Beiträge von Ercan Mert

Meteorolojik Model Güncelleme Saatleri
06:30-08:15 (GFS Sabah)
09:00-10:00 (ECMWF Sabah)
12:30-14:15 (GFS Öğlen)
18:30-20:15 (GFS Akşam)
21:00-22:00 (ECMWF Akşam)
00:30-02:15 (GFS Gece)

    :!: :!: hava-yagmusrs323 hava-yagmusrs323 Bu hafta özellikle bölgenin doğusunda bulunanlar çok dikkatli olmalı. Bütün modellerde Salı-Çarşamba iki gün boyunca Irak kuzeyi, Hakkari, Şırnak başta olmak üzere Siirt, Mardin, Batman, Diyarbakır civarı Anormal derecede yağışlar var. Yıldırım, Fırtına, Aşırı yağış, Süper hücre, Dolu, Hortum gibi extrem düzeyde hava olayları bekleniyor. Şimdiden hazırlıklı olmakta fayda var. Bölge geneline de yayılma ihtimali yüksek. :!: :!: yagmurs-semsiyes23232 yagmurs-semsiyes23232

    Zor günler kötü günler değildir. Sabretmek, ders çıkarmak, gelecek için, tedbir almak için gelir ve gider. Maddi-manevi insanların paylaşmayı, hediyeleşmeyi, yardımlaşmayı güçlendirmesi gerekir. Covid döneminde geçmeyecek dediğimiz günler geçti mesela. Bugünlerde deprem, sel var. İlerde sıkıntılı dönemler illaki olacaktır. Ders çıkarıncaya kadar da bu afetler, krizler gelecektir.

    Arkadaşlar öncelikle bölge olarak hepimize geçmiş olsun. Hem deprem hem sel felaketi gibi maalesef ciddi afetler yaşadık. Dert de Allah'tan derman da Allah'tan. Bu olanlardan 7'den 70'e hepimizin ders çıkarması gerek. Yıllarca üzerinde durduğumuz, konuştuğumuz bu tarz afet meseleleri üzerinden çok konuşuldu. Hepimiz şikayetçiyiz. Ancak sonuç itibariyle sadece acımızla yaşamaya alışıyoruz. Ders çıkarma konusunda tv kanallarında, siyaset meydanlarında söylenenlere değil hakikate, liyakata, bilime, ahlaka, eğitime, adalete, gelişime, uzmanlara, sokaktaki duruma bakıp düşünelim. Şapkayı önümüze koyalım her birimiz.


    Bu sayfada yıllardır yazıyorum. Bu olanlar üzerinden bir eleştiri yapma hakkına sahip olduğumuzu düşünüyorum. Yıllardır inşaat sektöründe mimar olarak çalışıyorum. Çok şey gördüm, çok utanılacak durumlar gördüm maalesef. Hiç bir şey ekranda anlatılanlar gibi değil. İnşaat sektörü maalesef art niyetli insanların elinde. Afetlerin olmasının sebebi bizim elimizde değil ancak sonuçları elimizde. Samimi değiliz, dürüst değiliz. Yalancıyız, kindarız, sorumluluk sahibi değiliz, empatiden yoksunuz. Koskocaman şehirler yok olmuş bir Allah'ın kulu çıkıp da "ben kusurluyum, hatalıyım. Özür dilerim ve istifa ediyorum, vicdanen rahatsızım, istifa edip helalleşmek istiyorum" diyemiyor mu? Bu binaları yapanlar, onay verenler, denetleyenler hiç mi suçlu değil? Elin yabancısında en ufak afet olduğunda sorumlular istifa edip, işi daha iyi yapabilecek olanları davet ediyorken biz niye hep kader anlayışı deyip unutmaya çalışıyoruz. Fikrimce tedbir almamak, unutmaya çalışmak, ders çıkarmamak Allah'ın verdiği canı bilerek ölüme götürmektir. Büyük bir günah, büyük bir şirk ve dalga geçmektir. Kasten ve bilerek öldürmektir. Herkese sağlıklı ve huzurlu günler dilerim.

