Meteorolojik Model Güncelleme Saatleri
06:30-08:15 (GFS Sabah)
09:00-10:00 (ECMWF Sabah)
12:30-14:15 (GFS Öğlen)
18:30-20:15 (GFS Akşam)
21:00-22:00 (ECMWF Akşam)
00:30-02:15 (GFS Gece)
  • Suni Yağış


    Yüzyıllar boyunca insanoğlu, su kaynaklarını artırmak, şiddetli hava
    olaylarının etkisini azaltmak için hava ve iklimi değiştirmenin
    yollarını araştırmıştır. Hava modifikasyonuna ilişkin modern teknoloji
    1940'lı yılların sonunda gümüş iyodun, bulut damlacıklarının buz
    kristallerine dönüştürülmesinde kullanılmasıyla ortaya çıkmıştır.


    Günümüzde birtakım ülkeler enerji talebini karşılamak, dünya
    üzerindeki kurak ve yarı kurak bölgelerde azalan su kaynaklarını tekrar
    zenginleştirmek, varolan kaynakların seviyesini artırmak için yüzden
    fazla hava modifikasyon projesi yürütmektedir. Bulut tohumlama yöntemi
    1960’lı yıllardan itibaren ABD'de geliştirilmiş ve günümüze kadar
    uygulanmaya devam edilmiştir.


    Yağmur bombası yöntemi ülkemizde ilk olarak 1990 yılında İstanbul'da
    İSKİ tarafından uygulanmıştır. Farklı zaman dilimlerinde İstanbul Ankara
    ve İzmir'de de kısa süreli olarak aynı yöntemden faydalanılmıştır.


    Dünyada 24 ülke bulut tohumlama yöntemini daha fazla yağış sağlamak için kullanmaktadır.



    Şekil-1 Dünyada uygulanan Hava Modifikasyon Çalışmaları



    Bulut yapısının karmaşıklığı ve değişkenliği yapay olarak
    değiştirilmesi girişimlerinin anlaşılmasını oldukça güçleştirmektedir.
    İstatistik ve bulut fiziği konusundaki bilgiler ile bu bilgilerin hava
    modifikasyonuna uyarlanma konusundaki deneyimler arttıkça, bulut
    tohumlama deneylerinde yeni kriterler ortaya çıkmaktadır. Orta ölçekli
    haberleşme ağı istasyonları, otomatik yağışölçer ağı, rüzgâr profili
    belirleyicisi, mikro dalga radyometreler, uydular, radar, hava hareket
    ölçüm sistemiyle donanmış uçaklar gibi yeni donanımların ortaya çıkması
    ve gelişmesi, bu konuda yeni boyutların da ortaya çıkmasına yardımcı
    olmaktadır. Buna paralel olarak aynı değerde önemli bir konuda
    bilgisayar sistemlerindeki gelişmelerdir. Yeni veri setleri artan
    karmaşıklığa sahip sayısal bulut modelleri ile birlikte kullanılmakta,
    değişik hava modifikasyon deneylerinin test edilmesine yardımcı
    olmaktadır. Kimyasal çalışmalarla beraber yürütülen iz çalışmalarıyla,
    buluta doğru ve buluttan dışarıya olan hava akımlarının yolları
    belirlenmekte ve tohumlamada bu yollar kullanılmaktadır. Bu yeni
    yöntemler yağış ve bulut klimatolojisinin daha iyi anlaşılmasını da
    sağlamaktadır.


    Operasyonel programlarda tam olarak gelişmemiş teknolojilerin
    yaratabileceği risklerde hesaba katılmalıdır. Örneğin; belli koşullarda
    tohumlamanın daha fazla doluya neden olabileceği veya yağışı
    azaltabileceği göz ardı edilmemelidir.


