☣ Dünya CO2 (Karbondioksit) Salınımı,Enerji Kullanımı ve Etkileri❗

Meteorolojik Model Güncelleme Saatleri
06:30-08:15 (GFS Sabah)
09:00-10:00 (ECMWF Sabah)
12:30-14:15 (GFS Öğlen)
18:30-20:15 (GFS Akşam)
21:00-22:00 (ECMWF Akşam)
00:30-02:15 (GFS Gece)
  • Veriler güncellendi.


    Bu yılın en düşük ppm değerine geçen ay ve bu ay ulaşmış bulunuyoruz. ppm değeri pik yapıp hızla tekrardan yükselişe geçecek.




  • Gezegendeki canlıların üçte ikisi yok olabilir


    Dünyaca ünlü çevre kuruluşunun 2016 raporu korkunç gerçeği ortaya koydu: "Önlem alınmazsa dört yıl içinde gezegenimizi kıyamet gibi yokoluş bekliyor.

    Dünya Doğayı Koruma Vakfının (WWF) iki yılda bir hazırladığı ‘Yaşayan Gezegen Raporu’, aşırı tüketim, habitat kaybı, kirlilik ve iklim değişimi gibi nedenler yüzünden 2020’ye kadar yeryüzündeki canlı popülasyonlarının üçte ikisinin kaybedilebileceğini ortaya koydu. Bu yok oluşu tetikleyen 5 büyük soruna vurgu yapan rapor, gidişatı tersine çevirecek 5 çözüm önerisi de sunuyor.

    1970-2012 ARASINDA YERYÜZÜNDEKİ CANLI TÜRLERİ YÜZDE 58 AZALDI
    WWF tarafından iki yılda bir hazırlanan ve dünyanın mevcut durumunu özetleyen ‘Yaşayan Gezegen Raporu’ yayımlandı. Rapor, 1970-2012 yılları arasında memeliler, balıklar, kuşlar, iki yaşamlılar ve sürüngenler gibi omurgalı canlı popülasyonlarında ortalama yüzde 58’lik genel bir düşüş olduğunu ortaya koyuyor.


    BU GİDİŞAT SÜRERSE 2020’DE CANLILARIN 3’TE 2’SİNİ KAYBEDECEĞİZ
    Bu çarpıcı azalma, karasal türlerin popülasyonlarında yüzde 38’lik, denizde yaşayan popülasyonlarda yüzde 36’lık, tatlı su popülasyonlarında ise yüzde 81’lik bir düşüş anlamına geliyor. Rapora göre hiçbir önlem alınmaz ve bu gidişat devam ederse, 2020'ye kadar dünyadaki canlı popülasyonlarının yüzde 67’si tamamen yok olabilir.


    YENİ BİR JEOLOJİK ÇAĞA GİRDİK: İNSAN ELİYLE YOKOLUŞ HIZLANIYOR
    İnsan faaliyetleri nedeniyle eşi benzeri olmayan bir yıkım yaşandığını gözler önüne seren rapor, doğa ve doğanın insanlığa sunduğu hizmetlerin de artan risklerle karşı karşıya kaldığını ortaya koyuyor. Bilim insanları, ‘Antroposen’ adı verilen yeni bir jeolojik çağa girdiğimizi söylüyor. Bu çağda insan etkisiyle iklim hızla değişiyor, okyanuslar asitleniyor, canlı toplulukları yok oluyor ve bütün bu değişimler bir insanın yaşam süresi içerisinde ölçülebilecek bir hızla gerçekleşiyor.

    CANLI YAŞAMINI TEHDİT EDEN 5 BÜYÜK SORUN
    Yaşayan Gezegen Raporu 2016, canlı yaşamını tehdit eden beş büyük soruna da dikkat çekiyor. Habitat kaybı ve bozulması, yem ve bitki olarak türlerin aşırı tüketimi, kirlilik, istilacı türler ve hastalıklar ile iklim değişikliği gibi başlıklardan oluşan beş büyük soruna dikkat çeken raporda, izlenen türlerin üçte birine ait tehdit verileri de yer alıyor. Bu verilere göre azalan popülasyonların karşı karşıya olduğu en yaygın tehdit, habitat kaybı ve bozulması. Habitat kaybının önde gelen nedenleri ise sürdürülebilir olmayan tarım uygulamaları, ormansızlaşma ve tatlı su sistemlerindeki değişiklikler. Ancak tehditler çoğunlukla birbirini etkiliyor; örneğin habitat bozulması ve türlerin aşırı tüketilmesi, bir türün iklim değişikliğine uyum sağlama yeteneğini riske atabiliyor.