    Ayrıca şunu da belirtmek isterim. İçinde bulunduğunuz birçok binada bodrum katında sığınak olma zorunluluğu var. Bu sığınaklar herhangi bir geniş çaplı yangın, doğal afet gibi (deprem hariç) sonrası zehirli gaz salınımından apartman sakinlerinin geçici bir şekilde barınmasını sağlayacak wc, mutfak ve duş alanlarının olduğu, duvarlarının dayanıklı olduğu, oksijen desteğinin olduğu alanlardır. Kapıları yüksek güvenlikli, yangına dayanıklı malzemeden yapılır. Ancak bu sığınakları göremezsiniz. Çünkü bodrum katlarını atölye olarak kullanırlar. Sığınak için çok masraf yapmazlar. Şimdi sormak istiyorum. Şayet bir gün bir şehrimizde sanayi bölgesinde şiddetli bir patlama olsa, zehirli gazlar havaya karışırsa insanlarımız korunmasız biçimde kitlesel biçimde zehirlenip ölürsek buna da ASRIN FELAKETİ diyecek miyiz? KADER diyecek miyiz?

    Güneydoğuda mimar olarak birçok binanın şantiye kontrollerinde bulunurken şunu farkettim: Projeler mühendisler mimarlar tarafından usulüne göre yapılıyor. Belediye kontrolünden de onaylanıp geçiliyor. Ancak asıl mesele inşaata başlarken oluyor. Binanın projelere bağlı, sağlam yapılıp yapılmadığı Yapı Denetim firmaları tarafından yapılıyor. Bu Yapı Denetimler özel sektör. Yani birer TİCARİ İŞLETME. İş para-denetim kısmına gelince ağırlıklı olarak parayı düşünürler bu firmalar. Müteahitler iki yıl öncesine kadar kendi firmasını seçme özgürlüğüne sahipti. Şimdi kura ile seçiliyor. Müteahit olan şahıs anlaştığı yapı denetim firması ile perde arkası her türlü oyunu çevirebilecek fırsatlara sahip. (müteahit yapı denetime: "sen benim bu binanın demir beton işlerine gözlerini kapa, sonraki bütün binalarıma sen bakarsın. Paranı kazanırsın. Başka yapı denetimle anlaşmam. Hep senle çalışırız.) Sonra kolonun içine tuğla koyan mı dersin, betonu sıkıştırmayan mı dersin, demiri koymayan mı dersin, zemin etüd raporlarını değiştirenler mi dersin. Zamanında çok defa söyledik, anlattık, dilimizde tüy bitti. Asrın felaketi Deprem değil denetim işlerinin Özel Sektörün elinde olmasıdır. Bu işlerin bir an önce devletleştirilip tek bir merkezden yönetilecek bağımsız ve akademik sektörün içinde olacağı, veri ve raporların değiştirilemez bir sisteme ve bu sisteme herkesin ulaşabileceği şekilde düzenlenmesi gerekir. Bu arada bu firmalar 99 depremi sonrasında kurulmaya başlandı. En az 12 yıl şantiye deneyimi olan mühendisler bu firmalarda görev alıyordu ancak 2011 yılından itibaren 5 yıl deneyimi olan mühendisler de bu firmalara girmeye başladı. Tekrar söylüyorum, ÖZEL TİCARİ YAPI DENETİM KURUMU DİYE BİR ŞEY OLAMAZ.

    Arkadaşlar ben de travmayı iliklerime kadar hissettim. Çok şükür yakınlarımdan bir kayıp olmadı. Bu yas sürecini sağlıklı geçirip normal hayata dönmek gerek. Kolay değil kesinlikle, dışardan söylemekle içinde olup hissetmek bambaşka şeyler. Ama hayatta her şey olabilir. Hiçbirimizin yarına kalma garantisi yok. Biz toplum olarak güneyinden kuzeyine batısından doğusuna dini, ırkı, dili, cinsiyeti, siyasi görüşüne bakılmaksızın güçlü bir aileyiz. Memleketin neresine giderseniz gidin çalacağınız her kapı sizin için bir ailedir. Yardım istemekten asla çekinmeyin. Maddi manevi tüm Türkiye olarak her türlü desteğe hazırız.