    Bulut Tohumlama İşleminin Tarihi Gelişimi


    Bulut tohumlanmasındaki ilk uygulamalarda, Vincent Schaefer ve Irving
    Langmuir (1940'lı yılların sonuna kadar) bulutları tohumlamak için
    uçaktan, ezilmiş kuru buz (katı CO2) parçacıkları attılar. Bulutun içine
    atılan küçük parçacıklar, havayı yeni sıvı damlacıkların oluşabileceği
    sıcaklığa kadar soğutur ve damlacıklar -40°C sıcaklığın altında donar.
    Sonra yeni oluşan bu buz kristalleri birikme ile yağış olarak düşecek
    kadar büyür (Rogers, 1979).


    1947'de Bernard Vonnegut, gümüş iyodürü bulut tohumlama işleminde
    kullandı. Gümüş iyodür, buz kristaline benzer bir kristal yapısına
    sahip olduğu için -4°C ve daha düşük sıcaklıklarda etkili bir buz
    çekirdeği olarak hizmet eder (Mason, 1971; Rogers, 1979) Gümüş iyodürü
    kullanmak, kuru buzdan daha kolaydır . Çünkü bir uçağın kanadından çıkan
    veya yer yüzeyindeki kaynaklardan çıkan yanıcı maddelerden buluta
    taşınabilir. Diğer maddeler örneğin kurşun iyodür ve bakır sülfür de
    etkili buz çekirdeği olmasına rağmen, gümüş iyodür bulut tohumlama
    işlemlerinde en yaygın olarak kullanılmaktadır.



    Yağış Oluşumu ve Bulut Tohumlama



    Bulutta yağmur damlalarının oluşması Bergeron— Findeisen teorisi
    denilen bir teori ile de açıklanmaktadır. Bu teoriye göre, buz
    kristalleri olmadan yağış olmaz. Ancak daha sonra yapılan araştırmalar
    bazı bulutlarda buz kristalleri olmadan da yağış meydana geldiğini
    ortaya koymuştur. Bu tip yağışlar daha çok okyanus üzerinde oluşan
    kümülüs tipi bulutlarda meydana gelmektedir. Bergeron ve Findesien buz
    kristallerinin yağışın oluşmasına nasıl tesir ettiklerini şöyle
    açıklamaktadırlar; İçinde buz bulunan, bir de su bulunan ayrı iki ortam
    düşünelim. Her iki ortamda da sıcaklık aynı olsun. Buzun buhar basıncı,
    suyun buhar basıncından daha azdır. Aynı ortamda su ve buz bulunması
    durumunda buza göre havanın nemi %100 doymuş halde iken, suya göre
    doymamıştır. Bunun bir neticesi olarak su için yoğunlaşma henüz
    başlamamasına rağmen buz kristalleri üzerinde yoğunlaşma devam eder. Buz
    kristalleri büyümeye devam ettikçe bulut damlacıkları da buharlaşmaya
    başlar. Böylece büyüyen kristaller aşağıya düşmeye başlar. Düşerken
    diğerleriyle birleşerek daha iri bir hal alırlar. Eğer düşme esnasında
    bulutun altındaki hava bu buzu eritecek kadar ılıksa, onlar yere yağmur
    olarak, eğer o kadar ılık değilse dolu veya kar olarak düşer.