    =======================================================================================================

    HIZLI YOKOLUŞU TERSİNE ÇEVİREBİLECEK ÖNERİLER
    Yapılan son çalışmalar, insan faaliyetlerinin dünya üzerindeki yaşamı altıncı kez kitlesel bir yok oluşa sürüklediğini gösteriyor. Geçmişte milyon yılda gerçekleşen çevresel sistemdeki değişikliklere bağlı yok oluşlar, bugün bir insan ömrüne sığabilecek hızla gerçekleşiyor. WWF Yaşayan Gezegen Raporu’yla, bu gidişatı tersine çevirmenin daha doğru tercihler yaparak mümkün olduğunu vurguluyor ve beş çözüm önerisi de sunuyor.


    DOĞAL SERMAYE KORUNMALI, GIDA SİSTEMİ DÖNÜŞTÜRÜLMELİ
    Buna göre doğal sermayenin korunması, adil kaynak yönetimi, mali akışların yeniden yönlendirilmesi, üretim ve tüketim için dirençli piyasalar yaratmak ve gıda sistemlerinin dönüştürülmesi gibi önlemler gezegenin geleceği için yaşamsal önem taşıyor.


  • Kayıtlara Geçen Gelmiş Geçmiş En Büyük Buzul Kırılması
    Bu güne kadar kaydedilmiş en büyük buzul kırılması olduğu bilinen buzul parçasının büyüklüğü yaklaşık olarak Manhattan kadar olduğu söyleniyor.

  • VERİLER GÜNCELLENDİ



    BMW i3, ‘Altın Direksiyon’ ödülünü kaptı!



    Tümüyle elektrikli mobilite için tasarlanmış dünyanın ilk premium otomobili BMW i3 ilk olarak 2013 yılında, piyasa lansmanından bile önce “en iyi çevre dostu otomobil” olduğu için “Yeşil Direksiyon Simidi” ödülünü almıştı. Bu sırada BMW i3 (karma yakıt tüketimi: 0.0 l/100 km, karma CO2 emisyonu: 0 g/km) niteliklerini göstermek için yola çıkmıştı. Yerel olarak emisyonsuz sürüş keyfi ve güç tüketimi, öncü tasarımı ve akıllı bağlantı özellikleriyle uzmanlardan oluşan jüriyi bir dizi yoğun pratik test içinde etkiledi.

    ====================================================================
    En Popüler Elektrikli Otomobil!


    Kaynak dostu materyaller ve üretim tekniklerinin otomobilin modele özgü özellikleriyle birleşmesi sonucunda ortaya, çok sayıda başka ödülün yanı sıra baştan “Yeşil Direksiyon Simidi” ödülünü de kazanan bütünsel bir sürdürülebilirlik konsepti çıktı. BMW i3 piyasa lansmanında, geleneksel yöntemle üretilen ve gücünü geleneksel yöntemlerden alan otomobillerden en az üçte bir oranında daha iyi olan TÜV onaylı bir kullanım ömrü değerlendirmesine sahip ilk araç unvanını kazandı.



