Buna rağmen, meteorolojik olayların önemli deıişiklikler göstermesine karşı savunmasız kaldıkları da bilinen bir gerçektir. İnsanlar havanın çok sıcak, çok soğuk veya çok nemli olduğu durumlardan etkilenirler. Fırtınalar, şiddetli seller, anormal yağışlar ve kuraklık gibi doğa felaketleri insan yaşamına ve sağlığına olumsuz etkilerde bulunmaktadır. Meteoroloji sayesinde tüm bu doða felaketlerinden haberdar olabiliyor ve zamanýnda gereken önlemi alabiliyoruz. Önlem alarak, bu felaketlerden büyük ölçüde korunuyoruz. Gelin meteorolojinin insanlığa sağladığı büyük faydaları vardır. Hemen her gün insanlar yeni başlayacakları ve yaşayacakları günün hava durumunu bilmek isterler. Hava yağmurluysa yanlarına şemsiye alırlar, çok soğuk havalarda eldiven, bere ve atkılara sarınırlar. şoförler, kaptanlar ve pilotlar hava durumunu öğrenmeden yola çıkmaz çoğu zaman... Ülkemizde sıklıkla yaşanan şiddetli lodosta baca zehirlenmelerine karşı meteoroloji insanları uyarır. Özellikle sobalı evlerde yaşayan insanların, sobalarının bacasından çıkan gazlar basınç nedeni ile dışarı çıkamaz ve içerde sıkışır. Bu sıkışma ile odaya karbon monoksit gazı dolar. Bu olay zehirlenmeye yol açar.Meteoroloji, birçok meslek alanın da etkiler. Yağışlar, kuraklık ve diğer hava olayları bu çalışmalara etki eder.


    Günümüzde



    Günümüzde meteorolojik hizmetler tamamen bilimsel yöntemlerle ve uluslararası işbirliği içerisinde yürütülmektedir. Bugün dünyada, 24 saat sürekli çalışan onbin civarında kara istasyonu, açık denizlerde görev yapan altıbinden fazla gözlem gemisi ve yüksek hava sondajları yapan binden fazla meteoroloji istasyonu vardır.


    HAVACILIK METEOROLOJİSİ;
    Uçuş faaliyetlerini etkileyen meteorolojik olay (Oraj, Downburst, Microburst, Türbülans, Buzlanma, Sis vs.) ve parametrelerin gözlem ve tahminlerini kapsamına alan ve meteorolojinin havacılıkla ilgilenen dalına “ AERONATİK METEOROLOJİ ” veya “ HAVACILIK METEOROLOJİSİ ” denir.
    Aeronatik Meteoroloji, her türlü hava taşımacılığında ihtiyaç duyulan yaygın, güvenli, süratli ve standartlara uygun meteorolojik bilgilerle, bunların temin edilmesi için işletme ve planlama hizmetlerini kapsayan bir bilim dalıdır.
    Ülkemizin ekonomik, askeri ve turizm alanındaki gelişmelerine paralel olarak havaalanlarımızın sayısı da her yıl artmaktadır. Havacılığın meteorolojik olaylara son derece duyarlı bir sektör olması ve sayıları hızla artan bu havaalanlarının meteorolojik destek hizmeti talepleri Devlet Meteoroloji İşleri Genel Müdürlüğünce Dünya Meteoroloji Teşkilatı (WMO) ve Uluslararası Sivil Havacılık Teşkilatı (ICAO) standartlarında karşılanmaya çalışılmaktadır.
    Uluslararası hava seyrüseferinin düzenli, emniyetli ve verimli bir şekilde yürütülmesini sağlamak üzere Şikago’da bir araya gelen 52 ülkenin delegeleri 7 Aralık 1944 tarihinde Şikago Sözleşmesini imzalamışlar ve böylelikle Uluslar arası Sivil havacılık Teşkilatı (ICAO) doğmuştur. Teşkilatın üye sayısı zamanla hızla artmış, özellikle 1960’lı ve 70’li yıllarda sömürgelerin bağımsızlıklarını kazanmaları ve nihayet Aralık 1991 de eski Sovyetler Birliğinin dağılması sonucu ortaya çıkan bağımsız devletlerin de üye olmasıyla 2002 yılı itibariyle ICAO’ya üye ülke sayısı 185’e yükselmiştir.
    Şikago Sözleşmesinin 37. maddesi gereğince meteorolojik hizmetlerle ilgili uluslararası standartlar ve uygulamalar ile kod sistemleri, Uluslararası Sivil Havacılık Teşkilatı (ICAO) tarafından ilk kez 16 Nisan 1948 tarihinde onaylanmış ve sözleşmenin EK-3’ü (Annex-3) olarak yayınlanmıştır. Annex-3’te o tarihten bu yana ortaya çıkan ihtiyaçlara göre çeşitli değişiklikler yapılmıştır.
    1945 yılında Dünya’da 9 milyon yolcu (o tarihteki Dünya nüfusunun % 0.5’i) hava yoluyla taşınırken, 1992 ylında 1.2 milyar yolcu (o tarihteki Dünya nüfusunun % 25’i) hava yoluyla taşınmıştır. 2003 yılında Dünya’da hava yoluyla taşınan toplam yolcu miktarının 2.1 milyara (Dünya nüfusunun % 33’ü) ulaştığı düşünüldüğünde Havacılık Meteorolojisinin önemi daha iyi anlaşılmaktadır.
    Son yıllarda akaryakıt fiyatlarında görülen aşırı artış yüzünden uçuş planlamaları son derece önem kazanmıştır. Birçok havayolu şirketi bu planlamayı eldeki mevcut işletmeyle ilgili diğer bilgilerle birlikte, en son meteorolojik bilgileri de kullanmak suretiyle çözdüklerini biliyoruz. Diğer yandan meteorolojik bilgi ve verilerden yararlanarak uçuş planının hazırlanması da, emniyetli, konforlu ve rahat bir yolculuk için gerekli bir işlemdir. Bununla birlikte iniş ve kalkışlardaki meteorolojik bilgiler pilotlar için hayati derecede önemlidir. Özellikle meydanlardaki rüzgâr hızı ve yönü, görüş mesafesi, pist görüş mesafesi, yağışın şekli ve şiddeti, bulut alt taban yüksekliği, altimetrik basınç değeri, türbülans ve wind shear gibi meteorolojik bilgiler uçakların emniyetli iniş ve kalkış yapmalarında en önemli etkenlerdendir.
    Uçuş faaliyetleri bakımından özem arz eden bu meteorolojik parametrelerin gözlemlenmesi amacıyla Uluslararası Sivil Havacılık Teşkilatının kriterlerine göre, her havaalanında ulusal veya uluslararası meteorolojik bilgi taleplerini karşılayabilecek en az bir meteoroloji ofisinin bulunması zorunludur.