    Bulut tohumlama düşüncesi yukarıdaki teoriye dayanmakta olup esası
    şudur; Eğer küçük katı bir partikül süper soğuk bir sıvı içine
    sokulursa, soğukluk yeterli olmak şartıyla, sıvının tamamı katı duruma
    geçer. Buna göre, buluttaki su molekülleri buz kristali formunda bir
    çekirdek üzerinde hızla birleşirler. Zaten buz kristalinden ayrı,
    atmosferdeki tozların da yoğunlaşma çekirdeği olarak vazife yaptığı
    bilinmektedir. Suni tohumlamada gümüş iyodür amonyum nitrat, kadmiyum
    iyodür, diğer higroskopik materyaller çekirdek vazifesi görmek üzere
    yağmur bulutuna püskürtülmektedir. Bu maddelerin aynı şartlar altında
    oluşturacağı kristal sayısı birbirinden farklıdır. En tesirli olanı ise
    gümüş iyodürdür. Ancak bu maddelerin tesir derecesi sıcaklıkla değişir.
    Örneğin, bir gram gümüş iyodürün oluşturduğu kristal sayısı -6 °C de 10
    iken 14 °C de bu sayı 1010 ise çıkar. Netice olarak suni tohumlama
    olabilmesi için öncelikle nem oranı yüksek bir bulutun mevcut olması ve
    bulut üstü sıcaklığın belli bir değere düşmesi gerekir. Aslında yağış
    mekanizması çok komplike olduğundan tohumlama konusunda belirsizlikler
    vardır. Tohumlama zamanlaması rüzgâr profili, havanın yukarı yükselme
    hızı ve diğer hava şartları, süper soğumuş su damlacıkları, çekirdek
    konsantrasyonu, damlacıkların birleşip büyüme durumu ve yönü gibi pek
    çok faktöre bağlıdır. Genel olarak yağış tahmini yapılır ve diğer
    şartlar da uygunsa tohumlama yapılır. Tohumlamadan 15 dakika veya birkaç
    saat sonra yağış olabilir. Orta şiddetle sağanak üreten yaz kümülüs
    bulutları ve alçak kış bulutları uygun tohumlama imkânı sunar.



    Bulutlarda Yağış Zenginleştirme


    Yağmur yağdırmak için yapılan herhangi bir bulut tohumlama işleminde
    birinci problem tohumlamaya uygun bulutun bulunmasıdır (tohumlama
    bulutları oluşturmaz). Bulut tohumlama işlemindeki ikinci problem ise,
    yoğunlaşma çekirdeği olarak hizmet edecek olan higroskopik maddelerin,
    bulut içindeki en uygun yere zamanında ve doğru miktarda
    ulaştırılmasıdır. Ayrıca, iyi bir sonuç almak için bulut soğuk
    olmalıdır. Bulut tohumlamasında bulut partiküllerinin büyümesine neden
    olan buz kristali yöntemi kullanıldığı için, en azından bulutun bir
    parçası süper soğumuş olmalıdır (Pruppacher ve Klett, 1979).


    Bir bulut sistemindeki yağış tahmin edilebiliyorsa, o bulut sistemine
    yapılacak suni bulut tohumlamasının etkilerini kestirmek oldukça kolay
    olmaktadır. Suni yağış oluşturabilmek için genelde aşağıda belirtilen
    bulut sistemlerinde, bulut tohumlama işlemi yapılmaktadır.



    Orografik bulut sistemleri


    Bir dağı tırmanmaya çalışan havanın yükselmesi ve soğumasıyla yağış
    oluşması model olarak alınırsa, bu model bulut tohumlama işlemi için en
    ekonomik yollardan birisidir. Hava modifikasyonunda bu tür bulutlar
    fazlaca dikkat çeken bulutlardır. Elde olan tekniklerle aşırı soğumuş
    orografik bulutlardan belli koşullarda daha fazla yağış elde etmek
    mümkündür. Bu tekniklerin uygulandığı yerlerde, yerde yapılan yağış
    ölçümünün istatistiksel değerlendirmeleri uzun dönemde mevsimsel olarak
    yağışın arttığını doğrulamaktadır.



    Fotoğraf-1 Uzungöl, Trabzon, Numan Çam, http://www.dmi.gov.tr


    Gözlemler ve kullanılan sayısal modellerle desteklenen fiziksel
    çalışmalarda, eldeki tekniklerin kullanılmasıyla içerisinde aşırı
    soğumuş su damlacıkları bulunan bulutlardan, daha fazla yağış elde etmek
    olasıdır. Tohumlama deneylerinde de tohumlama sırasında yağış
    miktarının arttığı doğrudan gözlenebilmektedir. Bu gözlemlerde
    istatistiksel analiz sonuçlarını desteklemektedir.



