son yıllarda iyice azıtan hazar-kafkas bölgesinde bulunan ve 2 yıldır ülkemizin kuzeydoğulu sistemlerine set olan yüksek basıncın derinlemesine araştırılması gerektiği kanaatindeyim. yapışkan gibi bir yüksek, orada ki zaafiyetin her geçen yıl daha güçlenmesinin sebebinin mutlaka irdelenmesi gerekiyor.
O yüksek basınç Sibirya yükseğinin ta kendisidir lakin ait olduğu yerde yani normal konumunda bulununca bize bir faydası olamıyor. Zaman zaman Doğu Anadoluda Kars Erzurum dolaylarında ayazlı gecelerde ölçülen çift haneli eksili değerlerin sebebi de odur. Kuzeybatıya doğru gelip güçlenmesi gerekiyor ki işimize yarasın. Azor İzlanda bildiğiniz tüm basınç sistemleri için aynı durum geçerli aslında. Dün de yazmıştım faydamıza veya zararımıza olması biraz da nasip kısmet işi. Hava hareketleri genelde batıdan doğuya doğru olduğu için o yüksek basıncın işimize yarar şekilde hareketi daha az görülüyor. Azorun doğulaması veya İzlanda kökenli sistemlerin bizi etkilemesi bu nedenle Sibiryanın batılamasından çok daha kolay ve sıkça karşılaştığımız bir durum.
Son yıllarda ılık kışlarımızın ve Doğu ABD'nin yaşadığı kutup soğuklarının sayısının artması en çok kutupsal ısınmayla bağlantılı. Deniz buzunun azalması, Ekim ayında Avrasya kar örtüsünün artması, negatif AO ile geçen kışların artması, stratosfer ısınmasına bağlı girdap bölünmelerinin daha sık yaşanması hep bu yüzden. Eskiden normal bir kışta 2-3 tane günlük hayatı etkileyen boyutta kar yağışlı sistemler görürdük. Son yıllarda bu sayı 0-1 olmaya başladı