    Meteorolojinin temel konusu, atmosfer olaylarının incelenmesi ve hava tahminlerinin yapılmasıdır. Bu amaçla meteoroloji uzmanları atmosferde nelerin olup bittiğine ilişkin bilgi toplamaya çalışırlar. Bu tür bilgiler ya doğrudan gözlemlerle ya da atmosfere salınan balonlarla ve son zamanlarda yaygınlaşan meteoroloji uydularına yerleştirilen aletlerin yardımıyla sağlanır.
    Bugüne kadar yapılan gözlemler sonucunda, atmosferin yere yakın kesimlerinin ekvator yakınlarında çok sıcak, kutup bölgelerinde ve çok yüksek yerlerde ise soğuk olduğu anlaşılmıştır. Ekvatora yakın bölgeler sıcak, kutup bölgeleri ise soğuk olduğundan, atmosferdeki rüzgârlar sıcak hava kütlelerini ekvator bölgesinden kutuplara ve yeryüzüne yakın kesimlerden yükseklere doğru kaydırır. Atmosferdeki bu devinime genel dolaşım denir. Hareket etmekte olan hava kütleleri Dünya' nın kendi ekseni çevresinde dönmesinden etkilenir ve bu nedenle doğrusal bir yol izlemekten çok burgaçlar ve kıvrımlar oluşturarak ilerler. Bu tür burgaçlanmalara özellikle orta enlem kuşağında rastlanır. Meteoroloji uzmanları bu burgaçların yerini, hava kütlesinin akış hızını ve doğrultusunu ölçerek değil, daha kolay bir teknikle, havanın basıncını ölçerek saptarlar. Hava basıncı ölçümlerinden, rüzgârın hızı ve yönü ile hava kütlelerinin yükseldiği alanlar bulunabilir.
    Meteoroloji uzmanları bu incelemeler sonucunda, kuzey yarıküredeki alçak basınç alanlarında hava kütlelerinin saat ibresinin tersi yönünde ve sarmal biçiminde dolanarak yükseldiğini belirlemişlerdir. Bu tür hava burgaçlarına siklon denir. Yüksek basınç alanlarında ise hava kütleleri, saat ibresi yönünde burgaçlanarak alçalır; bunlara da antisiklon denir. Siklonların ve antisiklonların çapı çoğunlukla 1.500 kilometrenin üzerindedir. Siklonlar, saniyede 2 ile 18 metre arasında değişen hızlarla dolanır.
    Siklon tipi burgaçlarda, burgacın içindeki hava yükselir, yükseldikçe soğur, bunun sonucunda da genellikle yağmur yüklü bulutların oluşmasına yol açar. Bu hava yükselmesi genellikle burgacın içindeki cephe denen kesimde gerçekleşir; cephe, aynı siklon içinde bulunmakla birlikte değişik sıcaklık ve nemlilikteki iki hava kütlesinin birbirine yaklaşarak karşılaşması durumunda aralarında oluşan, bunları birbirinden ayıran ara yüzeydir. Antisiklon burgaçlarında ise hava genellikle siklonlardakinden çok daha yavaş hareket eder; burada hava kütlelerinin alçalması nedeniyle pek bulut ve yağmur oluşmaz. Antisiklonların görüldüğü alanlarda hava uzun dönemler boyunca açık ve güneşli olur.