    BMW i otomobillerinin geliştirilmesi boyunca kazanılan uzmanlık şimdi temel BMW Group markalarına teknoloji aktarımı için kullanılıyor. Bu özellikle, yeni BMW 7 Serisi gövde yapısında CFRP kullanımının yanı sıra, plug-in hibrid tahrikli BMW iPerformance modellerine eDrive teknolojisinin entegre edilmesinde kendini gösteriyor. BMW 2 Serisi Active Tourer’ın BMW iPerformance modelleri, BMW 3 Serisi Sedan, BMW X5, BMW 7 Serisi ve özel olarak Çin otomotiv pazarı için geliştirilen BMW X1 xDrive25Le iPerformance’tan sonra, 2017 ilkbaharında plug-in hibrid tahrikli yeni BMW 5 Serisi Sedan’ın da lansmanı yapılacak. MINI markasının ilk plug-in hibrid modelinin 2017’de onu takip etmesi planlanıyor.
    =============================================================================================================


    [size=10][color=#FFFFFF]eDrive teknolojisi alanında gösterilen tutarlı ilerleme, BMW i3’ün popülerliğini artırabilir. 12.6 kWh/100 km; karma CO2 emisyonu: 0 g/km) günlük koşullarda 200 kilometreye varan bir mesafeyi ve standart çevrim içinde 300 kilometreye varan bir mesafeyi kat ediyor. Bu, hala mevcut olan BMW i3’ü (60 Ah) yüzde 50’den daha fazla bir oranda aşıyor.


  • Şehirler nefes alamıyor, önlemler yetersiz


    Dünya şehirleri nefes alamaz haldeyken, Berlin, temiz havası ile örnek oluşturuyor. Alınan önlemler sonucu şehrin havasında bulunan tehlikeli partiküllerin oranı üç sene içinde yüzde 70 azalma gösterdi.




    Dünya genelinde şehirler nefes alamayacak durumda. Bir kaç istisna dışında. Şehirlerin hava kirliliğine karşı aldıkları önlemlerde de ciddi farklılıklar ortaya çıkıyor. Örneğin sisli günlerde, Londralılara "spor yapmayın" ve hatta "daha az nefes alın" önerisi yapılırken; Parislilere toplu ulaşım araçlarını kullanmaları tavsiye ediliyor ve trafiğe çıkacak araç sayısı sınırlandırılıyor. Paris Belediye Başkanı Anne Hidalgo, 2025 yılına kadar tüm dizel araçların trafikten men edilmesi planları yapıyor. Madrid, Atina ve Mexico City belediyeleri de Paris belediyesi ile aynı bakış açısına sahip.

    Yapılan araştırmalar dizel yakıtın havayı ciddi ölçüde kirlettiğini ortaya koyuyor. Dizelin yol açtığı nitrojen dioksit petrolden daha zararlı ve kanserden kalp krizine kadar farklı sağlık sorunlarına yol açabiliyor. Yol açtığı sağlık sorunlarına rağmen, Avrupa genelinde bir çok hükümet, petrole oranla daha az CO2 emisyonuna yol açtığı için bugüne kadar dizel kullanımını destekledi; fakat bu yakıt türünün kullanımı şu sıralar ciddi şekilde sorgulanıyor.


    Geçtiğimiz günlerde oluşturulan "Dizel Karşıtı Doktorlar" grubu, hükümetlere çağrıda bulunarak dizel kullanımının sonlandırılmasını istedi. Dizel yakıt kullanımı Londra ve Paris kadar dünyanın diğer ülkelerini de benzer şekilde etkiliyor.


    Berlin’in havası temizlendi

    Durumdan etkilenmeyen sayılı şehirlerden biri Berlin. Şehir; otobüslere, çöp arabalarına taktırılan filtreler ve ağır araçlara getirilen sıkı düzenlemeler sayesinde, havasını korumayı başardı. Bir diğer önemli unsur da toplu taşımanın etkin ve ucuz olması. Bu önlemlerin sonucunda Berlin'de, havada bulunan tehlikeli partiküllerin oranı üç sene içinde yüzde 70 azalma gösterdi. Çevreciler şu sıralar yeni bir plan üzerinde çalışıyorlar: Hedefleri Berlin'e ya da diğer Alman şehirlerine girecek dizel otomobillere yönelik çok daha sıkı önlemler getirmek.