    Adıyaman saat kulesi deprem saatinde durdu 😭😭😞😞 kelimelerim yetmiyor arkadaşlar . Ailem çok şükür yanımda olmasına rağmen hiçbir şey yapasım gelmiyor her saniye ağlamak istiyorum nasıl bir acı bu 😞😞😞

    Kendine biraz zaman ayır, sevdiğin hobin varsa onunla ilgilen. Sevdiklerinle daha çok zaman geçir. Kolay süreçler değil kesinlikle ancak her şey olduğu gibi bu da geçecek.

    buzmavisi hocam operatör duyurunuz için yardımcı olabilecek arkadaşlar var. Buraya atıyorum. Arkadaşlar ben de gönüllü mimar olarak sahada hasar tespit grubuna katılıyorum. Çok yardımcı olamıyorum. Aşağıda atacağım görseldeki arkadaşları sahada belli noktalara gönderebilirseniz iyi olur. Sizin de katkınız olur. Telefon üzerinden arama yapıp teyit ettikten sonra organizasyonu sağlayabilirsiniz.

    Güneydoğuda son 5 yıldır mimar olarak şantiyelerde kendi gözlemlerime göre söylüyorum: bizim her yönden terbiye, ahlak, vicdan eğitimi almamız gerek. Ne iş güvenliği var, ne denetim var, ne işini layıkıyla yapmak var, liyakat yerlerde. Çok doluyum, çok şey söylemek istiyorum ama öfkelenince de bana stres oluyor. Çok söyledik zamanında. Şantiye şeflerini ve yapı denetim firmalarını, beton numune laboratuvarlarını sıkı denetim ve ciddi bir sisteme oturtalım diye. Her şey para değil diye. Liyakat liyakat liyakat diye diye dilimizde tüy bitti. Ne yerel yönetimler ne de bakanlıklar hiç oralı olmadı. Çünkü o koltuklarda oturanlar sadece para için oturanlar, torpil olarak oturanlardı. Ekmek yiyebilmen için piç olman lazım dediler. O gün suratlarına projeyi fırlattım ve mimarlığı bıraktım. Vicdanen şu an çok huzurluyum. Allah kimseye bırakmıyor. Sizlerden de tek ricam artık ders alıp kader nasip anlayışından çıkıp hesap soracak kadar akıllı olmanız. Yoksa bugün Hatay-maraş. Yarın İstanbul-Bursa.

    Adıyaman ve ilçeleri çok sıkıntılı arkadaşlar. Diğer etkilenen şehirler de tabiki önemli ancak Adıyaman ve civarı elektrik, ulaşım, ekip, kriz yönetimi gibi, hatta il geneli krizi yönetebilecek afad, jandarma, itfaiye gibi kuruluşlar bile çok zor durumda olduğunu söyleyen arkadaşlarım var. Dışardan oraya mutlaka acil bir yardım lazım. Ordaki insanların psikolojileri kaldırmıyor maalesef. Yani cimere yazdım, twitterdan çok yazdım.

    Bu kadar büyük bir doğal afette dışardan mutlaka üst düzeyde yardım alınmalı kesinlikle. Adıyaman şehir merkezi dahil diğer 10 şehrin ilçeleri ve köyleri dahil maalesef çok çok çok cüzi iletişim sağlanıyor. Adıyaman'da şehir dışına kaçabilme fırsatı olanlar kaçtı. Diğerleri maalesef kaderine terk edildi. Bu kriz derinleşmeden ülkece bence hepimiz bir şekilde maddi, manevi, ulaşım, konaklama gibi birçok alanda ortak bir oluşum kurmalıyız. (tabi devlet nezdinde) Mesela AFAD tüm ülke birimleri, jandarmanın helikopterleri, ulaşım araçları, itfaiye birimleri toplanıp bölgeye hızlıca intikal edilmeli. Ekip yetersiz diye ilçe ve köyleri kaderlerine terk edemeyiz. Ölüm ile yaşam arasında kalan her bir can için ülkenin neresinde olursa olsun gerekirse ülkece tüm kurumları seferber etmeliyiz. Bir de kesinlikle bu tür durumlar için geniş çaplı tatbikatlar, vatandaşların eğitimi konusunda artık bir zorunlu eğitim süreçleri uygulanmalı.

    Yaşadığımız şey çok alışık olmadığımız ve maalesef hem hava koşulları, hem gece saatlerinde olması, art arda çok ciddi derecede olması tam anlamıyla bir doğal afettir. Sakin kalıp paniklemeden en az hasarla atlatmaya çalışalım. Bu süreçler zor. Allah hepimizin yardımcısı olsun 🙏🏻