Kar,kar kristalleri ve benzemezlik.

Meteorolojik Model Güncelleme Saatleri
06:30-08:15 (GFS Sabah)
09:00-10:00 (ECMWF Sabah)
12:30-14:15 (GFS Öğlen)
18:30-20:15 (GFS Akşam)
21:00-22:00 (ECMWF Akşam)
00:30-02:15 (GFS Gece)
  • Çok sayıda kar kristal çeşidi olmasına rağmen hepsi altı köşelidir. Kar tanelerinin kristal yapıları birbirinin tıpa tıp aynısı değildir. Mikroskopla büyütülen kar taneleri üzerinde yapılan araştırmalarda, kristal yapıları birbirinin aynı olan iki kar tanesine rastlanmıştır. Kar kristalleri üzerinde ilk araştırmaları yapan ABD'li Wilson Bentley, gördüğü muhteşem sanat karşısında adeta büyülenmiş ve elli yıl boyunca sürekli kar kristali fotoğrafı çekmiştir. Elde ettiği 6000 resim içinde kristal yapıları birbirinin aynı olan iki kar tanesine rastlayamamıştır. Daha sonraları diğer bilim adamlarının sürdürdüğü çalışmalar neticesinde şimdiye kadar kar tanecikleri arasında aynı büyüklükte, aynı şekilde ve aynı sayıda su molekülü ihtiva eden iki kristal bile bulunamamıştır.


    Çapları 2-4 mm, ağırlıkları ise yaklaşık 0,005 gram olan kar tanecikleri havanın gösterdiği direnç sebebiyle süzülerek (limit hızla) yere inerler. Bu inme sırasında tanecikler birbirlerini ittiklerinden yapışmazlar. Özelliklerini koruyarak yere inerler. Bunlar güneş ışığını tamamen yansıttıkları için beyaz olarak görülürler. Kar yağışı genellikle hava sıcaklığı -4 °C ilâ -20 °C arasındayken olur. Bu yağış, sıcaklık sıfırın altında birkaç derece olduğunda ağır, nemli, ebatları bir santimetreye ulaşan parçalar halinde gerçekleşir. “Lapa lapa kar yağması” tabiri bu durum için kullanılır. Atmosfer ile toprağın sıcaklıkları eşit olursa yüzeye ulaşan kar hemen erimez. Toprak sıcaklığı atmosfer sıcaklığının üzerinde ise, yere düşen kar kısa sürede erir.


    Dünya üzerinde bir bölgede, kar yağışı olma ihtimali, o bölgenin ekvatordan uzaklık ve deniz seviyesinden yüksekliği ile doğru orantılıdır. Buna rağmen ılıman bölgelerin kara iklimi görülen kısımlarında, ekvatordan uzaklık ve denizden yükseklik şartları yeterli durumda olmasa bile, kar yağışı görülür. Yapılan araştırmalarda bütün yağışların altı veya sekizde birinin kar olarak gerçekleştiği anlaşılmıştır. Karın, tarım toprağını koruması ve nemli tutmasında önemi büyüktür. Kar, yeryüzü ve yeraltı su rezervlerinin ana kaynağıdır.


    Kar, -8 °C’de, bitkilerin üzerinde ince bir hava tabakası bırakarak, bu bölgeyi 0 °C olacak şekilde örter. Kış boyunca toprak ve bitkileri donmaktan koruyan kar, ilkbaharda sıcaklığın artmasıyla eriyerek nehirlere ulaşır. Ayrıca kışın yağan ve dörtte üçü üst kısımlarda kalan kar, yaz kuraklığına karşı da toprağı ve bitkileri korumuş olur. Karda bulunan amonyak, kar erimesiyle birlikte toprakta kalır. Bu amonyak, azot bakterileri tarafından kalsiyum nitrat gibi azot tuzlarına çevrilerek bitkilerin azot ihtiyacını karşılar.


    Kar tanelerinin kristalizasyonu


    Genellikle çapları 2-4 mm, ağırlıkları ise yaklaşık 0,005 gram'dır. Kar tanesi, oluşmaya başladığı zamanki sıcaklığa ve neme göre şekil alır. Nadiren yaklaşık -2 ° C derecede kar taneleri simetrik üçgen şeklinde oluşur. Kar tanelerinin çoğu çıplak gözle düzensiz görünür, ama resimlerde şekillerin çekiciliği nedeniyle mükemmele yakın görülebilir. İnce ve düz şekilli kristaller hava 0 ° C ila -3 ° C arasında oluşur. -3 ° C ila -8 ° C arasında kristaller iğne, içi boş sütunlar veya prizmalar (uzun ince kalem şekli) şeklinde oluşur. -8 ° C. ila -22 ° C arasında tabak şekline döner ve bazen dallı ve dendritik özellikler taşır. Sıvı ile buz arasındaki buhar basıncının maksimum farkı yaklaşık -15 ° C derecede görülür ve bu ısıda kristaller sıvı damlacıklarını tüketerek hızla büyürler. -22 ° C derece altında kristaller sütun şekline girer ancak çok daha karmaşık büyüme modellerine de sahiptir. Sütunlar, düzlemler, yan-düzlemler, kurşun-rozetler gibi şekiller oluşur. Eğer bir kristal yaklaşık −5 °C derecede sütun şeklinde bir büyüme eğiliminde ise, bu sütunlar daha sıcak bir havaya rastladığında sütunun sonunda bir tabak-plaka veya dendritik şekiller oluşur, ve bu kristallere "şapkalı sütun" denir


  • Teşekkürler Admin; :) Bilimadamları şu an itibariyle dünyaya düşen trilyon çarpı trilyon,yani sayısız diyebileceğimiz kar tanesinin birbirine benzemediğinden hareketle,dünya kurulalı beri yağan kar tanelerinde birbirine benzemediğini söylüyorlar.müthiş bir şey!!


    İstiklal Şairi Mehmet Akif Ersoyun;


    Bastığın yeri toprak diye geçme,Tanı!!


    Düşün altında binlerce kefensiz yatanı! dediği gibi,Bende diyorum ki;


    Bastığın yeri kar diye geçme,Tanı!!


    Düşün Onu kusursuzca Yaratanı!!!


    Einmal editiert, zuletzt von asfalya. ()

  • Ben hepsini ayni biliyordum :D bilgilendirdigin icin saol cok ilginc bir konu olmus eline saglik

    [size=large]Istanbul için ilk kar tahminim:22 Ocak [/size]

  • Paylaşım için teşekkür ederim.. Gelelim Kar tanesinin altıgen oluşumundaki esasa..
    Temel sebebi Atomunun merkez çevresindeki spektral hareketinin bütün madde üzerine yansımasıdır. Çekirdeğin etrafındaki Elektron yörüngeleri merkezden altıgen oluşturacak biçimde hareket etmektedir. Atom'un yapısal genetiği ise bu şekillenmeyi oluşturmaktadır (Suyun (h2o) donma anının - anlık spektral görüntüsü ile karşılaştırdığınızda ne demek istediğimi daha iyi anlayacaksınız.)


    Açıklama geneli ihtiva eder.. detay ise ancak ATOM'un evrensel gizemi açıklanabilirse yapılabilir.. Nasıl ki bir kainat atomun çekirdeğinden oluştu ise milyarlarca kar tanesinin birbirine benzememesi aynı temele dayandırılabilir.



    Kar demişken bazı görüntüleri de ekleyeyim müsadenizle...



    Açıklayıcı olabildiysem ne mutlu... Saygılar...