    Polonya Avrupa'nın en kirli ülkesinden biri

    Almanya havasını büyük ölçüde temizlerken, Polonya Avrupa'nın en kirli ülkelerinden biri olarak ön plana çıkıyor. Krakow ise, Polonya'nın havası en kirli olan şehri konumunda. Uzun süren yasal tartışmalar sonunda, Eylül 2019'dan itibaren Krakow genelindeki konutlarda kömür kullanımı yasaklanacak.
    Isınma sistemlerine yönelik benzer bir uygulama da New York'ta gündemde. Yapılan analizlere göre, en kirli yakıtla ısınma sağlayan konutların yol açtığı hava kirliliği, şehir trafiğinin neden olduğu kirlilikten fazla. New York'ta hedef, 2050 yılında CO2 emisyonlarının 2005 seviyesinin yüzde 80 altına çekilmesi.



    Çin önemli adımlar atıyor


    Hava kirliliği ile en fazla gündeme gelen Çin de, bu konuda önemli adımlar atıyor. Dünya Sağlık Organizasyonu'na göre, 2012 yılında hava kirliliğinden hayatını kaybeden Çinlilerin sayısı bir milyondan fazla oldu. Pekin, bir yandan trafiğe çıkan otomobil sayısını sınırlarken, diğer yandan eski ve havayı kirleten otomobilleri trafikten men etmeye başladı. Hepsinden daha önemlisi, Çin hükümeti rüzgar ve güneş enerjisine milyarlarca dolar yatırım yaptı. Ülkede inşatı planlanan yeni kömür santralleri iptal edildi. Hava kirliliği konusunda Çin'den daha da kötü bir durumda olan Hindistan ise, önlem alma konusunda yeterince kararlı bir tavır sergilemiyor.

    Delhi’de yaşayan 20 milyon kişi geçtiğimiz ay son 17 yılın en kötü sisini yaşadı. Yetkililer, kömür santralini kısa süreliğine kapattı; tüm inşaatları ve yıkımları da durdurdu. Hava kirliliği nedeniyle bin 800 okul üç günlüğüne tatil edildi. Delhi’de olduğu gibi, Tahran’da ağır sis perdesi nedeniyle 23 gün içinde 412 kişi hayatını kaybetti. Nitekim Dünya Sağlık Örgütü verilerine göre İran dünyanın en kirli havasına sahip olan ülke konumunda. Genel olarak dünya şehirlerinde hava kirliliği önemli bir risk olarak yükselmeye devam ediyor. Şehir havasının köy havası gibi olacağı günlere….

    Didem ERYAR ÜNLÜ



  • Videodan ne kadar kuvvetli bir patlama olduğu anlaşılıyor. Buda BBC Haberi




    Fransa'da nükleer santralde patlama






    Fransa'nın kuzeyinde Flamanville Nükleer Santrali'nde patlama meydana geldi. Yerel medya, 5 kişinin hafif yaralandığını bildirdi.
    Fransız yetkililer patlamanın nükleer alan dışında gerçekleştiğini ve herhangi bir sızıntı olmadığını açıkladı.
    Yerel yetkili Olivier Marmion Fransız haber ajansı AFP'ye yaptığı açıklamada "Önemli teknik bir olay ancak nükleer bir kaza değil" dedi.
    Nükleer santral, Manş Denizi kıyısında Cherbourg kentine 25 kilometre mesafede bulunuyor.
    Flamanville Nükleer Santrali'ndeki iki reaktörün her biri 1300 MW kapasitesinde.
    1980'li yıllarda inşa edilen nükleer santralin yerleşkesinde yeni bir rektörün inşa edildiği ancak patlamanın bu alanda gerçekleşmediği de bildirildi.

  • Büyük devletler küçük devletleri korkutmak için böyle sahte patlamalar her zaman yapar.
    İnşallah Reis Cumhurbaşkanımızın yaptıracağı Nükleer santral ülkemizi kalkındıracak büyük ülke haline getirecektir.
    Bu dış mihrak oyunlarına inanmayın, büyümemizi istemeyen Dış mihraklar bu tür provokasyonlarla ülkede korku yapmaya çalışıyorlşar.

  • @elifdursundur sen zaten baştan kaybetmişsin Türkiye'yi küçük devlet yerine koyarak.
    Ve şunu bilmeni isterim Sinop ve Akkuyu'ya kurulacak olan santral Ruslar'ın çok eski kullandıkları reaktörlerden esinlenerek yapılacak.