    Stratiform Bulutlar


    Soğuk stratiform bulutların tohumlanması olayı hava modifikasyon
    sürecinin modern dönemine rastlar. Sığ stratiform bulutlar belli
    koşullar altında yağışa neden olabilir ve tohumlamayla yağış sonrasında
    kaybolur ve yerini açık havaya bırakırlar. Siklon ve cephelerle beraber
    gelişen ve görülen derin stratiform bulut sistemleri belli miktar yağış
    yapar. Bir dizi alan deneyleri sayısal uyarlamalar bu bulutların belli
    yerlerinde aşırı soğumuş suyun bulunduğunu ve yağış miktarının
    artırılabileceğini göstermiştir.



    Fotoğraf-2 Yarlı Köyü, Hayrat, Trabzon, Serap Başkan, http://www.dmi.gov.tr



    Kümülüform Bulutlar


    Dünyanın birçok bölgesinde, kümülüform bulutlar temel yağış
    kaynağıdır. Bu bulutlar kuvvetli dikey yükselme ve yüksek yoğunlaşma
    oranlarıyla karakterize edilir. Bu bulutlar en yüksek yoğunlaşma
    kapasitesine sahip su kütlesi ve en yüksek yağış miktarı ihtiva ederler.
    Günümüzde devam eden tohumlama deneyleri tek hücreli ve çok hücreli
    konvektif bulutlarda değişik sonuçlar vermektedir. Bu değişik sonuçlar
    tam olarak anlaşılabilmiş değildir.



    Fotoğraf-3 Gürpınar, Şabanözü, Çankırı, Aziz Deniz, http://www.dmi.gov.tr
    Buzla tohumlama tekniklerinde yağışı zenginleştirmede kullanılan
    tohumlar, buz oluşumu sürecini hızlandırarak yağışa dönüşmesini sağlar.
    Uygulanan tekniğin sonunda ne kadar başarılı olup olmadığı, yerde
    yapılan doğrudan yağış miktarı ölçümleri ile radarlarla yapılan yağış
    tahminleriyle belirlenir. Her iki yöntemin de kendine göre avantaj ve
    dezavantajları vardır.
    Bulut taban sıcaklığı 10°C ve daha sıcak olan konvektif bulutlarda
    yapılan buzla tohumlama deneyleri karmaşık sonuçlar vermektedir. Bu tür
    bulutlarda amaç gizil ısıyı artırarak, dikey yukarı faaliyetleri
    hızlandırmak ve yere düşecek yağış miktarında artış sağlamaktır.
    Deneyler tek hücreli konvektif bulutlarda olumlu sonuçlara ulaşıldığını
    fakat sonuçların çok hücreli konvektif bulutlarda da başarılı olacağını
    göstermektedir.


    Geçmiş yıllarda, yağış miktarını artırmak amacıyla soğuk ve sıcak
    konvektif bulutların kimyasallarla tohumlanması işlemi günümüzde hem
    deneylerde hem de alan çalışmalarında yeniden yapılmaya başlanmıştır.
    Sıcak yağmur sürecinin zenginleştirilmesinin iki yöntemi belirlenmiştir:
    Birincisi; bulut tabanında bulunan damlacıkların yoğunlaşmasına ivme
    kazandırmak ve yağışı çabuklaştırmak için tohumlamada çapları 0.5 ile
    1.0 mikrometre arasında değişen yapay küçük parçacıkların kullanılması,
    ikincisi; damlacıkların birleşmesi ve yağışın gelişimini hızlandırmak
    için tohumlamada çapları 30 mikrometreyi bulan daha büyük higroskopik
    parçacıkların kullanılması. Yapılan istatistiksel değerlendirmeler ve
    radar bilgilerine göre ikinci teknikte yağış belirgin olarak
    artmaktadır. Bilinen fakat nedeni açıklanamayan olgulardan biriside
    yağış artışının tohumlamadan hemen sonra değil de bir ile dört saat
    sonrasında gerçekleşmesidir.


