Karı niçin seviyorsunuz?

Bu sorunun cevabını gerçekten merak ediyorum. Benim gibi meteoroloji meraklılarının karı neden sevdiklerini bilmeyi dilemekteyim.

Soruyu soran kişi olarak kendi sorumu, kendi açımdan cevaplayayım.

Kar yağışını izlemek büyük keyif. Her biri ayrı bir kişilik yapısında ve farklı güzellikler barındıran kar tanelerinin nazlı nazlı süzülmelerini izlemek beni çok rahatlatıyor. Hareketini günlerdir izlediğim soğuk ve yağışlı hava sistemiyle tanışmak gerçekten çok heyecanlı oluyor.

Karda yürümeyi severim, ama ayakkabıların canını okur. Bu yüzden daha üşütücü olsa da karda bisiklet sürmeyi tercih ederim. Bu linkte 2010 kışında yaptığım bol karlı bir bisiklet turumun bol fotoğraflı anlatımı var.

Kar topu oynamakla işim olmaz. Kardan adamlarla da pek ilgilenmem. Soğuğu ve karı hissetmek çok güzel oluyor.

2010-2011 kışını Erasmus yaptığım, Sicilya Adası' ndaki Catania' da geçirdiydim. Catania şehir merkezine de en az 20 senedir kar yağmamış. Bir gün sağanak yağış esnasında kar yağmadı belki, ama ufak dolu taneleri yağmıştı. Onu kardan saydım Bir gün bisikletle, kentin yanı başındaki Etna Dağı' na tırmanırken kar atıştırmaya başladıydı. 1000 metre rakımdan sonra ama. Kentte karın k si yoktu, ama 1900 rakımlı Etna güney kayak merkezinde (Rifugio Sapienza) 1-1.5 metre kar vardı. Aşağıda neredeyse denize girilecek sıcaklık varken, yukarı kutuptan parça oluyor. İlk kar, kayak merkezinin yukarılarına eylül ayında yağıyor. Bir gün arkadaşımla kızakla kaymaya gittiydik otobüsle. Oradan plastik kızaklardan alıp bir güzel eğlendik. Sönmüş kraterlerin içine kaydık. Günün sonunda şehir merkezinde otobüsten indiğimizde kendimi uzun yıllardır kar yağmamış olan bu kentte, elimde kızaklarla çok tuhaf hissediyordum.

Bir keresinde bir kaç arkadaş, kötü bir havada (araçla) kayak merkezine çıktıydık. Üstelik yağışa da yakalandık. Kuvvetli rüzgâr ve ince sert kar taneleri can acıtıyordu. Resmen donuyordum.

Hoş, oranın da ayrı bir güzelliği var. Etna arada bir püskürürken, eğer rüzgâr doğru açıdan eserse kente kül yağıyor. Sokakta yürürken, yada bisiklet sürerken gözünüze bir şeyler kaçıyor. Zemine temas ettiğiniz noktalardan da garip çıtırtılar geliyor. O zaman anlıyorsunuz kül yağdığını.

Bende normalde düzenli olarak kar yağmayan bir kentte yaşayamam derdim, ama şehir merkezi Mersin iklimi benzeri olan bu kentte, istediğiniz zaman tek otobüsle, gerine gerine, rahatça kayak merkezine çıkabildiğiniz ve yukarıda iyi kar olduğu için, kış mevsimini doyasıya yaşayabiliyorsunuz. Kül yağışları da ayrı bir heyecan oluyor. Kayak merkezinde de bölgenin spesyali olan küllü kartopu yapabiliyorsunuz

Üniversite eğitiminiz devam ediyorsa, okulunuzun Erasmus anlaşmaları varsa dilini bilmediğiniz bir ülke bile olsa mutlaka deneyin.

Ortam benim için iyiydi. Derslerden arta kalan vakti, çevreyi bisikletle gezmekle ve halkı tanımakla geçirdim. Beklentilerim doğrultusunda oldukça verimliydi. Ortamın nasıl olacağı beklentilerinize göre değişecektir