  • o ne biçim patlamadır video da ben ürktüm ta burdan umarım yaptıkları santraller dünyanın iklim degişikligine kadar zarar veren her türlü pislik dünyamızı kirleten her türlü fosil yakıtlar karbonmonoksit vb şeyler bi anca Rabbim tarafında uyarı karşılıgında yok edilir ALLAH büyüktür ALLAH a inancımız tam oldugu sürece bu akıl yosunu insanlar yüzüne iklimlerimiz degişiyor içine ettiniz dünyanın yeter artık artık dünyanın kapasitesi kaldırmıyor bunları Türkiye de de iklim degişikligi baş gösteriyor yetkililere sesleniyoruz Ülkemizde artık bu gibi faaliyetlerini durdurmalarını rica ediyoruz artık İnsanoglu olmadıktan sonra teknolojiyi geliştirsen ne olacak her türlü zarar hem saglıga zarar hemde dünyamıza görmüyormusunuz olanları umarım Tüm dünyada nükleer santraller böle yok edilir Rabbim tarafından bu size ALLAH ın bi uyarısıdır ALLAH ın işine doganın kanununa aykırı işler yapmayın artık...

    Einmal editiert, zuletzt von dikiz ()

  • Büyük devletler küçük devletleri korkutmak için böyle sahte patlamalar her zaman yapar.
    İnşallah Reis Cumhurbaşkanımızın yaptıracağı Nükleer santral ülkemizi kalkındıracak büyük ülke haline getirecektir.
    Bu dış mihrak oyunlarına inanmayın, büyümemizi istemeyen Dış mihraklar bu tür provokasyonlarla ülkede korku yapmaya çalışıyorlşar.

    Arkadaş mizah yapmak istemiş. Anlatmak istedikleri bu değil yani. Yanlışmıyım @elifdursundur

  • arkadaşlar santraller çok kötü bişey hastalıklar bunlar yüzüne çogalıyor Karbonmonoksit fosil yakıtları atmosferi yakıyor artık dogal olarakta atmosfer tepki veriyor yapmayın ben kaldıramıyorum bu yükü diyor Ülkemizde her yapılan santral havamızı dogamızı kirletecek her türlü faaliyetlere karşıyım bunu belirtmek isterim.. haşa ALLAH ın işine karışılmaz Doğanın bi döngüsü vardır o yoldan çıktıktan sonra olacakları şimdiden görmeye başladık kuraklık iklim degişiklikleri baş göstermeye başladı Ülkemizdeki Santrallerin derhal sonlandırılmasını Ülkemizin yeşil alanlarla donatılması taraftarıyım önlem alınmassa ilerde çok geç kalınacak geri dönülemez felaketlere sürüklenecegiz biz şimdiden görebiliyorsak bu degişiklikleri bizden sonraki nesiller kim bilir daha neler görecekler Dünya nın Sonunu insanoglu kendi elleriyle getirmeye kararlı çok üzülüyorum böle durumlara :|

  • Benim görüşüm nükleer santrale gerek olmadığı yönünde.



    Ülke olarak coğrafi konumumuz mükemmel. Rüzgar enerjisini kullanarak. Çok büyük proje ile ülkenin bir kısım elektriği buradan karşılanabilir.



    Dünya üzerinde şuan Çin,Abd,Almanya,İspanya,İtalya,Kanada,Hindistan rüzgar enerjilerine çok büyük yatırım yapıyorlar.
    Dünya üzerindeki elektriğin %4'ü Rüzgar enerjisi ile karşılanıyor. Şu an bu size çok düşük bir rakam gelebilir ama teknolojinin ilerleme hızı gerçekten inanılmaz.
    Bundan bir 10 yıl sonra Türkiye kadar bir alan ile,20 yıl sonra Ege kadar bir alan ile 30 yıl sonra Konya kadar bir alan ile Tüm Dünyanın elektriğini karşılayacak teknoloji olabilir. Bizimde Buna yatırım yapmamız lazım ülke olarak.