    Son zamanlarda yapılan tohumlama deneyleri, karasal konvektif
    bulutların dikey yukarı hareketli kesimlerinde yapılan tohumlama
    olaylarında radar tahminli yağış miktarlarında artış olduğunu
    göstermiştir. Deneyler dünyanın farklı bölgelerinde gerçekleştirilmiş,
    farklı coğrafi özelliklere rağmen istatistiksel sonuçların birbirinin
    aynı olduğu gözlenmiştir. Buna ek olarak; fiziksel ölçümlere göre,
    bulutun yaşam evresinin ilk başlarında bulut tabanında yapılan
    tohumlamayla daha büyük yağmur damlaları elde etmek ve yağışı
    zenginleştirmek mümkündür.



    Uçakla Bulut Tohumlama İşlemi


    Bulut tohumlama işlemlerinde en zor iş, çekirdek olarak görev görecek
    küçük parçacıklarla bulutu doğru bir şekilde tohumlamaktır. Günümüzde
    bulut tohumlama ile ilgili çözülmesi gereken birçok teknik problemler
    vardır (Pruppacher ve Klett, 1978; Mason, 1971). Bu problemlerin en
    büyüğü gümüş iyodür (AgI) gibi suni yoğunlaşma çekirdeklerinin, bulut
    içindeki en uygun yere ulaştırılmasıdır.


    Suni yoğunlaşma çekirdekleri bulut içine havadan ve yerden olmak üzere iki farklı yolla ulaştırılır;


    Havadan tohumlamada uçaklar sunu yoğunlaşma çekirdeklerini bulutun


    1-Tepesinden içine


    2- İçine girerek


    3- Tabanından yukarı akımlar ile bulutun içine bırakabilirler.


    Havadan tohumlamada uçaklar ile söz konusu çekirdekler, bulutun
    tepesinden, bulutun içine girilerek veya tabanından bulutun içine
    bırakılabilir. Uçakların yoğun hava trafiği yaşanan havalimanlarında
    kuleden izin alarak zamanında kalkıp uçuşunu gerçekleştirmesi önemli bir
    problemdir. Yerden tohumlamada, Rusların yaygın olarak kullandığı havan
    topları ve roketler ile beraber renkli dumanlar çıkartan ateşe bezer
    bir işlevi olan yer jeneratörleri kullanılır. Bütün bunlardan roketler,
    en pahalı fakat en isabetli olan tohumlama yöntemidir.


    Sıcaklığı -5 °C üzerinde olan sıcak bulutlar ise yağmur üretmek için
    tohumlandığında, küçük su damlaları ve kimyasal tuz parçacıkları bulut
    tabanına enjekte edilir. Bu partiküller düşey hareketle bulut içine
    taşındığında, çarpma ve yapışma işlemi ile de büyüyen büyük bulut
    damlacıkları meydana gelebilir. Fakat bu metodun kullanılmasıyla elde
    edilen sonuçlar güvenilir bulunmamıştır.


    Kanatlara takılı brülörlerin saldığı gümüş iyodür dumanı, yükselen
    havayı, belirli fırtına bulutlarının sıfır derece altındaki iç bölüme
    doğru yöneltir. O yükseklikte gümüş iyodür parçacıkları, bulut suyunun
    etrafında donabileceği birer çekirdek işlevini görür. Yeterli ağırlığa
    ulaşan buz taneleri düşmeye başlar ve iniş sırasında eriyerek yağmura
    dönüşür. Kuramsal olarak bakıldığında, bu strateji sadece yağış
    miktarını artırmakla kalmaz, nemin bulutlar içinde yukarıya sürüklenerek
    dolu haline gelmesini de önler.



