Rasûlullah ﷺ şöyle buyurdu:
"Kıyamet gününde mü’min kulun terazisinde güzel ahlâktan daha ağır bir şey bulunmaz." (Tirmizî, Birr 61)
Rasûlullah ﷺ şöyle buyurdu:
"Kıyamet gününde mü’min kulun terazisinde güzel ahlâktan daha ağır bir şey bulunmaz." (Tirmizî, Birr 61)
“İlim en şerefli hayattır. Cehalet ise en büyük ölümdür!”
(İmam Gazzâlî)
Önce ilim sonra bilim….
“Şüphesiz Allah, kendisine karşı gelmekten sakınanlar ve iyilik yapanlarla beraberdir.” 🌹
(Nahl Sûresi, 128)
Sevmeyene karınca yük, sevene filler karınca; dağı bile taşır insan aşık olup, inanınca.
😍❤️
Şems-i Tebrizi
İnsanın tüm varlığıyla özgür olmadığı bir toplum kaybetmeye mahkumdur.
“Biz bir şeyin olmasını istediğimiz zaman sözümüz sadece, ona, "ol" dememizdir. O da hemen oluverir.”
(Nahl Sûresi, 40)
“Zerre kadar hayır işleyen, onun karşılığını görür.”
(Zelzele sûresi, 7)
Mutluluk yaşadığın hayat tarzında değil, hayata bakış tarzındadır.
- L. N. Tolstoy
Dinimizde, günahtan kaçınmak, sevap kazanmaktan önce gelir. Hadis-i şerifte buyuruluyor ki:
(Az bir haramdan kaçmak, 80 bin nafile hac sevabından efdaldir.) [Deylemi]
Bir hadis-i şerifte, (Çok az bir günahtan kaçınmak, bütün cin ve insanların [nâfile] ibadetleri toplamından daha iyidir) buyuruluyor. Her günah, Allahü teâlâya isyan olduğundan, büyüktür; fakat bazısı, bazısına göre küçük görünür. Bir küçük günahı yapmamak bütün cihanın nafile ibadetlerinden daha sevabdır, çünkü nafile ibadet yapmak farz değildir. Günahlardan kaçınmaksa farzdır. (Rıyad-un-nasıhin)
Yine önemli bir kaide de şudur:
(Haramdan kaçmanın sevabı, farzları yapmanın sevabından daha fazladır. Farzları yapmamanın günahı, haram işlemek günahından daha çoktur.)
(İlimde cimri olmayın, ilmi öğretmekten geri kalmayın. İlmi gizlemeyin. Çünkü ilmi gizlemekle yapılan hıyanet, malda yapılan hıyanetten daha büyük günahtır.) [Ebu Nuaym]
BENİM KALBİM TEMİZ”, “Sen benim kalbime bak”, “İçin temiz olsun yeter” gibi sözlere sığınan bazı insanlar, ibadeti, namazı, tesbihi, zikri pek önemsemez, “olmasa da olur” gibi bir yaklaşım sergilerler.
Oysa kalbin sahibi Allah’tır.
Kalbi kim yaratmışsa, onun temizlik hükmünü de ancak O verir. Bunun için bir insanın kendini “temize çıkarması” yetmez. Üstelik temize çıkarmakla da temize çıkmış olmaz; gerçekte temiz olmalı.
Bu düşünceye sahip olan kişileri Kur’an anlatırken der ki:
Görmüyor musun, kendisini temize çıkaranları? Oysa Allah dilediğini temize çıkarır, hiç kimse de kıl kadar haksızlığa uğramış olmaz.” (Nisa, 4:49)
Mütevazı olan kimse “Ben mütevazı bir kişiyim” diyemez, ihlâslı olan kişi de “Ben ihlâslı bir insanım” diyemeyeceği gibi…
Yine bir kimse, “Ben iyi bir adamım”, “Ben hayırlı bir kimseyim” diyerek kendini öne çıkaramaz, çıkarmaması gerekir.
Bu açıdan “Ben temiz kalpli bir kişiyim, benim kimseye bir kötülüğüm yok” gibi sözlerle bir insan kendini anlatamaz. Çünkü kim bu faziletleri sahiplenerek dile getirirse, o faziletlerden yoksun olduğu ortaya çıkar.
Kur’an’ın ifadesiyle, “Siz kendinizi temize çıkarmayın. Kimin takva sahibi olduğunu en iyi O bilir.” (Necm, 53:32
Âlâ Suresi’nde ise, “Temize çıkan kurtuluşa erdi” âyetinin devamında, “Rabbinin adının anıp namaz kılan” âyeti gelir ki, gerçek anlamda temizliğin iman ve namazdan geçtiği bildirilir.
“Şunu iyi bilin ki gönüller (ancak) Allah’ı anmakla huzura kavuşur.”
(Ra’d Sûresi, 28)