    Ama şunu da belirteyim Nükleer Santral, Termik Santralden daha iyidir.
    Ama gerçekten ikisinide ihtiyaç yok Dünyanın sağlığı için :)

  • arkadaşlar santraller çok kötü bişey hastalıklar bunlar yüzüne çogalıyor Karbonmonoksit fosil yakıtları atmosferi yakıyor artık dogal olarakta atmosfer tepki veriyor yapmayın ben kaldıramıyorum bu yükü diyor Ülkemizde her yapılan santral havamızı dogamızı kirletecek her türlü faaliyetlere karşıyım bunu belirtmek isterim.. haşa ALLAH ın işine karışılmaz Doğanın bi döngüsü vardır o yoldan çıktıktan sonra olacakları şimdiden görmeye başladık kuraklık iklim degişiklikleri baş göstermeye başladı Ülkemizdeki Santrallerin derhal sonlandırılmasını Ülkemizin yeşil alanlarla donatılması taraftarıyım önlem alınmassa ilerde çok geç kalınacak geri dönülemez felaketlere sürüklenecegiz biz şimdiden görebiliyorsak bu degişiklikleri bizden sonraki nesiller kim bilir daha neler görecekler Dünya nın Sonunu insanoglu kendi elleriyle getirmeye kararlı çok üzülüyorum böle durumlara :|

    Güzel yazmışsın hocam eline sağlık.


    Bizden sonraki nesiller yeşil alan görebilecekler mi? Acaba :(

  • Benim düşüncem nükleer çok tehlikeli bir enerji olmasına karşın yapmakta mecbur olduğumuzdur.
    Rüzgar ve güneş enerjisi sistemleri üst düzey olana kadar bir ülkenin enerji ihtiyacını karşılayabilecek seviyede değildir en azından Türkiye gibi neredeyse 80milyonluk bir ülke için.
    Enerjide sürekli borçlu durumda olarak ülke gelişimini de olumsuz etkilediğini düşünüyorum.
    Nükleeri sevdiğimden bunları demedim yanlış anlamayın sadece günümüzde güçlü bir alternatifinin olmadığını düşünüyorum

  • Güzel yazmışsın hocam eline sağlık.
    Bizden sonraki nesiller yeşil alan görebilecekler mi? Acaba :(

    Muhtemelen göremeyecekler. Darbe girişiminden sonra bildiğiniz gibi şehir içindeki askeri bölgeler şehir dışına taşındı/taşınıyor, normalde bu bölgeleri Avrupada'ki büyük şehir parkları gibi yaparak değerlendirmek en akıllıca olan yöntem fakat çok büyük ihtimalle imara açılıp bina dikilecek. Bir süre önce milli savunma bakanı paraya ihtiyacımız var o arazileri imara açmamız gerekebilir minvalinde bir şeyler söyledi. Tek söyleyebileceğim yazık oluyor, para uğruna dünyayı mahvediyorlar, öldüklerinde o para mı işlerine yarayacak yoksa içine ettikleri dünyanın vebali mi göreceğiz

  • @Pangea içimdeki nefreti kusuyorum şuan Kardeşim şimdi nereye baksan asfalt heryer betonla yıgınlı her yer bina nefes almakta güçlük çekiyoruz artık daha bizim bölgedeki yeşil alanları yok edemediler oda olur yakında kendi konumum adına şuan iyi yağış aldıgımızı yeşil alanlara borçluyuz yeşil olan yerler sogugu ve yağışı anında çekiyor yeşil alanları az olanlar çok az etkileniyor bu yağışlardan nedeni işte Yıgınlarla kaplı bina ve betonlaşmadan kaynaklanıyor hala daha bina ve Betonlaşmaya devam ediyorlar yeşil alanlarımızı yok ediyorlar birilerinin artık bu duruma bi dur demesi lazım yeşil alanlar yaşamdır insanoglu açısında onlar olmasa insanoglu yok olur benim bile şuan dairemde çevresi yeşillikler donatılmış belediyeye karşı çıkıyorum kestirmiyorum yeşil alanları tepki gösteriyorum herkesin böle olması duyarlı olması lazım demem o ki Dünyamızın gidişatı hiç iyi degil ALLAH sonumuzu hayır etsin..