    Fotoğraf-4 Yağmur damla çapını ölçen sistem




    Fotoğraf-5 Resimde uçaktan gümüş iyodür dumanı püskürterek gerçekleştirilen bir bulut tohumlama işlemi görülmektedir



    Aşağıdaki resimlerde günümüzde kullanılan gümüş iyodür ve bulut tohumlama cihazlarından bazıları görülmektedir:



    Fotoğraf-6 Uçak kanadına takılmış bulut tohumlama fişekleri





    Fotoğraf-7 50 gr gümüş iyodür içeren bulut tohumlama fişekleri




    Fotoğraf-8 Bir bulut tohumlama cihazının deneme atış



    Yer Yüzeyinden Yapılan Bulut Tohumlama İşlemi


    Tanklarda bulunan gümüş iyodür partikülleri jeneratör yardımıyla
    yerden orografik bulut içerisine enjekte edilir. Yerden bulutun
    tohumlanması işleminde hedef bölgesinin belirlenmesi ve orografik olarak
    yükselen bulut içindeki dikey yukarı aşağı hareketlerden dolayı bulutu
    tohumlamak oldukça zordur.




    Fotoğraf-9 Yer Tohumlama Sistemleri



    Yer roket sistemleri. Bulut içersine gümüş iyodür partikülleri yerden fırlatılan roketler ile enjekte edilir.




    Fotoğraf-10 Yer Gümüş İyodür Roket Sistemleri



    Bulut Tohumlama Yağışı Artırır mı?


    Gümüş iyodür ile suni tohumlama yağış artışında nasıl etkilidir? Bu
    soru, meteorolojistler arasında çok tartışılan bir konudur. Her şeyden
    önce bulut tohumlama işleminin sonuçlarını değerlendirmek zordur. Ne
    zaman tohumlanmış bulut dan yağış görülürse, eğer bulut tohumlanmasaydı,
    ne kadar yağacaktı? Sorusu akıllara gelir.


    Mevcut teknikler yağışın çok düşük olduğu alanlarda ve orta yağışlı
    alanlarda, kurak mevsimde önemli bir tesire sahip değildir. Eğer öyle
    olsaydı Afrika’nın kurak ülkelerindeki açlık meselesi çözülebilirdi. En
    iyi neticeye yağışın çok iyi olduğu yer ve mevsimlerde ulaşabilmektedir.
    Bir yerde suni tohumlama ile yağış arttırılırken diğer bir yerde azalma
    olabilmektedir.
    Bulut tohumlamasını değerlendirirken, bulut tipi, sıcaklığı, nem içeriği
    ve damlacık büyüklüğünün dağılımı gibi diğer faktörler de
    düşünülmelidir. Bazı deneyler bulut tohumlamasının yağışı artırmadığını
    göstermesine rağmen, diğerleri doğru şartlar altında tohumlama işlemi
    yağışı %5-20 arasında artıracağı görülmüştür.


    Hava Modifikasyonunun Çevresel, Sosyal Ve Ekonomik Yönleri


    Hava modifikasyonu bazı ülkeler tarafından ekonomik bir aktivite
    olarak algılanmaktadır. Bulut tohumlama işleminde ekonomi, ekoloji,
    sosyal ve yasal yönlerde hesaba katılmalıdır.
    Hava modifikasyonunun bitişik ülke sınırlarına yakın yerlerde yapılması
    durumunda, en fazla dikkat edilmesi gereken hususlardan biriside yasal
    düzenlemelerdir. Günümüzde yasal düzenlemeler ve bilimsel bilgiler bu
    tür hava modifikasyonu olaylarında daha tam olarak yeterli değildir.


    Uzun dönem veya uzun süreli gerçekleştirilecek hava modifikasyon
    işlemlerinde ekosistemin etkileneceği bilinmelidir. Bu çalışmalar
    sonucunda ekosistemde yaşanabilecek değişimlere karşı önlemler
    alınmalıdır. Özellikle operasyonel süreçte olası olumsuz etkilere
    çözümler üretilmelidir.








    ALINTIDIR //DMİ//

  • Bu İşlemin Bir Ara Kuraklık Nedeniyle İstanbul'da Dahi Yapılabileceği Haberini Duymuştum.

    Bu Arada Bilgilendirmelerin İçin Teşekkürler Carl2.

    Einmal editiert, zuletzt von UmuTCaN ()