    Orta enlem kuşağında, yani ekvator ile kutup bölgeleri arasında yer alan ülkelerde, meteoroloji uzmanlarının başlıca görevlerinden biri, siklon ve antisiklonların oluşumunu ve devinimini, buna bağlı olarak da hava durumunu önceden tahmin etmektir. Bu görevin üç temel aşaması vardır. Birinci aşama, belirli zamanlarda değişik yerlerdeki hava koşullarını saptamak ve ilgili ölçümleri yapmaktır. İkinci aşama, bu ölçüm sonuçlarını birleştirerek geniş bir alanı ve atmosferin değişik yüksekliklerini kapsayan meteoroloji haritaları hazırlamaktır; bu haritalarda, hava kütlelerinin hareketleri ve hava koşulları belirtilir. Son aşama ise, bütün bu haritaları ve konuya ilişkin başka bilgileri kullanarak hava tahmininde bulunmaktadır.
    Basınç ölçümleri çok önemlidir; bunun yanı sıra sıcaklık, yağmur ve kar miktarı, görüş uzaklığı, nem oranı, bulut miktarı ve türü, rüzgârın şiddeti, yönü ve gözlem anındaki öbür hava koşullarına ilişkin ölçümler de yapılır. Her altı saatte bir (bazen saatte bir) dünyanın pek çok yerinde eşzamanlı ölçümler yapılır. Elde edilen sonuçlar ulusal meteoroloji kuruluşlarında toplanır, daha sonra ülkeler arasında bilgi alışverişi olur. Hava durumu ölçümleri, hava tahmininde bulunacak büroya ulaştığında haritaların üzerine işlenir. Gözlemler karada, denizde ya da atmosferin yüksek kesimlerinde gerçekleştirilir; haritaya ölçüm sonuçları geçirilirken, gözlem noktalarının konumu da belirtilir.
    Daha sonra harita üzerinde, aynı basınçtaki noktalar çizgiyle birbirine birleştirilir; yüzeydeki basınç koşullarını gösteren bu çizgilere izobar ya da eşbasınç eğrisi denir. Atmosferin yüksek kesimlerindeki hava hareketlerini göstermek için biraz daha farklı eğriler çizilir. Eğer varsa cepheler de yüzey hava durumu haritalarına işlenir.
    Meteoroloji uzmanları bilgilerine ve deneyimlerine dayanarak bu haritaları incelerler ve sonuçta kısa dönemli (24 saatlik), bazen de uzun dönemli hava durumu tahminleri yaparlar. Hava tahminleri için bilgisayar kullanımı giderek yaygınlaşmaktadır; meteoroloji uzmanlarınca programlanan bilgisayarlar, hava tahmin haritaları hazırlayabilmekte ve hangi bölgelerin yağmur alacağını önceden kestirebilmektedir. Bilgisayar, hava tahminini zamanında yapabilmek için aynı işlemleri sürekli yinelemek zorunda olan meteoroloji uzmanlarını büyük bir yükten kurtarmıştır.
    HAZIRLAYAN:KARSEVDASI

  • Meriç son zamanlarda sitedeki üyelerimize karşı olan duyarlılığın senin bu sitedeki yerini önemli kılıyor.Bunun dışında arkadaşlarımızın sana olan güveninide arttırıyor.


  • Meriç son zamanlarda sitedeki üyelerimize karşı olan duyarlılığın senin bu sitedeki yerini önemli kılıyor.Bunun dışında arkadaşlarımızın sana olan güveninide arttırıyor.

    Rica ederim görevimiz :smile: , bu arada gerçekten yardıma felan ihtiyacı alanlar bana bildirsin elimden geldiğince yardımcı olurum :yes: