Aralık 2016 sıcaklık anomalisi gibi kış geçirme şansımız yok mu artık :(((
Yaklaşık 25 gün doğru düzgün güneş görmediğimi hatırlıyorum Aralık 2016'da.
Aralık 2016 sıcaklık anomalisi gibi kış geçirme şansımız yok mu artık :(((
Yaklaşık 25 gün doğru düzgün güneş görmediğimi hatırlıyorum Aralık 2016'da.
Şengör'ün böyle bir sözünün olması imkânsız. Şengör emekli bir öğretim üyesi ve "profesörlük diploması" diye bir şeyin olmadığını bilir.
Doçentlik belgesi vardır mesela ama diploma denemez ona. Profesörlük kadrosuna hak kazanma ise çoğunlukla 5 yıl doçent olarak çalışmaktır, belgesi veya diploması yoktur yani profesörlüğün, kadrodur bir nevi.
Eskiden öğretimin daha kaliteli olduğunu kast etmek istiyor bu uyduruk cümle ama sadece komik. Birçok alanda geçtiğimiz ayki değişikliklere kadar doçentlik kolay sayılabilirdi ancak o kolaylıkla doçentlik alan kişilerin bile en az 3-4 yıl bir danışman rehberliğinde yaptıkları doktoraları var ve doktora oldukça yıpratıcı olması dolayısıyla hangi alanda olursa olsun, saygı duyulması gereken bir diplomadır, lise diplomalarıyla kıyaslamamak gerekir bence.
Bazı üniversitelerin açılışını geçtiğimiz günlerde 2 ekime attılar, umarım bu işin sonunda yine online dönem olmaz. Kulağımıza olabilir sesleri geliyor. Her defasında eğitimden feragat etmek nasıl bir iştir anlamak güç..
Yüz yüze öğretimin sonuna yaklaştık artık. Bir noktada örgün öğretim bitecek.
Tüm dünyada böyle bir temayül var. Çoğu alandaki değişimin öğretimdeki yansıması da bu.
Kütahya'da buna dahil hocam Kütahya'da 1900-2011 yılları arasında 39'u şiddetli olmak üzere 766 deprem yaşanmıştır.
Çok fazla bilinmese de merkez ilçede deprem üretme potansiyeli olduğu düşünülen bir fay var ve Haluk Eyidoğan'ın 31 Ağustos 2021'de Altıntaş'a bağlı Beşkarış-Aydınlar'daki depremi değerlendirdiği tweetinde net bir şekilde görülüyor:
Kütahya fayının deprem üretme potansiyelinin araştırlacağıyla ilgili 5 Ocak 2022 haberi:
Kütahya fayının deprem üretme potansiyeli araştırılacak
Kütahya Fay Zonu'nun Holosen Aktivitesi isimli bir ulusal yayın:
Samet hocam, puanlar tam. 10 milyon üst üste girenlere vermiştiniz ocak ayında. Bir de ocak ayından bu yana her gün giriş yaptığım için gelen 2 milyona yakın puan vardı, şu an veri kaybı öncesiyle tam olarak aynı. Elinize sağlık. Geçmiş olsun.
2007 ve özellikle 2014'teki gibi medyada daha çok yer alması lazım bu durumun. Sitenin Twitter hesabından sık paylaşım yapılırsa iyi olur.
Katılmak istiyorum.
Ege Bölgesi - Kütahya
Hocam mesala: coronavurüs sayfasına tıklıyorum ama benim önüme yılbaşı çekiliş sayfası cıkıyor. (Her zaman olmasada bazen oluyor.)
Mobilden giriyorsanız ve özellikle Opera kullanıyorsanız olabiliyordu sanırım. Sayfayı biraz kaydırmazsanız en üstteki (en son mesaj yazılan konu) konuya tıklamış gibi oluyor sanırım.
Paramana helal olsun hocam, yine almışsınız tek bileti. Stres yönetimi budur. Mangal gibi yürek
1 milyon vaadinizi görmemiştim, şaşırdım birden transferi görünce. Teşekkürler hocam.
22.30'da unuttum almayı, mazur görün artık Samet hocam.
Herkese 1.5 yakışır bence.
Fars alfabesi? Zorlama olmuş.
1) Okulların açılması
2) Seyircili maç (19 Şubat Atalanta - Valencia maçı)
Koronavirüs en çok bu iki faaliyetle bulaşır.
Eğitim eğitim olsa anlayacağım da sosyalleşme dışında verdiği bir şey yok. Şu virüs ortamında okulda sosyalleşmek de mümkün değil. Herkes diken üstünde, böyle bir ortamda eğitimin nesinden fayda gelir? Meslek liselerini ya da ilkokullardaki hiperaktifleri kimse görmek istemiyor herhalde. Madem eğitim çok önemli, anne-baba öğretmenlik yapıversin. Üniversite çağından önce anne-baba çocuğa evde tahammül edemiyor. Üniversiteden sonra çocuk, anne-babaya evde tahammül edemiyor. Bu nasıl iştir anlamadım ki. 10 yıl mezun vermesek sıkıntı çekmeyiz zaten.
Uzaktan eğitim/öğretim bugün için verimsiz ancak bundan kaçış yok gibi görünüyor. Öyle ya da böyle alışacağız.
Hayırlı olsun.
@4 Şubat
Bolivya.
İl il vak'a sayılarının açıklanması için kamuoyu yapmak lazım artık.
Okullar, eğitim-öğretim zaten tüm dünyada sorunlu, artık on kat daha sorunlu ve sosyal mesafe kuralıyla bilmemneyle içinden çıkılmaz, korkunç bir hâl alacak. Mesela ilkokul çağındakilerin kurallara uymasının çok güç olduğundan defalarca bahsedildi ancak 12-18 yaş arasında da pek çok problem çıkacaktır. Bin türlü disiplin sıkıntısı olan okulun birinde bir tanesi çıkıp öksürür, kasten tükürür sonra da "Filanca okulunda/lisesinde korona vahşeti: 1000 vak'a!" başlıklı haberleri okuruz buralardan. Hop okulları bir daha kapattık olur.
Pekâlâ. Bu, korkunç bir senaryoydu. Okulları bugün talebeler için bir nebze çekilir hale getiren nedir? Arkadaşları ve küçük bir kesim için de öğretmenleri. Sosyal mesafe ve maske kuralıyla zaten duygularını aktaramayan en az 20 kişiyi bir yere tıkıp, belki virüs saçmamaları için konuşmalarını bile engelleyip (havalandırması yetersiz, kapalı bir ortamda bunların da %100 koruyucu olduğu kesin değil) sosyalleşmenin de sıfıra indiği okulu açmak öğrenciye ekstra eziyetten ve sağlık sistemine yükten başka bir şey olmaz.
Yaz mevsiminde toplumsal bağışıklık da deneyemeyeceğimize göre.
Yakından hali zaten kötüyken uzaktan hali de en iyi ihtimalle vakit kaybı. Öğrenim zaten zordu öğrenciler için, bundan sonrasını artık düşünmek dahi istemiyorum.